Biz kadınlardaki alışveriş dürtüsünün sorumlusunu bulmuşlar.
“Ay onu da aalll” diyen şımarık arkadaş, muayyen gün öncesi coşma hormonlarıymış!
Ben de sanıyordum ki bu hormon dalgalanmaları, sadece içimdeki deli kadının ortaya çıkmasına sebep oluyor!
Sanıyordum ki, sadece köpeğim bana küstü diye zırlamamı, evde ayda bir kıskançlık krizi yaratıp arbede çıkarmamı açıklıyor!
Meğer aynı dönemde ağzımdan otomatik olarak çıkan “Ya ben bi alışveriş merkezine gidiyim ya. Ben bi vitrin bakayım ya!” cümlelerinin de müsebbibi imiş.
Şimdi, malum, kredi kartları sağ olsun, olmayan paraları harcamak pek basit. Babam “Melike, fazla sok-çıkar yapma, bak ödeyemiyorsun” der. Adam haklı. Sanki o kartı pos makinesine sokup çıkarınca malları bedavaya veriyorlar!
Kredi kartı kullanmasak, kasada nakit ödemeye kalksak hayatta kıyamayız o paralara, eminim. Neyse, efendim şimdi bu dürtüyü engellemek şart.
Peki ne yapmalı? Öncelikle nakit para harcamaya dikkat etmeli.
Sok-çıkar’a bir son vermeli!
Benim esas başka bir taktiğim var, gayet işe yarıyor: Giriyorum E-bay’e sevdiğim tasarımcıların, Türkiye’de olmayan beğendiğim markaların, bulamadığım parfümlerin, ikinci el kitapların izini sürüyorum. Satın almasam da zevkten dört köşe oluyorum!
Bazen nefis bir şey yakalıyorum, cüzdanımda beni rahatsız eden küçük şişliği indiriyorum...
Bazen, sadece “terapi niyetine” bakıyorum da bakıyorum...
Aynen bilgisayar oyunu oynarken hipnotize olan erkekler gibiyim. E-bay seansı sırasında evime tam kadro bir Kolbastı ekibi dalsa fark etmem, o derece...
Bir şeyler satın alırken kötü sürprizlerle karşılaşma, kazıklanma ihtimali de var ancak birkaç mühim manevrayı bildikten sonra öyle kolay kolay hayal kırıklığı yaşamazsınız...
Nasıl mı? Sizi yandaki kutumuza alalım.
Yeni başlayanlar için E-bay
Etrafta yıllardır fahri E-bay konsolosu gibi gezdiğim için herkes bana “Ayy, Melike n’oolur şu E-bay’i bize de göster” diye sızlanır. Çünkü bendeniz, tasarımcı çantalarını, güneş gözlüklerini, parfümleri, ayakkabıları E-bay’den çok makul fiyatlara alırım. Bu özelliğimle pek kıskanılırım!
Yaaa, teknolojiden korkmayınız efendim!
Peki nasıl olacak bu güvenli alışveriş? Önce E-bay’e girecek, “register”ı (kayıt ol) tıklayacaksınız. Üye olacaksınız. Başlayacaksınız gezinmeye. Mesela bir çanta beğendiniz. Satıcı Türkiye’ye kargolama yapıyor mu, kaç paraya yapıyor, bakacaksınız. Yazmamışsa soracaksınız. Sonra, satıcının “Power seller” olmasına dikkat edeceksiniz. “Power seller” demek, satıcının ürünlerinden iyi geri bildirim almış olması demek. Meali, “Bu arkadaş bugüne kadar kimseye kelek atmamıştır” oluyor... Ayrıca satıcı Paypal ile ödeme kabul ediyor olsun. Bu da ikinci güvenlik şartımız.
Alışverişimize devam edelim. Çantayı beğendiniz, satın almak istiyorsunuz. Olayımız açık artırma, tıklayacaksınız “place bid”e (fiyat ver), vereceksiniz fiyatı. O anki fiyatın üstüne çıkmalısınız elbette.
Sonracığıma, ürünün süresinin dolmasını bekleyecek, arada kontrol edeceksiniz. Her an biri sizden yüksek fiyat verebilir! Diyelim ki ürünü siz kazandınız (ya da “buy it now” (hemen al) seçeneği sunulmuşsa açık artırmaya katılmadan belirtilen fiyatı ödeyip ürünü almayı tercih etiniz). “Pay” (öde) butonu sizi “Paypal”a yönlendirecek.
Paypal, güvenli bir para aktarım sistemi. Güzelliği, satıcıya kredi kartı numaranızı, hesap bilgilerinizi vermenize gerek kalmaması. Sistem, parayı kredi kartınızdan çekerek satıcıya iletiyor. Paypal’a üyelik esnasında kredi kartı bilgilerinizi, adresinizi, kısacası ürünün elinize ulaşması için gerekli tüm bilgileri giriyorsunuz, o nedenle “pay now” (şimdi öde) butonuna bastınız mı iş bitmiştir. şimdi postacı yolu gözleyeceksiniz. Bu arada, değeri 100 Euro’dan fazla olan postalar gümrüğe tabi tutuluyor.
Ürün geldiğinde evde yoksanız, postacı kargonuzu semtinizin postanesine bırakıyor, kapınıza da bir bilgi kağıdı...