Sadece meme sendromu mu?

Hande Ataizi “Bizde toplumca meme sendromu var” demiş. O yüzden transparan giymeye cesaret edemeyeceğini söylemiş.

Haberin Devamı

Şimdi hayatımıza bu açıdan bakacak olursak “meme sendromu”nun “toplumsal sendromlar” listesinin sadece bir parçası olduğunu söyleyebiliriz.
Daha oraya gelene kadar bacak sendromu var, popo sendromu var, göbek sendromu var... Var da var! Kadın bedeni öyle acayipleştirilmiş durumda ki bir sendromdan diğerine koşuyor erkekler haliyle...
Ne yazık ki bu dün olan bir hadise değil. Yüzyıl, hatta binyıllardan beri, kadın hep “Erkeklerin nefsini kabartmaması için bir yerlerini saklaması gereken varlık” olmuş. Erkek “Nefis” kavramı üzerine kafa yormamış, kadın kendini saklamak zorunda bırakılınca.
Erkeğin arzusu, isteği normal, -mesela- kadının bir lokma bacağının görünmesi anormal ve “arzu kışkırtıcı” bir davranış olarak yerleşmiş böylece.
Yüzyıllar önce nasılsa, şimdi de öyle.
“Nefis” meselesinin üstüne, “Kadına evlenmeden önce erişim yasaktır” anlayışı da eklenince, çocukluğundan beri kadını tabu olarak gören ama ilerleyen yaşla, eğitimle ve çevresinde gördükleriyle kafasında normalleştirmeye çalışan, bunu bir türlü beceremeyen, becermeye çalıştıkça gülünçleşen erkeklere dönüşmüşler.
Mesela erkekler kadınların kalçasına bakmak konusunda kendine hakim olamaz.
Kaç defa yakalamışımdır, mesela bir koridorda yürüyorsunuz, bir adamın yanından geçiyorsunuz, adam sizinle ilgilenmiyor gibi yapıyor ama önünden geçtiğiniz anda popoya kilitleniyor.
Siz de bunu ilerideki camdan kabak gibi izliyorsunuz onun haberi olmadan. Yani aslında önünüzdeki camda “Bir Türk erkeğinin öyküsü”nü izliyorsunuz, film gibi...
Kadın bedeninin tabu olduğu bir toplumda büyümüş, ona belli kural ve koşullar sağlanmadıkça ulaşılamaz bir “yasak elma” anlamı yüklemiş, sonra büyümüş, okullara gitmiş, hayatı öğrenmiş, istese de istemese de kadını “normalleştirmiş” ama bazı zamanlarda çocukken, ergen ve gençken öğrendiklerinin çıkmasını engelleyememiş: Geçmişte tekrarlı olarak bastırdığı duygular, (artık bastırmıyor olsa bile), önünden bir popo geçince uyanıveriyor. Gözlerini oradan çekemiyor...

Haberin Devamı

Taciz profesyonelleri

Tabii bastırılmış duygular her zaman bu kadar kibar biçimde ortaya çıkmıyor.
Bastırılmış duygular çoğu zaman korkunç bir açlığa da dönüşebiliyor.
Düşünsenize bir, memlekette sokakta poposu sokakta mıncıklanmamış kadın var mıdır? Yoktur! Türk kadını dediğin, bu deneyimi hayatta şanslıysa bir, değilse defalarca yaşamıştır. İşin fenası da ne biliyor musunuz? Kadın bedenine olan açlığın gözle, elle, sözle taciz olarak hayatta kendine yer açması giderek normalleşiyor. Taciz o kadar yaygın ki, “taciz profesyonelleri” bile var hayatımızda.
Mesela kalabalık bir yerde yürürken adam sana “yanlışlıkla” öyle bir dokunuyor ki taciz olup olmadığı konusunda ikileme düşüyorsun.
Sana öyle bir ıslık çalıyor ki, aslında yüzde yüz taciz ama bunu aktörleri kıskandıracak ustalıkla yapıyor ve sen “Acaba bana mı çalıyor, yoksa üstüme mi alınıyorum?” diyorsun.
Öyle bir laf ediyor ki, yine yüzde yüz taciz ama sen yine “Üstüme alınıyorum herhalde” diye düşünüyosun. Sen düşünene kadar adam tatmin oluyor zaten... Taciz profesyoneli de böyle oluyor işte. Sen “Ay, oy, hey, acaba, bana mı” derken... Ohooo, o çoktaaan tatmin olmuş.
Taciz artık bizim için ne yazık ki normal. O kadar normal ki, şort giyip sokağa çıktığımızda taciz edileceğimizi bilerek çıkıyoruz.
Bu değişmeli sevgili Habitus okuru kadınlar. Ne dersiniz?

Yazarın Tüm Yazıları