Felaketi kınamak

Amerikalı talk show sunucusu ve komedyen Jimmy Kimmel, önceki gün şovunda Las Vegas’ta gerçekleşen korkunç saldırı üzerinden ülkesindeki silah sorununu gündeme getirdi.

Haberin Devamı


Akli dengesi yerinde olmayanlara dahi silah edinebilme özgürlüğü sunmanın anlamsızlığını anlattı titreyen sesi ve gözyaşlarıyla.
Gerektiğinde kendini savunmaya değil, kitleleri imha edecek nitelikte silahların satışının anlamsızlığını anlattı.
Konser izleyen kalabalığın üzerine yakındaki bir otelin penceresinden ateş açan bir adam, 59 kişinin hayatını kaybetmesine ve yüzlerce kişinin yaralanmasına neden oldu pazar gecesi.
Bu acı olayın ardından yaşananlar ise hayli tanıdık:
Politikacılar saldırıyı esefle kınıyor...
Dualarımız ve iyi dileklerimiz sizinle” mesajları veriyor. Bu felaketi önlenebilir görmüyorlar. Sorumlulukları hatırlatıldığında “Şimdi siyaset yapmanın sırası değil” diyorlar.
Dünyanın farklı yerlerinde, farklı toplumlar birbirinden ilgisiz görünen felaketler içinde yaşam savaşı veriyor.
Doğal felaket ve felaket olarak ikiye ayırmadan sıralayalım: Savaş, deprem, şiddetli hava olayları, grizu patlamaları... Veya trafik sorunu, kadınlara yönelik şiddet... Daha çok sayarız ya, burada duralım ve başlıkları açalım:
Türkiye’de kadına şiddet neden bitmiyor?
Adamlara ceza vermiyorlar. Yani bu kadınların başına gelen bir felaket değil, insan kararı, insan yapımı bir sorun.
Çözümü yine insanda ama hukuk sistemi, tacizcileri, potansiyel katilleri salıveriyor.
Geçelim depreme.
Hepimizin endişesi. Depremin insanla bir derdi yok ama usulsüz yapılmış beton bloklar insan öldürüyor.
Yani deprem, insan yapımı bir sorun. Çözümü de var ama müteahhitler para kazandıkça var, vatandaştan yana bir devlet politikası olarak değil.
Maden ocaklarının da insanla bir derdi yok ama fizik kuralları “Bir şey olmaz”cılıkla çalışmıyor. Kâr etmek için önlemi önemsememek, ölüme yol açıyor.
Gelelim trafiğe...
O cilalı arabalar aslında bir silah değil, insanı bir yerden diğerine götürmeye yarıyor sadece. Ancak sorumsuz, alkollü, başkalarının hayatını umursamayan adamların elinde can alan bir makineye dönüşüyor.
Cezalar uygulansa, emniyet şeridine giren, slalom yapan adam belini bükecek cezalarla karşılaşsa önemli ölçüde düzelme görülür.
Dolayısıyla uygulanmayan cezalar trafik sorununu insan yapımı bir felakete dönüştürüyor.
Gelelim savaşlara...
En büyük insan yapımı felaket... İnsanları yurdundan eden, dünya tarihini şekillendiren en büyük güç olarak karışımıza çıkıyor, geçmişte de, bugün de.
Şiddet kullanarak birbirinin fikrini değiştirmeye, üstünlük elde etmeye çalışan insanların acımasız mücadelesi. Yine insan kararı, yine yanlış insan kararı.

Haberin Devamı

Silaha dönüşen insan

Haberin Devamı

Sosyal medyayı düşünün. İnsanların belirli bir zamanda ne yaptıklarını yazmaya yarayan, kurucusunun son derece sıradan, zararsız nedenlerle kurduğu bir siteyi bugün terör örgütleri bile kendilerine yeni üyeler bulmak için kullanıyor.
Bir diğer site, Amerika’da kitle manipülasyonuna alet olup bir ülkenin kaderini değiştirmekle suçlanıyor.
Hiçbir sitenin kurucusu, icatlarının güçlü silahlara dönüşeceğini öngöremedi.
Sitelerin hem kurucuları hem de yöneticileri, bugün geldikleri noktanın ağır sorumluluğu altında eziliyor.
İnsanlık tarihinin hikayesi bu aslında.
Ateş de ilk keşfedildiğinde de insanlara ölüm saçmıyordu.
Isı ve ışık kaynağı olarak insanların, tarihin değiştirici ve dönüştürücüsü oldu.
Zamanla silaha dönüştü.
Aynı internet gibi.
Objeler, fikirler, olaylar, kavramlar değil felaketi yaratan, insanın ta kendisi.
İnsanın kendisi silah. Daha doğrusu eline güç geçti mi silaha dönüşmeyi tercih edenler yayıyor tüm acıyı dünyaya.
Onlardan olmamak da bir tercih. Aydınlık tarafta kalmak da bir tercih.
İyi ki o tercihi yapan milyonlar var.
Yaşama gücünü orada kalanlardan alıyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları