Fenomenler ipte yürüyor

Sosyal mecrayı kullanıcılarıyla bağ kurarak kullanmayı beceren ve meseleyi “Trending topic çalışması” değil, “nabız yoklama ve elde edilen bilgisi markaya fayda getirecek/bilinirliği artıracak bir çalışma” haline getirebilen markalarsa kazanıyor.

Haberin Devamı

İşin dijital ayağıda seçilen “hashtag”in tüketicide bir karşılığı varsa, derhal rüzgar esmeye başlıyor. Bu rüzgarı doğru kullandıklarında ise, istedikleri kadar tüketiciye ulaşıyor ve olumlu bir izlenim bırakıyorlar. Mesela yakın bir zamanda Coca Cola’nın sosyal medya çalışmalarından biri #anneanneyemekleri’ydi. Bu hashtag ile sosyal medya kullanıcıları arasında bir rüzgar estirebildi, çünkü bu hashtag’i yaratırken herkesin anneanne yemekleriyle ilgili söyleyecek bir iki sözü olacağını biliyordu.

Bu çalışmadan sonra bir “anneanne”ye kullanıcıların en çok bahsini ettiği yemekleri yaptırdı. Bir okul kantininde oturan öğrencilere bir sürpriz etkinlik hazırladı ve bu yemekleri öğrencilere yedirdi, bunu da kamera ile kaydetti.

İşte, bu akıllıca tasarlanmış sosyal medya çalışmalarından biriydi.

Haberin Devamı

Tüketicide karşılığı olan bir yansıması varsa eğer çalışıyor. Ama markayla ya da kitleyle bağlantısı olmadığında çöp oluyor.

Twitter’da çok takipçi sahibi kullanıcıların kendilerine sunulan kötü projeleri kabul etmeleri, uzun vadede profilleri açısından olumsuz bir durum yaratıyor. Yazdıkları güzel olduğu için takibe alınmış kişiler, takipçi gözünde başka bir profile dönüşüyor ve sadık takipçilerini kaybedebiliyorlar.
Dolayısıyla artık markalarla çalıştığı bilinen çok takipçili kullanıcılar için durum ipte yürümekten farksız.

Twitter’da reklam

Twitter’da, “Allah Allah, bu da nesi?” dediğimiz hashtag’ler ve Trending Topic’ler gördüğümüzde bir markanın reklam çalışması yaptığını artık öğrendik, malum.
Dijital medyayla birlikte reklam mecraları arttı. Eskiden televizyonda dönecek olan bir reklamın radyo spotu, basılı yayın ve sokak ayağı (billboard’lar, vs.) varken, şimdi ilk sıralara “dijital medya ayağı” yerleşti.
Hâl böyle olunca bir marka reklam çalışması yapacak olduğunda, derhal işin sosyal medyada çıkaracağı gümbürtünün derdine düşüyor.
Kimileri tüketiciyle bağ kurmayacak, sosyal medya kullanıcılarının “bu da ne böyle” diyeceği bir yola sapıyor ve tüm enerjisini boşa harcamış oluyor.
Biliyorsunuz artık hangi konu “TT” olsa, ne zaman farklı bir hashtag görsek, “İnsanlar bunu mu konuşuyor” sorusunu sorarak değil, “Hangi marka takipçisi çok Twitter kullanıcılarına sosyal medya çalışması yaptırmış?” diye bakıyoruz...
“Suni gündem” kavramı konusu bizi kızdırır ama işin içine ticaret girince nasıl tatlı geliyor...
Tabii “Suni gündem” söz konusu olduğunda, yanlış strateji kurbanı olan markalar ve Twitter “fenomenleri” şunu atlıyor: Bir markanın “Onbinlerce insanı konuşturuyor gibi görünmesi” markanın gücünü artırmıyor. Bilinçli ve organize bir reklam çalışması olduğu ve bu durum kullanıcılar tarafından anlaşıldığı için “spam posta”dan farkı kalmıyor...

Yazarın Tüm Yazıları