Paylaş
Kendininkinden başka dine inanan veya hiçbir dine mensup olmayan kim varsa ölsün istiyor.Kendininkinden başka bir ırktan veya etnik kökenden geliyorsa ölsün istiyor.Karşısında duran adam Türk değilse, “yabancı” ise, köken olarak başka bir millete mensupsa ama kendini “buralı” olarak görüyorsa, onu da kabul etmiyor, ölsün istiyor.Yanında durduğu, desteklediği siyasetçiyi eleştiren kim varsa ölsün istiyor.Kendininkine benzemeyen hayat yaşayan kim varsa ölsün istiyor. Hayata başka bir pencereden bakan kim varsa ölsün istiyor.Kendi gibi düşünmüyorsa ölsün istiyor.Kendi kafasında oluşturduğu “namuslu kadın” görüntüsüne uygun giyinmeyen kadınlar ölsün istiyor.Bu garip canlı türü, kendine benzemeyen, kendine benzetemediği kim varsa ölsün istiyor.Kendi gibi olmayan herkesin ölmesi gerektiğine yürekten inanıyor.En sevdiği kelime, “ölüm.” Günde birkaç kez bu kelimeyi kullanmazsa rahat edemiyor.Sosyal medyada ağzından tükürükler saçarak kendine Azrail rolü biçiyor.Yılbaşı için ağaç kurmak bile yeterli bu garip canlı türlerine göre ölmeyi hak etmek için.Biz de bu garip canlı türlerinin içinde ölmemeye veya delirmemeye çalışmaya “hayat” diyoruz.
Yollar belediyelere mi ait
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bağdat Caddesi’nin tüm şeritlerine yol boyunca dev puntolarla İBB yazmış.İnsan önce önemli bir trafik uyarısı zannediyor yola yazılmış bu dev harfleri. Yeni bir uygulama başladı da sadece sağa döneceklerin takip etmesi gereken şeridi belirten veya otobüs şeridini işaret eden bir uyarı yerleştirildi sanıyorsunuz önce fakat konunun trafik kurallarıyla ilgisi yok. İBB, yollara ismini kazımış sadece.Verilen hizmetin altını çizmeyi arzu edebilir büyükşehir belediyesi, hakkıdır ancak birincisi, bu iş ağaç gövdesine sevgili ismi kazır gibi yola isim yazarak mı yapılmalıdır?Bir diğer konu: Bu yollar vatandaşın vergileriyle yapılıyor.Dolayısıyla, belediyelerin yolları sahiplenmesi doğru değil.Dahası, araçların yolları, belediyenin reklam panosu değil, olamaz.Yollarda, ancak yaya ve araçlar için elzem işaret ve uyarılar bulunur.İBB’nin yaptığı dijital dünyanın “watermarking” meselesi gibi olmuş.Hani dijital işlerde, fotoğraflarda, telif haklarının korunması amacıyla görsellere, işin sahibini belirten bir gösterge yerleştirilir...Mesela Hürriyet’e ait bir fotoğrafın anonim bir biçimde yayılmaması veya başkaları tarafından sahiplenilmemesi için görselin içine yarı transparan Hürriyet logosu yedirilmesi gibi...Büyükşehir’in yaptığı da “watermarking” sayılır. Çok teşekkür ederiz yol yaptığınız ve hizmetleriniz için ancak o yolları vergilerimizle bizler, vatandaşlar finanse ediyoruz.Ha, şeritlere illa bir şey yazmak gerekiyorsa, gönül rahatlığıyla dev puntolarla Ahmet, Mehmet, Ayşe, Melike, Can, Arzu, Zeynep, Ali gibi isimler yazabilirsiniz.
Paylaş