Paylaş
Demeyin. Gelin bugün gerçek tasarruftan konuşalım. Biz zavallı vatandaşın, “büyük götürenler” için zavallıca görünecek tasarruflarından konuşalım.
Minik, ufacık sandığımız ama 75 milyon aynı anda yapınca akıllara ziyan büyüklüğe ulaşan israftan bahsediyorum. Hem biz tasarruf ederken belki devlet büyüklerimiz de bizleri örnek alır kim bilir?
* Ekmekleri dışarıda tutmayın. Buzdolabında da tutmayın. Ekmekleri dilimleyip, torbaya koyup buzluğa atın. Lazım olduğunda yiyeceğiniz kadarını ısıtır veya kızartırsınız. Böylece ekmekleriniz küflenmez, bayatlamaz, atmak zorunda kalmazsınız.
* Duş aldığınızda su ısınana kadar boşa akıtmayın, bir kovaya doldurun. Temizlik veya klozete dökmek için kullanırsınız.
“Hasta mısın Melike, bununla mı uğraşacağız” demeyin, evet, uğraşacaksınız. Hatta durun, daha fazlasını söyleyeceğim: Duş alırken şampuanlandığınız-duş jeli kullandığınız zamanlar suyu kapatın. Bunun için aç-kapa bataryanız olmalı, zaten eski tip olanlarla aralarındaki su tasarrufu farkı büyük.
El yıkarken, mutfakta ve duşta litrelerce suyu boşa akmaktan kurtarırsınız.
Fiyat tuzlu demeyin, inanın çok kısa sürede fiyatını yaptığı tasarruf sayesinde çıkarıyor.
* Bir başka mühim konu: Ellerinizi yıkarken musluktaki suyu sicim kadar açın. Alışana kadar zorlanırsınız, ancak bir süre sonra otomatik olarak yapmaya başlıyorsunuz. Şu sıralar “sifonu çok çekmeyin, bırakın koksun” gibi saçmalıklar dolanıyor etrafta. Her tuvalette sifon çekilir arkadaş, bunun tasarrufu mu olur? Sifonu düşünmek yerine su kullanımını duş ve el yıkama-mutfak işleri esnasında kolaylıkla azaltabilirsiniz.
Bunları yapmak gayet mümkün ve çok basit.
Ha yok, bir keyfim var, o da duşta şakır şakır su akıtmak diyorsanız tabii, ben onu bilemem.
Artık ileride suya bugünün petrolü muamelesi yapacak torunlarınıza “biz duşta suyu böyle yarın yokmuş gibi, manyaklar gibi açardık, altında yarım saat dururduk, çok acayipti ve zevkliydi ehe ehe” diye anlatırsınız.
Belki de “Uzun duş almak bir ev için prestij meselesidir” filan da diyebilirsiniz, bilemiyorum.
Ha yok, ben duşu ve musluktan akan suyu düzgün kullanmak istiyorum derseniz, bu anlattığım şekilde hem büyük miktarda su tasarrufu yaparsınız, hem de faturanızda akıllara ziyan bir düşüş yaşarsınız. Deneyin, görün.
Kırıntılar, kargalar ve alışveriş
Yemeklerden kalan ufak ekmek dilimlerini ve kırıntıları, kek-börek parçalarını, bozulmamış ama yemeyeceğiniz kuru yiyecekleri pervazınıza bırakın. Hem evinizde yiyeceğin kırıntısı bile çöpe gitmez, ayrıca bonus olarak kargalarla dostluk kurmuş olursunuz.
Laf kargaya gelmişken şunu da söyleyeyim, karga kovalamak için balkonlara CD filan asmaya gerek yok, zira kendileri, bizden akıllılar.
Mini öykü: Ben de herkes gibi balkona CD astım. Hiçbir işe yaramadı. Yaramadığı gibi, karganın bir “Buyurun Melike Hanım, balkonda CD’niz kalmış” demediği kaldı.
CD işe yaramayınca balkona disko topu (evet, disko topu) astım, fakat onda da çevredeki komşular güneşli günlerde kör oldu, çıkarmak zorunda kaldım.
Özet: Balkona asacağınız parlak hiçbir şey işe yaramıyor. Bizim kargaların bu CD-disko topu sürecinde balkon parmaklıklarına konup, popolarını balkona verip zemine hediyemi bırakmadıkları pek olmadı zira.
Çare yok arkadaşlar, kargalardan kurtulamazsınız. Ne yapacaksınız?
Besleyeceksiniz. Ben besliyorum. Şimdi kargayla sorun yaşıyor muyuz? Hayır. Pervaza konup, popoyu balkona verip hediyemi bırakıyor mu? Evet ama onunla mücadele ettiğim dönemdeki kadar değil. O kadar da olacak artık...
* Tasarruf konusuna geri dönecek olursam; son olarak, alışveriş yaparken “Buna ihtiyacım var mı? Almazsam ölür müyüm?” sorusunu kendinize sormayı, cevaplarınız “Hayır” ise elinizdeki objeyi sakince mağaza rafına geri koymayı unutmayın...
İyi tasarruflar...
Paylaş