İşte de aşkta da var

İnsanı en çok hayal kırıklığına uğratan an nedir biliyor musunuz?

Haberin Devamı

Kafanda, tamamen kendi hayal dünyanda yaşadığını fark ettiğin o dakika.
Mesela, bir ilişki yaşarsın, sen “Hah hah haay, adeta aşk içinde yuvarlanıyoruz, birbirimize kirpiklerimizi kırpıştırarak bakıyoruz, sonsuza kadar birbirimizle olmak istiyoruz” hisleriyle dolup taşarken bir anda karşındakinin düşüncelerini öğrenirsin tesadüfen.
“Valla ben evlenmeyi düşünmüyorum ama çok çocuk istiyorum, belki ileride bir taşıyıcı anne bulurum” filan der, bir anda attan düşmüşe dönersin.
“Benim hissettiğim huzur, mutluluk meğer kafamın içinde yarattığım tatlı bir hayalmiş” dersin.
Karşındakinin seninle olan hislerini mikrofon uzatılınca öğrenmek de fena iş. Önceki gün “Evlilik düşünüyor musunuz” sorusuna “Böyle iyi” yanıtını veren Onur Gülmek’e bakın mesela. Kendisine müsaadenizle “Peees, pes!” demek istiyorum. Kız arkadaşı Nazlı da, “Ne demek böyle iyi??!?” diyerek şaşkınlığını belirtti, son derece haklı olarak.
Bu konuyla ilgili söyleyecek üç şeyim var:
Biiiir, evliliği düşünmüyorsan bile bu böyle mi söylenir be arkadaş?
İkiiiii, bu mesele bu şekilde kameralar karşısında konuşulur mu be arkadaş?
Üüüüüüç, kız arkadaşını düşürdüğün pozisyonu hiç mi düşünmezsin be arkadaş!
Ayıp, ayıp, çok ayıp.


“Böyle iyi”

Haberin Devamı

Sadece ilişkilerde değil, kendi dünyanda yaşadığını, mutluluklarını kendi kafanda yarattığını anladığın her an tokat gibi yapışır yüzüne.
Mesela bir işle ilgili uzun zaman emek harcarsın, sabredersin, çok çalışırsın... Bu çalışmalarının karşılığını alacağını düşünürsün elbette.
Sonra bir bakarsın, meğer kimse senin verdiğin emeğin farkında değilmiş, sen olduğun yerde debeleniyormuşsun sadece.
Ya da sen çalışırsın, gelir, senin çalışmanı bir başkası sahiplenir. Bu da ayrı bir cinnet sebebidir.
Aşka ve ilişkilere gelince, “böyle iyi”yi yanındaki erkeğin mikrofona söylemesi, sevgilinin düşüncelerini bir arkadaşından duymak gibi.
Tatsız konuları seninle konuşmaz, düşüncelerini söylemez, sen “Acaba bizimle ilgili ne hisleri var?” sorusunun cevabını ancak yakın arkadaşında bulursun.
Tabii insan o noktada “Biz burada ne oluyoruz” diyor. Tuhaf bir hâl var ortada çünkü; “mahrem” sandığın konular, sana üçüncü şahıslardan ya da bir magazin muhabiri aracılığıyla geliyor.
Valla şimdi kimsecikler üstüne alınmasın ama bana kalırsa sevgilisi yanındayken “Evlenecek misiniz?” sorusuna “Böyle iyi” cevabı veren de, bir kapıdan geçerken sana yol vermeyen erkek de, arkadaşlarıyla sokakta karşılaştığında kız arkadaşını tanıştırmayı “unutan” sevgili de aynı.
Kimi erkekler zarafeti, nezaketi, kibarlığı çoktaaan unutmuş maalesef.
Böyle olaylar duyunca, erkeklerin nerede nasıl davranacaklarını bildiği, dede ve babalarımızın zamanlarına; ne bileyim, 50’li yıllara filan ışınlanmak istiyor insan!

Yazarın Tüm Yazıları