Paylaş
Şimdi, hazır yasaklar başlarken sigarayı bırakma kampanyaları aldı başını yürüyor biliyorsunuz. Fakat bence bu kampanyalarda sıkıntı var.
Varan biiiiir: Hayatlanda hiç sigara kullanmamış ünlülerin bu kampanyaların sözcüsü olup “Benca sigara çok iğrenç bişii” demeleri bana hiçbirşey ifade etmiyor.
Sen oraya bu illetten kurtulabilmiş bir eski tiryakiyi koyacaksın ki etkili olsun.
Varan ikiiiii: Bakıyorum da, bu kampanyaların hiçbiri benim gibi sigarayı bırakması en zor olan “davranışsal içici”lerin dilinden konuşmuyor.
Biz aklımızda sigarayla keyfi ve üzüntüyü birleştirmişiz.
İyi günde, kötü günde onu yanımızda taşıyacağımıza yemin etmişiz... Molalarımızın en büyük kankası demişiz.
Bebekte emzik bizde sigara. Benim gibi sigarayı “duygularının bir parçası” yapmış, adama sen istediğin kadar üzgün çocuk fotoğrafı, tiryaki cesedi, kurukafa göster, “Öleceksin, ölmesen de dişlerin dökülür, ciğerin sökülür” de, etkilenmiyor.
Yani etkiliyor elbette, eşek değiliz ama bir an geliyor “Eeeh başlarım kurukafasına” diyor, o sigarayı içiyorsun yine.
Çünkü aklında içmeyi tetikleyen durumu değiştirmemişsin.
İşte esas mesele de bu!
Kampanyalar biraz da bu yönde çalışsa herkes sigarayı bırakırdı bence.
Nikotin bağımlıları ayrı (organik bağımlılık da deniyor buna), onlarınki daha elle tutulur bir problem.
Yapıştır nikotin bandını, sonra azar azar dozunu düşür, olsun bitsin.
En beteri de ne, biliyor musunuz?
Sigara içiyorsan, üstüne bir de pasif içiciysen halin yaman sevgili kurukafa okur. Pasif içicilik aktif içicilikten daha çok zarar veriyor.
Sigara kullanmayanlar bu nedenle seviniyorlar, haklılar.
Beyin tüttürmeyi ödül sanıyor
Ben, öyle çılgın bir tiryaki değilim ama daha fenası, feci bir pasif içiciyim sevgililik müessesinden ötürü.
Önce o bırakacak ki benim bırakmam bir işe yarasın.
Adamı ızmit Körfezi’ndeki fabrikaların oraya baca diye dik, kimse yadırgamaz. Hele kışın cam pencere açılmayınca evde öyle bir duman oluyor ki, Lost’taki
kara duman bizim salonu görse kıskanır.
Evde sigara içilince ne anladım ben bırakmaktan.
Madem hal böyle, bunun için ne yapmalı dedim, psikyatri uzmanı Prof. Dr. M. Kerem Doksat’a sordum.
Bu davranışsal bağımlılık dediğimiz hadise vücudun mezolimbik sisteminden kaynaklanıyormuş.
Bu bölgede beynin ödüllendirme sistemi varmış.
Aşırı yemek yeme, delirmiş gibi madde kullanma arzusu (veya internet bağımlılığında da bilgisayar karşısında oturmadan yapamama) da bu sistemle ilgili.
Beyin, diğer bağımlılıklarda olduğu gibi sigara içme davranışını da bizatihi bir ödül olarak algılıyor ve istiyormuş.
İşin özü, davranışsal içicilerin bu ödül sistemini değiştirmeleri gerekiyor.
Bu da kendi kendini telkinle filan olmuyor.
Doktor yardımı şart...
Çok sıkıldım
* Sekiz buçuk santimlik topuklarla sirkte çubuklar üzerinde yürüyen palyaçolar gibi yürümesin o kadınlar. Normal yürüyebileceğimiz uzunlukta ökçesi olan ayakkabılar alalım. Bilekleriniz kırılı-kırılıverecek vallahi, korkuyorum size bakarken. Canınıza mı susadınız.
* Beach’ler ve mekanlar “ciğer sökme” politikasından vazgeçsin. Çok sıkıldım. Yani, çok pardon da, onları tropik tatil yerlerinde şapka-cüzdan çalan maymunlara benzetiyorum. Çok yakında beach’ler kolumuza-ayağımıza sayaç bağlayıp denizde atılan kulaç, plajda atılan adım başına para keserse şaşmam.
* Cüppeli Hoca’dan çok sıkıldım. Jet ski olayını bir adım öteye taşımalı. Bence Ayşe Arman kılığına bürünsün, Nişantaşı’nda gezsin o hoca. Beymen Brasserie’de takılsın. Ama öyle çok tekno-hoca olmasın. Bülütüs’lü cep telefonu almasın. “Sen de mi bülütüs” demez mi sonra sana cemaatin a be hocam.
* Telefon operatörleri artık bizi yemesin. Telefonun kontörlü değilse can verirsin sabit hat faturalarını öderken. Ölürsem kabrime gelmeyin, istemem.
* Trafik ışıklarında kırmızıda beklerken, yeşil yanınca, daha 0.001’inci saniyede kornaya abanmasın o taksiciler, minibüsçüler ve 8 aylık doğmuş tüm sürücüler. Dur, bekle, gideceğiz ayol. Vallahi korna duyduğum anda sırf uyuzluğuna öyle bir teyzeleşiyorum ki aklınız durur. Yavaş hareketlerle koltuğumu direksiyona yapıştırıyorum, direksiyon simidini okyanusun ortasında tahta parçasına tutunmuş bir kazazede gibi kavrıyorum, çok ama çok yavaş gaza basıyorum... Çok eğleniyorum, çook. O kadar sinirleniyorlar ki anlatamam, siz de yapın, tavsiye ederim.
Paylaş