Paylaş
Hatta “özel hayata müdahale” olarak tanımlanan tüm içeriği sonsuza kadar yok etmek, bir nevi “itibar temizliği” yapmak da mümkün.
Bugün geçmişi hakkında güncel bilgiler dışında yazı ve fotoğraf bulamadığınız kişileri bir düşünün.
Ne yapıyorlar? Geçmişlerini nasıl temizliyorlar internet tarihinden?
Peki acaba bazı dizileri internetteki rastgele sitelerden neden izleyemiyorsunuz?
Bir başka konu...
Çok değil, kısa süre önce “ünlülerin ipliğini pazara çıkaran” isimlerin neden sivri laflar etmekten vazgeçtiğini bir düşünün.
İnternet, yani “sanal gerçeklik” olarak tarif ettiğimiz dünyanın hukuku, “gerçek” dediğimiz dünyadan pek farklı değil. Ha, tabii artık “üstünlerin hukuku” olarak tanımlanan Türkiye hukuk sisteminden bahsetmiyorum.
Konu internet olduğunda, iş Türkiye yasalarının kontrolünün dışında.
Mesela, com uzantılı bir site hakkında işlem yaptırabilmek için Amerikan mahkemelerine bağlısınız.
Hatta internetteki pek çok konu için de Amerika’ya bağlısınız.
İşte tam da bu yüzden internete devlet baştan el koyuyor.
Önceki hafta Rubbit Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Emre Teker ile buluştuk.
Rubbit, Las Vegas merkezli bir bilişim hukuku firması, dünyada alanında önemli bir kuruluş.
Telif koruma ve online itibar yönetimi konusunda çalışıyor. Politikacılar, şarkıcılar, oyuncular gibi toplum önünde iş yapan kişiler, özellikle “itibar yönetimi” için başvuruyor.
(İtibar yönetimini, “haklarında yazılmış yalan, hakaret, uygunsuz fotoğraf; veya özel hayata müdahale olarak tanımlanan her içeriği kaldırtmak” olarak tanımlamak mümkün.)
Sadece şöhret sahibi kişilerin alanındaki bir konu değil elbette bu.
Markaları, firmaları ve sade vatandaşı da yakından ilgilendiriyor.
İnternette “dert” çok.
Eski sevgiliniz, elindeki “uygunsuz” fotoğrafları internette yayıyor, durmadan sizi tehdit ediyor veya hakaret ediyor diyelim.
Veya kendi kullanım hatasından dolayı bir ürünle sorun yaşayan kişi, üretici firma hakkında olumsuz yaygara koparıyor.
Sosyal medyanın, kişilerin veya markaların itibarını yerle bir edecek; hatta şirket batıracak kuvvette olduğunu biliyoruz.
Bir başka konu: İçerik hırsızlığı.
Malum, internetteki en büyük sorunlardan biri. Dizilerden tutun aklınıza gelebilecek her türlü içerikte, kopyala-yapıştır düzeniyle büyük paralar döndüren bir sistem var.
İllegal siteler her yıl 20 Milyon Liradan fazla bir reklam pastasını paylaşıyor.
Hazır vatandaşın parasını çalan siyasetçileri konuşurken, bir de burada usulsüzce dönen paranın miktarına bir bakın...
Neden sansür?
Gelelim sansür meselesine...
Uygunsuz her türlü içeriği, internet korsanlığını etkili yöntemlerle hızla engelleyen konusunda uzman hukuk firmaları varken neden internete devlet filtresi geliyor?
Ben size söyleyeyim: Mesele kökten hallediliyor.
Üstelik “hukuka aykırı içerik yayınını engelleyeceğiz” torbası içinde arada pek çok konuyu da kaynatmak mümkün.
Gayrı ahlaki bulunan, iktidarın hoşuna gitmeyen veya “Toplumsal hassasiyetlerimiz” olarak ifade edilen ve son derece muğlak olan konular da kökünden çözülüyor. Bir süre sonra, gerçek haber ve bilgiye değil, devletin uygun gördüğü içeriğe ulaşabilir oluyorsunuz.
Amerika, Türkiye mahkemelerinden alınmış kararları tanımadığı için site kapattırmak imkansız.
Böyle bir durumda içerik engellemek, uzun sürecek ve maliyetli olacak bir uluslararası hukuk zinciri kurmaktan daha kolay şüphesiz.
Paylaş