Paylaş
Öte yandan işin komiği bu fotoğrafları çektiren kadın manken-oyuncu-şarkıcıların bir türlü “Evet kardeşim, bu fotoğrafın erotik göndermeleri var, seksi olmak için yaptım” diyememesi.
Bizim erkekler herhangi bir seksi poza “Yavrummss” diye yaklaşıyorlar ya, acaba hanım kızlarımızın “Fotoğrafta fettan görünüyorum ama hâlâ çok ama çok iyi bir kızım savunması mı bu?
Hatırlarım, Bengü’nün yeşil elma ve yeşil bikini kompozisyonlu fotoğrafları çok ses getirdiğinde ona sorulan “Çocuksu havandan kurtulmak için mi çektirdin bunları” sorusuna bir türlü “Evet, elbette!” diyememişti. Gerçi “Feci bir şekilde Rihanna’yı taklit ediyorum” da diyemiyor, o ayrı.
Sonra, Tuba Ünsal’ın son bir yıldır hızla yükselen bir grafikle “Aralık dudaklı pozlar” vermesi... Hello’nun son sayısındaki “Madonna ve Tuba arasındaki ortak noktalar” fotoğraflarını sadece “Çok güzel bir proje” olduğu için mi kabul etti? Eskiden mümkün müydü Tuba’ya cinsel birleşme pozisyonu verdirmek? Haşaaaa...
Tuba son bir yıldır erotik fotoğraf açılımlarında. Var elbette bir sebebi. şimdi Tuba bilmiyor mu bu fotoğraflara hiçbir erkeğin “Uuu, çok sanatsal ve çok Madonnasal” diye bakmadığını...
Bir kadın seksi poz verdiğinde fotoğraf zaten yeterince konuşuyor. Onun üstüne “Fakat, ben bunu seksi olmak için yapmadım. Bence çok estetik, çok köstetik vıdı vıdı” konuşmaları bana çok ama çok bayat geliyor.
Gelelim bu seksi fotoğraflar ayağa dolanır mı meselesine...
Dolanır efendim. Kimin dolanmamış ki? Fakat elbette bunu ne kadar umursadığınıza bakar. Günün birinde kıskanç ve aşırı sahiplenici bir erkek arkadaş-koca edinirseniz işiniz iş.
Bizde erotik fotoğraf çektirmek “seks kasedi” olmasıyla eşdeğer algılanıyor!
Şahan Gökbakar, Ayşe Arman’ın “Doğa’nın bir süre önce çektirdiği seksi fotoğrafları sizi rahatsız etti mi?” sorusuna “Etmedi, sadece bu fotoğrafların hayatı boyunca onu takip edeceğini söyledim” dedi. Eder. Doğrudur.
Bennu Yıldırımlar, Gökten Üç Elma Düştü filmindeki duş sahnesi anında olay olunca, ‘Ben de Kate Winslet gibi sadece mesleğimin gereğini yaptım. O yapınca oradaki insanlar onu Oscar’a layık gördü, burada ise olay çıkıyor. Bu nasıl tezattır’ diye konuşmuştu. Doğrudur.
Bizde işler böyle, yapacak bir şey yok. Sokakta etekle bile yürümekte zorlanıyoruz. Dünyada “Kadın vücuduna en hızlı tepki veren” ülkeler sıralamasında rahatlıkla ilk 5’e gireriz.
Beyin-bamya arasındaki kısayol bizim erkeklerde hakikaten çok kısa, çok.
Güldürürken düşündürmüyor
Ne zamandır söyleyeceğim, dumanı üstündeyken diyeyim de rahatlayayım. Haftalarca konuştuk “Recep İvedik’e niçin gülüyoruz” diye.
Yakında üstüne tez filan yazılsa şaşmam.
Olay bence gayet açık.
Bir hesap edin, “Güldürürken düşündürüyor” lafı acaba kaç yıllık? Sadri Alışık’tan Kemal Sunal’a, Nejat Uygur’dan Ali Poyrazoğlu’na, Levent Kırca’dan Zeki-Metin’e hep gülerken düşündük. İnce ince içimiz buruldu. Şimdi Recep İvedik için “Bir takım tabularımızı yıktı” diyor filan değilim fakat kendisine katılarak gülmemizin sebebi içimizdeki mağara adamıdır, gülerken düşünmememizdir efendim. İlk insan dürtülerimizi kaşıyor kendisi.
Hayır yani, filme gider de gülerken kendinizi suçlu filan hissedersiniz, hissetmeyin diye söylüyorum. Ayrıca gülme eylemini bu kadar sorgulamamak lazım yahu...
Dekupe kadınlar, sorarım size!
Çok sevgili Eda Taşpınar, Deniz Berdan ve Ivana Trump pardon Sert.
Size bir şey soracağım.
Şimdi siz şekil ve stil babında gazetenin “İkonlar da bugün davetlere öyle kıyafetlerle katıldılar ki beni benden aldılar” haberleriyle arz-ı endam ediyorsunuz ya. Allah aşkına kışın mini etek ve sandalet giyip böbrekleri üşütmemenin sırrını açıklayın!
Evet, beni ancak siz kurtarırsınız. Evde kısa şortla cıbıl cıbıl uyuyakalınca bile ertesi gün ağrılarla uyanıyorum! Eteğinizin altında küçük sıcak su torbacıkları filan mı var? Söyleyin yahu!
Paylaş