“Mutlu gün” uyanıkları!

Bilirsiniz, düğündü, efendime söyleyeyim nişandı, sünnetti, bunlar pek mutlu, insanların etraflarına sırıtarak baktığı, kimsenin dünya dertleriyle ilgilenmediği, herkesin kutlanan meselenin neşesine ortak olduğu şaşkın zamanlardır.

Haberin Devamı

Böyle kutlamaların, insanın hayatında bir kere olacağı öngörülür.
Bir kere yaşayacağın bir geceyi, mutlu anları, hayatının sonuna kadar güzel hatırlamak istersin haliyle.
Aksilik olsa bile, görmezden gelmeye çalışırsın. Çünkü ileride geriye dönüp baktığında aklına gelen ilk cümle “Her şey ters gitti, çok tatsız bir geceydi” olmamalıdır. Mutlu bir günden geriye ekşi tatlar kalmamalıdır.
İşte sevgili en mutlu gününde bile sömürülmemek için aklını kullanması gereken Habitus okuru, eğer önümüzdeki aylarda düğünün, nişanın, efendime söyleyeyim, oğlunun sünneti filan varsa, aç kulaklarını dinle.
Birtakım servis elemanları, bağlı olarak çalıştıkları mekandan bağımsız ve elbette izinsiz olarak, tören boyunca misafirlere düzenli aralıklarla yapışmak suretiyle bahşiş adı altında para isteme döngüsüne giriyorlar.
İnsanlar da “Nasılsa en mutlu günümüz” diye seslerini çıkarmıyor, gönüllü olarak soyulup soğana çevriliyor.
Siz “Oh ne kadar da iyi vakit geçiriyor misafirler” derken, aslında onlar bir yandan servis elemanlarıyla bahşiş verdin-vermedin kavgası ediyor oluyor. Rezil oluyorsun ama bundan haberin bile olmuyor...
Tabii adamlar akıllı arkadaş. Bağlı bulundukları mekana ve tören sahiplerine çaktırmadan soygunculuk yapmanın yöntemini bulmuşlar.
Diyorum ya, kimse güzel bir kutlamayı tatsız hatırlamak istemediği için bu tuhaf iş hiçbir zaman ortaya çıkmıyor, resmen “sektör” haline gelmiş...
Öyle güzel boşluk yakalamış ki adamlar, “Nasılsa herkes mutlu, verdikleri paranın derdine mi düşecekler?” diye törende kim var kim yoksa, hiç utanmadan yanlarına sokuluyor, inanılmaz paralar kaldırıyorlar.
Üstelik, kendi aralarında kırışma yöntemiyle bahşiş toplayan bu adamların yaptığından mekanın da haberi yok... Yani hem misafirler soyuluyor, hem de tören sahiplerinin ve mekanın prestiji iki paralık oluyor. Bu arada insanlar kimsenin tadı kaçmaması için “Aman boşver canım, ne verildiyse verildi, ne güzel düğündü sen ona bak” diye bu bahşiş rezaletini görmezden geldikleri için soygunculuk devam ediyor.
Diyeceğim o ki, gözünüzü açın, kutlama öncesi mekanla ve size servis yapacak tüm ekiple masaya oturup konuşun.
Tabii insanın aklına gelmiyor böyle bir konuda uyarı yapmak.
“Bahşişi adabına göre vereceğiz” demek... Uzattığınız 50 Lirayı alıp “5 lira verdin abla!” diyen taksiciye parayı uzatmadan önce “Bana bak taksici gözlerime ve elime iyi bak, bu uzattığım 50 liradır!” demek aklınıza geliyor mu? Gelmiyor.
Aynı hesap işte...

Haberin Devamı

Cenazede bile var!

Haberin Devamı

Hadi normal günlük hayatımızda sömürülmeye alıştık.
Hadi mutlu günlerin sömürülmesine de alıştık diyelim.
Fakat ne yazık ki vicdanı olmayan adamın hali, mutlu günde de aynı, kötü günde de aynı...
Düşünün artık, bu bahşiş işi cenazelerde bile var! Sen orada yakınını kaybetmişsin, etinden et kopuyor, kalbin bedeninden çıkıp koşarak uzaklaşacak neredeyse, öyle canın acıyor ama adam bahşiş peşinde.
Diyecek söz gerçekten yok böylelerine...

Yazarın Tüm Yazıları