Paylaş
İşaretler gösteriyor ki, bundan sonra dizilerde, filmlerde ve yarışma programlarında yer alacak dans sahneleri de “cezaya davet” niteliği taşıyacak.
Zira söz konusu “çiftli dans” olduğunda, temas bulunmayanını, cinsellik çağrıştırmayanını bulmak zor.
Bakın ne hatırladım: Ben ilkokuldayken “Lambada klibinde erkeklerle lambada yapan kızlar hamile kalmış” derlerdi. Tabii bunu söyleyen yetişkin insanlar değil, ilkokul çocuklarıydı.
Düşünüyorum da, biz küçükken lambada izledik, “ayıplı” filmlere baktık, gün içinde ailemizle öpüşme-sevişme sahnesine denk geldik... Şükür ölmedik. Korkunç travmalara sahip olmadık, cinsellikle ilgili kafayı bozmadık...
Aslında RTÜK’ün televizyonlar üzerinde bu kadar baskı kurması, 20 sene öncesinin “gizlice kırmızı noktalı program izlerken ailesine yakalanan gencin çaresizliği” ya da “ailesiyle birlikte sevişme sahnesine denk gelen gencin dramı” gibi durumların oluşmasını engelliyor ve böylece sonnnn derece sağlıklı, cinsellik konusunda dertsiz bir nesil yetişiyor.
Ergenler ve çocuklar sana çok şey borçlu, teşekkürler RTÜK!
Kadın bedeni üzerinden “ayıp”
Şaka bir yana, RTÜK “kadın bedeni üzerinden ayıp kültürü”nün televizyon ayağı neredeyse. Tek sıkıntı “televizyondan cinselliği yok etmek” değil bu kültürde.
Bilmem farkındalar mı, aileden okula, televizyondan internete cinsellik denen “fenalık”tan dört bir koldan korunarak büyümüş kimi erkekler cephesinde akıllara sığmaz derecede anormal bir cinsellik aksiyonu yaşanıyor artık.
Kadın “bacı” ve “yabancı” olarak ikiye ayrılıyor bir defa.
Yabancı kadına her şeyi yapmak mübah. Kıstırdığın yerde yapacaksın yapabildiğini. Dolmuş, otobüs, AVM, sokak, gece kulübü, sinema...
Yapılabilecek aksiyonlar da, içinde bulunulan sosyal kesime göre değişiyor. Mesela, dokunamazsa gözleriyle soyanlar...
Twitter’da tanımadıkları kadınlara “birini becermem lazım, seni becereyim” diye mesajlar gönderenler...
Sokakta bacağın dizden aşağısını, çıplak kol, bir gram “kadın teni” görünce derhal taciz edenler...
Ne yazık ki, kabul etmek istemeyeceğimiz kadar uzun zamandan beri, kadını bir seks objesi olarak görmüş, “kullanılmadığı zamanlarda” sarıp sarmalamış, ulaşılmaz bir yere kaldırmış ve her şeyi yanlış anlamış bir kültür var.
Ahlak kavramını, nesilden nesile kadın bedeni üzerinden öğreten bir dünya bu.
İşte RTÜK’ün zihniyeti ne yazık ki bu dünyayı besliyor.
Cinsellik de “anormalleşmede maksimum seviye”de seyretmeye devam ediyor. Bilmem artık bundan sonra ne olur.
Paylaş