Paylaş
Haklı. Altına imzamı atarım.
Hakikaten, dışarıdan bakınca son derece yetişkin görünen ama ailesinin yanında “annneeeaaaah, ne yemek var?” diye okul çantasını fırlatarak eve giren liseli ergen gibi davranan bir 30+ kadın profili bulunmakta.
Bu aile büyüklerinden tepki toplayan bir davranış biçimi, ona bir şüphe yok, ancak tüm bu çocuklaşma halinin bir sebebi var.
Bakın söylüyorum, bazı ergensi davranışlarımızı teyzeleşmeyle savaşmak için bırakmıyoruz.
Aileyle olunca kundak yıllarına geri dönmeler, çocuk taklitleri yapmalar, genç kız şortları giymeler ondan. Ancak her kadın bir gün teyzeleşmeyi tadacak.
Evet, kaç benden sevgili ergen Habitus okuru, ben de sürekli “bizim zamanımızda” hikayeleri anlatan sıkıcı bir insana dönüştüm. Bana artık Habitus teyze diyeceksiniz.
Halbuki, bugüne kadar kendimi hep pek genç saydım, çoğu zaman 18-20’lik gibi pervasız davrandım, anneme babama bol bol şımarıklık yaptım, ancak artık bitti bu iş.
Evet, bundan böyle savaşı bırakıyor, teyzeleştiğimi kabulleniyorum.
Maalesef Uykusuz çizeri Alpay Erdem’in “Ben” köşesinde hep bahsettiği korkunç teyzelerden birine dönüşüyorum. Dört büyük kanıtla bunu size ispatlayacağım.
1- Geçen hafta evin bahçesinde oynayan çocukları susturmak için camdan sarkıp “EVLADIM” diye bağırdım. 2- Sık sık cıkcıklıyorum. 3- Islak saçla yatıp sabaha ormanların kralı gibi kalktığım bir sabah derbeder halde bakkala giderken küçük bir çocuk bana TEYZE diye hitap etti. 4- “Ay çok sıcak, nem var nem” muhabbeti yapıp aaay, oooy, ıh, mıh sesleri çıkartabiliyorum.
Bu kadar değil sadece, genel anlamda genç bir kadının teyzeleşme yoluna girdiğinin başka birçok belirtisi var... Neler mi?
Torba meselesi
Genç bir kızla sohbet ederken onu “bizim zamanımızda” hikayeleriyle kilitleme dürtüsü oluyor insanda mesela. Feci bir şey bu, ciddiyim, kendine hakim olamıyorsun.
Sohbet nükleer fizik filan bile olsa bir şekilde kendini hatıralarını anlatırken buluyorsun.
Bir teyzeleşme emaresi de evdeki torba sayısının artışı.
Ne alaka demeyin, bir kadının yaşının ilerlediğini, evdeki torba sayısından anlayabilirsiniz.
Çevreci dostlarımız kızmasın, bu iş maalesef böyle ve değişmeyecek.
Dünyanın sonu gelse, kutuplardaki tüm buzlar erise bile belli bir yaşı geçen kadınların evlerinde bulunan torbalara bir çare bulabileceklerini sanmıyorum.
Anlamadığım diğer bir nokta da babalarımızın ve dedelerimizin o torbaların ağzını, dünyanın tüm izcileri bir araya gelse onların bile açamayacakları bir şekilde bağlamalarıdır ki, bunu ayrıca başka bir yazıda konuşuruz.
Gece dışarı çıkmama isteği
Bir başka teyzeleşme emaresini de uzun zamandır görmezden geldiğimi fark etmiş bulunuyorum: gece çıkmamak.
Önce üşengeçlikten olduğunu düşünü-yordum ama değil efendim. Bildiğiniz, teyzeleşmekten.
Zaten evde kalmak, DVD izlemek, kitap okumak, sakin bir gece geçirmek gibi fikirler beynini istila etmişse, gece çıkmaları sabaha kadar azmak arzusundan “bir bara ya da kulübe değil de, şimdi oraları çok gürültülüdür, ne bileyim şöyle sakin bir yemek belki?”ye dönüşmüşse anlayınız ki, teyzeleşme denilen yola çoktaaaaan girmişsiniz.
Cüzdanınızda mutlaka bir iğne iplik seti taşıyorsanız da şüphesiz siz bir teyzesiniz. (bkz: ben)
Eh, artık “gencim ben gencim” diye tutturmaktan vazgeçiniz.
Kabul edin, bakın hayat ne kadar kolaylaşacak...
Paylaş