Paylaş
Gülünç geliyor değil mi? Sanki yüzyıllar öncesi, karanlık bir dönemde yaşıyor gibi “Hamile kadınlar beyinin arabasıyla şöyle akşamüstleri tur atabilir” diyen “tasavvuf düşünürlerini” devletin televizyonundan izlemek...
Cahiliye devrinin yükselişini izlemek gibi.
“Gibi”si fazla, cahiliye devrinin kendisinde yaşamak...
* * *
Bugün elinde evlilik yüzüğü taşıyan, karnı burnunda hamile kadını bile kadın olma hali üzerinden, kendi çarpık ahlak anlayışına göre değerlendirebilen bir zihniyet, üzerimize çörekleniyor.
Akıl ve mantık kaideleri “akıl dışı konularla zaman kaybetme, gül, geç” derken, sağduyu “Eğer bu sözler resmi bir kanal aracılığıyla geliyorsa sesini yükseltmelisin” diyor.
Devletin kanalı, bunu canlı yayın kazası olarak değerlendirmiş ve kurumu bağlamayacağını söylemiş olsa da resmi bir yazıyla tüm kadınlardan özür dileyebilirdi.
Özür dilemek bir erdem, ancak ne yazık ki kültürümüzde bu eylem “kabahatini kabullenmek ve en ağır yenilgi” olarak algılandığı için ihtimaller dahilinde gibi görünmüyor.
Konuğun ağzından çıkacakları bilemezler şüphesiz, ancak her konuğun ağzından çıkanları ileten platform olarak, yüzde yüz sorumluluğu peşinen kabul etmiş sayılırlar.
Haydi bunları geçelim, çok basit bakalım meseleye: Evinizde misafirinizin başına bir hâl gelse, “sorumlu değilim” deyip kaçabilir misiniz?
Yoksa “Otoparkımızda alacağınız hasardan mesul değiliz” uyarısı asan uyanık otoparkçılar gibi mi davranırsınız?
Peki ya sunucu?
Gevrek gevrek gülen sunucu, bir televizyon çalışanı, yani kurumu temsil eden bir şahıs değil midir?
* * *
Kadınlar, hamileler ayakta. Ancak bir “geri vites” söz konusu değil.
Günler geçecek, olayın alevi zayıflayacak, kısa bir süre sonra bu konuyu da böyle kapatacak mıyız?
Sözlerin sahibi, söylediklerinin arkasında olduğunu söylemişken, “Kaza” deyip geçecek miyiz?
Normalleştirecek miyiz?
Kadın üzerinden hayatı okuyanları, ahlak deyince aklına kadın bedeni gelenleri, namusu kadının iki bacağın arasında arayanları, kadını tasmasıyla “gezdirilmesi gereken” bir varlık olarak değerlendirenleri daha önce de gördük.
Hamile kadını görünce aklına “seks yapmış kadın” gelen, dolayısıyla seks yapmış kadının bunu açık açık, göstere göstere gezmesinden rahatsız olan çarpık zihniyet yeni değil şüphesiz.
Ancak bunun devletin televizyonuna çıkan bir tasavvuf düşünürü tarafından meşrulaştırılması, normalleştirilmesi yeni.
* * *
Diyoruz ki...
İstediğiniz kadar kadın üzerinden hayatı okumaya devam edin...
İstediğiniz kadar rahatsız olun “istediğiniz gibi görünmeyen-istediğiniz gibi yaşamayan” kadınların varlığından...
İstediğiniz kadar rahatsız olun kadının karnının, kolunun, bacağının “sizin ahlak kurallarınız” dışında görünmesinden...
İsterseniz sinirlenin, titreyin, olduğunuz yerde tepinin...
Fark etmez.
Bu ülkenin kadınları, sizin erkek egemen zihniyetinize, “kadına tasma takma” çabanıza yol vermez.
Paylaş