Paylaş
Cevabınızı duyuyorum, eğer yoksa da, üç vakte kadar olacaktır, hiç merak etmeyin.
İstisnasız her kadını, yol kenarlarından almak, arabalarına bindirmek ister kimi erkekler.
Kadına yapılan bu zulüm, çocuk yaştan teyze olacağı zamanlara kadar, sürer.
O üç saniyelik bakış, korna, selektör, “hadi hadi gel” hareketi nasıl da mutlu eder, nasıl heyecan verir adama.
Kadının gelmeyeceğini, binmeyeceğini bilse bile gözüne gözüne yakar o uzun farları.
Yolda giderken sinyal vermez, kuralları iplemez, otomobilinde sürüş güvenliği için bulunan tüm imkanları gereksiz bulur ama onları “lazım olduğunda” kullanmakta ustadır.
Usta olduğu alanlar ise şunlardır: Mesela kırmızıdan sarıya dönen trafik ışıklarında önündekine “hadi yürüsene” demek için selektör yapar.
Kornaya basmak nefes almak gibidir onun için.
Her fırsatta, her durumda basar, dışarıdakiler umuru değildir.
Uzun farları da en çok yol kenarında bekleyen kadını otomobiline davet etmek için kullanır.
Bir kadının etek giymesi gerekmez, bacağı, kolu açıkta olmasa da olur.
Korna çalması için kadın olması yeterlidir, onu aracına alıp heyecanlardan heyecanlara koşma hayali kurar saniyenin onda birinde.
Bununla karşılaşan kadın, görmezlikten gelir. Çünkü başka çaresi yoktur. Görmezlikten gelirken, sinirden kulaklarından ateş çıkar.
Bilir ki bu durum, trafikte yaşanan tüm taciz olayları gibi “anlık”tır, önlemi alınamaz ve çare bulunamaz...
Dikkatini başka yere vermeye, “selektör anını” unutmaya çalışır.
Ve bu olay hep tekrarlanır...
Kadın açlığında tepe nokta
Belki gelecekte bir gün tacize çare bulacağız ama trafik tacizi herhalde bir “kara delik” olarak kalacak.
Mesela siz bir motorlu kuryenin, trafikte kadın sürücünün kullandığı aracın yanında durup, görünen iki santimetrekarelik bacağı pişkince dikizlemesini ve kadının hareketsiz trafikte hiçbir şey yapamayacağını bildiği için vınlayıp gitmesini nasıl engelleyeceksiniz?
Plakası bile olmayan, vızır vızır gezinen bu adamlarla ilgili nasıl bir çözüm bulacaksınız?
Olan yine kadına oluyor. Kulaklarımızdan ateş fışkırıyor, sinirden dişlerimizi sıkıyoruz ama bu derde deva bulamıyoruz!
Peki ne oluyor?
Bu olaylar her gün, tekrar tekrar başımıza geliyor.
“Türkiye kadın taciz tarihi”ne “kadın açlığının tepe noktasına eriştiği anlar” olarak yazılıyor.
Sokakta gideceği yere gitmek için bekleyen her kadına hayat kadını muamelesi yapmak ahlaksızlığını engellemek için ne yapmak gerekiyor?
Peki trafikte tehlikesiz biçimde dolaşmak için erkek kılığına mı girmek gerekiyor?
Şikayet ettiğimizde ciddiye alınmayacağımızı, alınsak bile bir halt olmayacağını bilirken nasıl bir yol izleyelim? Siz hızla kaçarken sizi nasıl bir ceza keselim?
Fotoğrafınızı mı çekelim? Gazetelerden ifşa mı edelim?
Plakalarınızı Twitter hesaplarımızdan mı yayınlayalım?
Ne yapalım?
Paylaş