Kasını değil, kafanı çalıştır, yeter!

Sevgili kış geldiği için kilo muhabbetini kısa bir süreliğine olsa da askıya alan Habitus okuru.

Haberin Devamı

Bikini mevsimi geride kaldı, havalar soğuyalı beri lezzete koşar oldun. Aralık gibi başlarsın dırdıra yine, yok göbeğim çıktı, popom büyüdü diye. Perhiz muhabbetiyle kilitlersin, biz de burada can veririz.

Ben size bir şey söyleyeyim mi. Kot pantolonunuzdan pörtleyen yağlar, vücudunuzda keşfettiğiniz tuhaf yumuşaklıklar için aslında yediklerinizi, hatta kendinizi suçlamayınız. Biliyorsunuz hayatınızı devam ettirmek için eski zamanlarda olduğu gibi bedeninize kas gücüyle bir takım işler yaptırmanız gerekmiyor.
 
Kafanızı çalıştırın yeter...

Kardeş, ne leğende gömlek çitiliyorsun, ne yufka açıyorsun. Ofis desen, tek hareketin bilgisayarının klavyesinde gezinen parmağınınkilerle sınırlı. Eh, erkeklerin de günlük rutinlerinin içinde arenada mücadele, avcılık, Mısır piramidi inşası filan olmadığı için kendileri ya inanılmaz sıskalıkta ya da Noel Baba göbekli adamlara dönüşüyorlar.

Kas gücünün değil, beyin gücünün yeterli olduğu dünya düzeni biz insancıkları mutasyona filan uğratacak yemin ediyorum.

Bir vakit gelecek, sağından solundan garip şekilli yağlar sarkan ve kuş konsa kırılacak dal inceliğinde kollara sahip yaratıklara dönüşeceğiz, ondan korkuyorum.

Diyorum ki sabah kalktığımızda iki mekik çekelim, evde litrelik pet şişeleri filan indirip-kaldıralım... Çamaşır çitileme meselesi de çok cazip bir seçenek. Madem spor salonuna gidemiyoruz, alışkanlıklarımızı değiştirelim de mutasyonumuzu yavaşlatalım bari.

Haberin Devamı

“Normal” bir anormal

Biliyorsunuz Ebru Şallı hamileliği boyunca yaklaşık 0.001 kilo aldığı için eleştirildi, “vücudunu bozmamak uğruna erken doğurdu” denildi fakat bunu yalanladı.

Benim gönlümden geçen, “Evet, sıska görünen bir hamileydim ve bunun çok normal görünmediğini kabul ediyorum” demesiydi.

Hamilelikte 9-12 kilo civarı kilo almanın sağlıklı olduğu söyleniyor, belki de sahiden normal bir hamilelik geçirmiştir, ancak Ebru kardeşim bir noktayı atlıyor:

Hayatlarını spora, dansa adayan ve/veya meslek tercihlerini bu yönde kullanan kadınlar vücut sağlığı açısından hemcinslerinden beş sıfır öndeler. Eh, birimizin işi bilgisayar başında popo büyütmek iken senin işin bütün gün kaslarını çalıştırmak. En büyük egzersizi otoparktaki arabaya kadar yürümek olan biz fanilerin hamile vücudu Ebru Şallı gibi rüyasında bile pilates yapan bir kadınla aynı olabilir mi Allah aşkına?

O yüzden “her şey çok normaldi, o kadar normaldi ki, dünya üzerinde gelmiş geçmiş en normal kilolu hamile bendim” gibi beyanlar yerine “Bak iki gözüm, ben kendini pilatese adamış biriyim, 9-5 işine sahip değilim, hayatımı spor, sağlıklı beslenme, vs. üzerine kurdum, eh ben fit hamile olamayacağım da kim olacak?

Zayıf görünüyor olsam da kendi bünyeme göre zayıf bir hamile değildim. Biliyorum çıta gibi görünüyorum AMA bu görüntüye kanıp ‘Ben de böyle zayıf bir hamile olacağım’ diye tutturmaya kalkmayın ona göre ha” demeliydi.

Şimdiye kadar gördüklerimizden, iddia ettiği gibi sağlık değil, hala “zayıflık güzeldir” mesajı fışkırıyor.

Haberin Devamı

Müzikalde Alaska Frigo “kafası”

Hareketsiz hayata sahipsen, sen de benim gibi, bir spor müsabakası ya da bir müzikal, bir gösteri izleyince gaza gelenlerden olmalısın sevgili sıska kollu, koca göbekli Habitus okuru.

Hafta sonu Chicago Müzikali’ni izlerken oturduğum yerden kalkıp geri geri parende atarak sahnede aralarına karışmak istedim, yemin ediyorum. Benimki hayal tabii, bırak geri parendeyi, tek ayak üstünde zor duruyor, 10 metre koşunca tıkanıyorum.

Bu arada, “Ay şekerim belli bir yaştan sonra vücut kendini bırakıyor” cümlesini ağızlarına pelesenk etmiş kardeşlerimin, “30’dan sonra kendini bırakmamış vücut neye benzer”i görmeleri için müzikali izlemelerini öneririm. Sporun günlük rutine dahil edildiği bir yaşam tarzı söz konusu olduğunda yıllar bedene gayet iyi davranabiliyormuş...

Ha bu arada, müzikalde “Alaska Frigo kafası” yaşayan izleyicileri ayakta alkışlamak isterim. Müzikalin ilk bölümünün ardından izleyicilerin neredeyse dörtte biri yerlerine birer kutu popcorn kapıp döndü. Tabii müzikalde niçin popcorn satılıyor, önce onu sormalı aslında.

Yazarın Tüm Yazıları