Paylaş
Bu röportaj için çok kısa bir süre önce National Geographic’in Washington DC’deki merkezindeydim. Rob Lowe ve “Killing Kennedy”nin diğer oyuncuları Will Rothhaar, Jack Noseworthy ve senaryo yazarı Kelly Masterson ile bir öğle yemeğinde buluştuk.
-Will Rothhaar, Harvey Lee Oswald’ı canlandırmasıyla ilgili olarak büyük tepkiler aldığını söylüyor. “Hâlâ büyük bir sevgiyle hatırlanan bir politikacıyı öldüren adamı anlamalı mıyız hakikaten?” diye sorduklarını söylüyor Rothhaar.
-“Killing Kennedy”, yine Bill O’Reilly ve Martin Dugard’ın yazdığı “Killing Lincoln”dan sonra National Geographic tarafından televizyona uyarlanan ikinci kitap.
-Mesele Kennedy etrafında dönüyor gibi görünse de, suikast Oswald merkez alınarak anlatılıyor. 50 yıldır nefretle hatırlanan bir adamın, Oswald’ın hayatının derinliklerine iniyor. Onu bir katil olarak değil, psikolojik sorunları olan bir insan olarak ele alıyor ve bu cinayeti işlemesinin ardında yatan gerçekleri göz önüne seriyor. Karısı, çocukları, ev hayatı kadar karanlık ve hastalıklı iç dünyasını inceleme fırsatı da yakalıyorsunuz. (Hatırlatayım, belgesel film yarın saat 22.00’de.)
-Filmde Rob Lowe’un canlandırdığı JFK’in kardeşi Bob rolünde Jack Noseworthy var. (Bon Jovi’nin “Always” parçasının klibini hatırlayın.)
-Jackie Kennedy ise iyi bildiğimiz bir isim: Ginnifer Goodwin. “Once Upon A Time”ın çekimleri yüzünden Washington’daki toplantıya katılamadı.
-Belgesel, Richmond Virginia’da çekilmiş.
-“Killing Kennedy”de, JFK’in bir eş, bir baba ve bir politikacı olarak kuvvetli yönleri kadar kadınlara olan ilgisi de RTÜK’ün makaslamasına gerek kalmayacak kadar usturuplu anlatılmış. Beyaz Saray’ın alt katında bulunan ve Kennedy zamanında kullanıma açık olan White House’un kapalı havuzunda geçen bir sahne var, dikkatle izleyin.
O havuzun olduğu yer, bugün basın konferanslarının gerçekleştiği alan. Havuzun bir zamanlar su ile dolu olan içi ise, konferanslar için gerekli elektronik sistemleri saklıyor. Mekanın duvarlarında burada bulunanların imzaları var. Zamanla böyle bir “Ben de buradaydım” geleneği oluşmuş.
“Lobicilik” de ne ola ki?
-“Lobicilik” kavramı nereden geliyor biliyor musun sevgili faiz lobisi Habitus okuru?
1800’lerde yaşamış 18. Amerikan Başkanı Ulysses Grant, gün içinde çalışmalarına ara vereceği zamanlarda, Beyaz Saray’ın yakınında bulunan Willard Hotel’in lobisinde oturup purosunu tüttürmeyi çok severmiş.
Onun sürekli burada takıldığını fark eden vatandaş, bu lobiye akın eder olmuş.
Ona konyak ısmarlayanlar mı dersiniz, hediye getiren mi dersiniz... Bir gün Grant, talep ve sohbet çabalarından o kadar bunalmış ki, otel görevlilerine “Eeeah şurada iki kafa dinleyeceğiz kardeşim, şu lobicilere bir çözüm bulun artık” deyivermiş.
Kelimenin anlamının bu hikayeye dayandığı söyleniyor...
-Okuma önerisi, Kennedy’nin hayatına ilgi duyanlar için bir kitap: Kennedy’nin 12 yıl boyunca özel sekreterliğini yapmış Evelyn Lincoln’un anılarının yer aldığı “My Twelve Years with John F. Kennedy”... Kennedy’nin iş ve günlük kişisel hayatına dair bilgiler veriyor Lincoln. Bir örnek: Kennedy, bir işi, üç farklı kişiye verirmiş ve onlara, ellerindeki işlerin başkaları tarafından da yapılmakta olduğunu söylemezmiş. Böylece hem işini garantiye alır, hem de o işi en iyi yapanı kendine her zaman daha yakın tutarmış.
-Suikastın 50. yılı sebebiyle Washington DC’deki Newseum’da Creating Camelot: The Kennedy Photography of Jacques Lowe isimli bir sergi var.
Lowe, JFK’in fotoğrafçısı. Kariyerinin başından sonuna dek Kennedy ve ailesinin her anını fotoğraflıyor, 40 binden fazla kare ile dev bir arşive sahip oluyor. Hikayenin bundan sonraki kısmı pek tatlı değil: Arşivi Dünya Ticaret Merkezi’nde... 11 Eylül saldırılarında binayla birlikte arşiv de tarih oluyor...
Sergideki fotoğraflar, görsel basında çıkan ve bir biçimde muhafaza edilmiş olanlar ile bugüne kadar basında yer almamış ve fazla görülmemiş önemli fotoğraflardan oluşuyor.
Paylaş