Paylaş
- Ter kokan insanlara ter koktuğunu söylemek.
Restoranda koltuk altını tam burun hizasından geçirerek servis yapan servis elemanlarına “Bir saniye durur musun?” demek, çantadan çıkardığımız deodoranı koltuk altlarına hiç çekinmeden sıkmak.
- Gelip tampona yapışan sol şerit canavarları için özel bir çıkartma tasarlamak, çıkartmaya “Takip mesafesi bırak, yoksa ani fren yaparak duracak ve seni pataklayacağım” notu iliştirmek.
- Deniz ve havuzlara çocuklarını işeten anne babaların yanına giderek, “Ben sizin çocuğunuzun çişini yutmak zorunda mıyım?” diye sormak, bununla yetinmeyerek tüm günü zehir etme pahasına “Burası umumi tuvalet mi?” diye avaz avaz bağırmak.
- Gerçek dünyayı bırakıp babadan emekli, kocadan emekli tasasız insanların tasalarını, “hayat mücadeleleri”ni dinlemeyi, okumayı bırakmak.
- Hayatın sosyal ilişkilerden ibaret olmadığına, iyi, güzel işlerin sadece iyi ve güzel işler oldukları için yükselebileceğine inanmaya devam etmek.
- Birtakım popüler mekânlarda servis edilen ve sözde “taze malzemelerle hazırlanan” berbat içkileri, hazırlayan barmene zorla içirmek.
- Hiç üşenmeyip, kırmızı ışıkta sokağa arabasından çöp sallayan adamların çöplerini alıp otomobillerinin içine gerisin geriye atmak.
- Mevsim itibariyle tüm kış açıkta göremedikleri kadın uzuvlarına kilitlenen adamlara göz dikmek, rahatsız etmenin türlü yollarını denemek.
- Trafikte serserilik yapan adamların plakalarını alıp polise şikayet etmek.
- Emniyet şeridinden giden sivil araçlara yol vermemek.
- Önyargılarıyla hareket eden insanlardan hızla uzaklaşmak. Önyargılarıyla hayatına yön veren insanların yanına bile yaklaşmamak. Hayat enerjisini lüzumlu insanlara akıtmak... Aileyle, can arkadaşlarla daha fazla vakit geçirmek...
- Kötü niyet ya da hesap kitap kokusu aldığımızda, arkadaşlık ısrarından vazgeçmek.
- Konuşacağımız yerde susmamak, bir adaletsizlik söz konusu olduğunda “Allah’ın sopası yok” demekten vazgeçmek, hakkımızı korumasını öğrenmek...
Paylaş