Okan Bayülgen ve Demet Akalın

Bayramın ilk günü Okan Bayülgen’le bir röportaj yaptık. Artık bu devirde tüm programların içeriğinin siyasallaştığını/siyasallaşacağını, bundan sonra “Demet Akalın’a dönüş” olmayacağını söyledi Bayülgen...

Haberin Devamı

Yani sadece, saf eğlenceye yönelik bir talk show’un izlenmeyeceğini, istenmeyeceğini, pop kültürün dönüşeceğini anlattı bir başka deyişle.
Katılıyor muyum?
Hem evet, hem hayır. Pop kültürün zamanla; siyasi ve düşünsel koşullara bağlı olarak dönüşmesi elbette kaçınılmaz, fakat Okan Bayülgen’in bence atladığı bir yer var.
Eğer hayatın her anına siyaset, gündem meselesi veya “derinlik” katacak olursak aklımızı yitiririz.
Siyasetin hayatın büyük bir alanını kapladığı bir ülkede, “nefes” alanı şart ve bana kalırsa izleyicinin taleplerinden biri de bu. Hatta bu bir talep de değil, insan doğasının ihtiyacı...
Elinizde tuttuğunuz Kelebek de bir nefes alanı mesela. Ormanda güzel bir yürüyüş de bir nefes alanı.
Evde oturup sessizlik içinde kitap okumak da nefes alanı. Güzel bir filme dalıp gitmek de nefes alanı.
“Eller havaya” bir pop şarkısı da kimisi için nefes alanı...
Ve daha da önemlisi, insanın “hayatta kalma” güdüsüne dair bir iz.
Dostlarla sohbet ederken “Zor zamanlarda zihnen ayakta kalma” meselesine dair hep verdiğim bir örnek var: Twitter’da takip ettiğim Open Culture’ın hesabından bir tweet atıldı bir süre önce. Tweet’te, 1. Dünya Savaşı zamanlarında çıkan avangart sanat dergilerinin kapak görselleri vardı.
“Ne olmuş?” diyeceksiniz... Bu kısacık tweet, insana, insanın hayata olan bağlılığına, yaşama güdüsüne dair öyle çok şey söylüyor ki...
İnsanlar oturacak evleri yokken, yiyecek yemekleri yokken, yarın yaşayıp yaşamayacakları belli değilken, şehirlere bomba yağarken sanat dergisi çıkarmışlar.
Hayata tutunmuşlar, akıllarını korumak için savaşın kendisine değil, kendi işlerine yoğunlaşmışlar.
Ve kendi işlerine yoğunlaşabildikleri için savaşın yıkımı bir sanat akımına biçim vermiş. Zamanın kültürü, koşullarla böyle şekillenmiş.
Hayatta merkeze neyi koyarsanız, ona dönüşürsünüz. Tarihin içinde bir yerlerde, birileri, savaş zamanlarında bile “Hayat savaştan ibaret değildir” diyebilmiş ve tepkisini kendi işini en iyi şekilde yaparak vermiş. İyi yaptığı iş, tepkinin kendisine dönüşmüş.
Dolayısıyla gündemin koşulları insana ne veriyor olursa olsun, birilerinin “gündemle ilgisiz” işlerini devam ettirmesi, “Ülkede neler oluyor, sizin derdinize bakın” diye eleştirilmekten korkmadan, her ne yapıyorlarsa onu yapmayı sürdürmeleri gerekiyor.
Yazarlar kitaplarını yazacak, müzisyenler şarkı yapacak, insanlar iş üretecek, yorulacak...
Bazen televizyona gündemi yakalamak için bakacaksınız, bazen size hiçbir şey katmadığını düşündüğünüz bir programa boş boş dalacaksınız...
Kimi sanatında gündemin izlerini taşıyacak, kimi kendi iç dünyasını yansıtacak...
Bakın, bunların hepsi insanlık hali, hepsi ihtiyaç. Belirli bir çerçevede hepsi “hayata tutunuş”, hepsi normal.
Ve bugünü dönüştürecek olan da bu.
Zor günlerde kendi mesleklerini ısrarla sürdürenlere, “hayata ara” vermemizi sağlayan işler üretenlere, müzik yapanlara, sinema yapanlara, dizi yapanlara, ortaya koydukları işlerle “nefes alanı” sağlayan herkese saygı göstermek gerekir.
Onlar olmasa, inanın aklımızı yitiririz.

 

Haberin Devamı

Taciz eşiği

Haberin Devamı

Otobüste bir adam tarafından şort giydiği gerekçesiyle tekmelenen genç kadını gördünüz...
Taciz ve şiddet meseleleri, tacizin ve şiddetin olduğu ortamdaki eşikle ilgili.
Bugün şort giyen kadını tekmeleme hakkını kendinde gören meczup, bu iş normalleştiğinde yarın “saçın göründü” diye kadın katili olur.
Bunun bir sonraki evresi, bu işin normalleşmesi ve taciz eşiğinin düşmesidir.
Bu adam bir suç işledi. Yakalanıp cezalandırılması gerekir.
Aksi takdirde bu tip tacizlerin önü açılmış olur.
Bu, potansiyel tacizcileri cesaretlendirmek olur.
Görüntüler ortada. Artık bu noktadan sonra Adalet Bakanlığı ve Aile Bakanlığı’nın alacağı tavır önemli. Bir kamu davası muhakkak açılmalı...
Tacizi, şiddeti normalleştirmemek, bu meczupların kendi karanlık dünyalarına ait olmayan insanlara şiddeti hak görmelerini engellemek için bu adamın cezalandırılması şart!

 

 

Yazarın Tüm Yazıları