Paylaş
2008 yılında görevde olan eski Batman Belediye Başkanı da “Batman” filminin yapımcısı Christopher Nolan ve Warner Bros. şirketi hakkında “Batman ismini izinsiz kullandıkları” için suç duyurusunda bulunmuştu.
Zannederim bu olayı sonsuza kadar hatırlayacağız...
Samsung yetkililerinin Samsun şehrinden haberleri var mı bilinmez ama bu haber de aynı Batman komedisi gibi dünyada da konuşulmaya başlanırsa duyacakları kesin...
Bu örnekler insanın aklına Streisand Etkisi’ni getiriyor.
Streisand Etkisi, yasak ve sansürlerin, yasaklanmaya çalışılan konuya daha çok dikkat çekmesiyle sonuçlanmasını tanımlar...
Hikayesi şu:
2003’te Amerikalı fotoğrafçı Kenneth Adelman, Malibu kıyılarındaki sahil erozyonunu belgelemek üzere sahil şeridinin fotoğraflarını çekiyor, fotoğrafların arasında ünlü şarkıcı Barbra Streisand’ın evi de görülüyor.
Bu fotoğraf, magazine malzeme olsun diye değil, sahil erozyonuyla ilgili bilim insanlarının çalışmalarına veritabanı sağlamak için çekilmiş 12 bin fotoğraftan sadece biri...
Adelman, fotoğrafları kendi web sitesi olan California Coastal Records Project’in web sitesine yüklüyor ve Barbra Streisand, fotoğrafın kaldırılması için Adelman’a 50 milyon dolarlık dava açıyor.
Bu davaya kadar siteden sadece altı kez görüntülenen fotoğraf, dava konusunun yayılmasıyla 420 binden fazla tıklanıyor...
Yasaklama, üzerini örtme veya sansür çabaları, bırakın unutturmayı, üzerinden zaman geçse dahi konuları hatırlanır hale getiriyor.
Hangi habere yayın yasağı getirilse, daha fazla konuşmadık mı?
Avukatın Streisand etkisiyle sınavı
Bunun son örneklerinden biri, bir avukatın Ekşi Sözlük’le yaşadıkları.
Avukat, 2015 yılında Periscope yayınını açık unutarak uyuyakalıyor ve bu canlı yayın, sözlükçülerin bir süre gündeminde kalıyor, alay konusuna dönüşüyor ve doğal olarak bir süre sonra konu “eskiyor” ve gündemden düşüyor.
Fakat kısa zamanda konu yeniden alevleniyor, sebebi ise avukatın kendisi...
Avukat, Ekşi Sözlük’te, adının altına yazılanları ve kendisiyle ilgili olabilecek tüm başlıkları ceza mahkemelerinden karar aldırarak tam iki senedir düzenli olarak sildiriyor.
Bu canlı yayın kazasını ve konuşulanları belki hiç dikkate almasa, bugün herkesin nadiren aklına gelecek bir olayı ve adını, hiç istemediği bir biçimde sürekli gündemde tutmayı başarıyor böylece.
Üstelik, kendisinin adını, mesleğini ve açık unuttuğu yayında neler yaşandığını normalde duymayacak olanlar bile haberdar oldu.
Adını yazmıyorum, bir de bu yazıyı sildirmek için uğraşmasın...
Her zaman sansür değil, ilgi alanınıza girmeyen konulardan da çoğu zaman benzer bir etkiyle haberdar oluyorsunuz.
Samsun Valisi’nin adını belki özel bir durum olmadıkça merak etmeyecektiniz...
Fakat “Samsung” meselesiyle kendini “unutulmaz valiler” arasına soktu bile...
“Batman” diyemiyorduk!
1989 yılının ekim ayında Michael Keaton’lu “Batman” vizyona girdi.
Filmin hepimizi esir aldığı yıl, ilkokuldayız, “Batman”le yatıp “Batman”le kalkıyoruz.
Sadece birkaç ay sonra, 1990’ın mayısında Batman ilçesi, Siirt’ten ayrılarak il oldu.
Sonra olan bize oldu!
Derste laf ne zaman Batman’a gelse herkes “betmen” diyor, özellikle de yapıyor değiliz elbette.
İlkokuldayız, “Batman” dedin mi bir tane Batman var dünyamızda, o da yarasa adam ve maceraları...
Biz “betmen” dedikçe öğretmen sinirleniyor, düzeltiyor, heceletiyor, doğrusunu söyletiyor ama...
Heceleri birleştirince, hop, yine “betmen” deyiveriyoruz, kazınmış bir kez aklımıza...
“Oğlum betmen değil, kızım betmen değil, BATMAN” diyor ama yok, olmuyor...
1989 yılında Batman’a “betmen” diyerek istemeyerek çileden çıkardığımız öğretmenimiz Behice Karadayı’dan da bu vesileyle özür dileyeyim!
Paylaş