Paylaş
Seninle aynı düşünceyi paylaşmayan birtakım kendini bilmezler, hayal gücünü zorlayan küfürlerle, akıl almaz hakaret ve tehditlerle donattıkları mail’ler göndermek konusunda hiç çekimser değildirler.
Öyle mail’ler yazar, öyle küfürler ederler ki, ne ailen kalır, ne becerilmedik tarafın, ne hayatın...
Kendi kafalarında yarattıkları bir “yazar imajı” vardır mesela, öyle gıcık kaparlar ki o imaja, karşılarındakinin bir insan olduğunu unuturlar.
Kendi hayallerinde, kendi önyargılarıyla kurdukları ve sana ait olduğunu sandıkları hayatın analizini yapmaya kalkarlar, en adi, en pis dil ile.
Bu küfürlü mail’leri Türkiye gazetelerinde çalışmış ve çalışmakta olan yazarların hepsi alır. Kimileri az, kimileri çok. Ben şanslıyım, bir sene içinde belki dört, belki beş tane gelir bunlardan.
Ama gelir mi? Gelir. Mutlaka gelir. İster magazin yazsın, ister politika, Türkiye gazetelerinde yazan her yazara gelir.
Genellikle yazarlar denizinde bu mail’lerle pek uğraşılmaz, görmezden gelinir. “Her şeyi takmayacaksın, bin türlü insan var, hepsini düşünecek olursan ohoooo” tarafından yaklaşılır bu küfürlü mail meselelerine.
Hâl böyle olunca, canları yanmayan ve “okur” sıfatıyla ödüllendirilemeyecek bu küfürlü mail sahipleri, istemedikleri düşünceleri dile getiren, kendileriyle aynı perspektiften bakmayan yazarlara “döşemeye” devam ederler.
Kimileri işi artık “düzenli taciz”e döndürmüştür, belirli zaman aralıklarıyla, burada yazamayacağım içeriğe sahip mail’ler gönderirler.
Peki şu hayatta canımızın istediğine ağzımıza geldiği gibi küfretme, tacizde bulunma ve tehdit savurma hakkına sahip miyiz? Milattan önce 2000 yılında mıyız? Kuralsız-kanunsuz bir medeniyette mi yaşamaktayız?
Elbette hayır. Fakat ne yazık ki internetin sağladığı sanal dünya bu işleri kolaylaştırıyor.
Kimliklerinin bilinmeyeceğini, bulunmayacaklarını zanneden -ve çok yanılan- bazı kendini bilmezler, küfür-taciz-tehdit ekseninde dönen mail’lerini göndermekten çekinmiyor.
Ve ne yazık ki günümüz teknolojisi, mail’leri anında telefondan görme durumu yarattığı için, -mesela-SMS’lerini okurken, bir anda karşına “Senin bilmem nereni” diye bir mail çıkıyor karşınıza.
Sorarım size, kimin, ne hakkı var buna?
Bilişim Suçları birimi bunun için var
Dediğim gibi, umursamadıkça taciz devam ediyor. Bunun bir yazar, hadi bir yazarı bırakın, bir insan için ne kadar rahatsızlık verici bir hadise olduğunu yaşamadan hissetmek zor.
Ben bu adamların cezasız kalmaması gerektiğini düşünenlerdenim.
Bana kalırsa tüm yazarlar, “Aman ne uğraşacağım, boş ver be” deme rahatlığından ve “umursamazsam gerçek olmazlar” anlayışından vazgeçmeli.
Bilişim suçları kapsamında incelenmesi ve cezalandırılması gereken bu adamlar başıboş bırakılmamalı.
Ben bırakmıyorum, bırakmayacağım. Emniyet Müdürlüğü’nün Bilişim Suçları birimi bunun için var. Küfür, taciz ve hakaret mail’i sevdalılarına buradan duyurmuş olayım.
Paylaş