Paylaş
Kelimelerin sonuna “ecek, acak” koydun mu, “yapacağız, edeceğiz” dedin mi, hop, oyları alıveriyorsun.
Çünkü vaat güzel şey, insanın içini açıyor. Geleceğe umutla bakmasını sağlıyor. Daha iyi koşullarda yaşayacağına inanıyorsun. O yüzden biz galiba hep çok sevdik bu “ecek, acak”ları. Söyleyene güvendik.
Deprem oldu, “Ek vergi ödeyin, size depremden az etkilenecek bir gelecek kuracağız” dediler, “ecek, acak”ı duyduğumuz gibi inandık, başladık bire beş ödemeye. İtiraz etmedik, çünkü biliyorduk ki bu “ecek, acak”lar sayesinde deprem bizi öldüremeyecek.
Sonra şiddetle sarsıldık. Binalar yıkıldı, insanlar açıkta kaldı. Açıkta kalamayanlar, çoktan yedi-sekiz katlı binaların altında toprağa karışmıştı... Kimileri de beton blokların arasında ezilmiş, çaresizlik içinde bekliyordu.
Açıkta kalanlara acil yardımdan önce devlet büyükleri gitti. Sırt sıvazlayıp yine “yapacağız, edeceğiz” dediler. Depremzedeler bu defa “ecek, acak”ı duyunca rahatladı mı bilinmez... Ama akşamındaki manzara pek fenaydı: Çadır yetmemişti, erzaklar yağma edilmişti, depremzedeler çaresizlik içindeydi.
Bir gün evvelinde ise Kızılay başkanı gülerek açıklamalar yapmıştı oysa ki.
Neye gülüyordu acaba? Yani, tam olarak niçin gülerek açıklama yapıyordu? Gülünecek neyimiz vardı?
Deprem hazırlıklarına harcanması için senelerdir ödediğimiz vergilerin nereye
gittiğini sorduk günlerdir.
Nihayet Maliye Bakanı Şimşek’ten açıklama geldi: Duble yol yaptık, eğitime, sağlığa harcadık, borç kapattık...
Merak ederim, madem hayati önem taşıyan deprem hazırlıkları için toplanan vergilerle yol yapıldı, sağlık ve eğitim için harcandıysa; yol, sağlık, eğitim için ödediğimiz vergiler nereye aktarıldı?
Duble yollar cenaze aracı mı taşıyacak?
Ben, beni yöneten insanın “hizmette öncelik sıralaması” yapmasını isterdim.
Bilmek istiyorum, büyük bir deprem sonucu çöken binaların altında kalacak olan milyonlarca insanın duble yollar ne işine yarayacak? Cenaze araçlarını mı taşıyacak o duble yollar?
Duble yol yapacağınıza bir vakit müsaade ettiğiniz ve içinde artık -ne yazık ki- binlerce can barındıran kaçak/eksik/malzemeden çalınmış binaları araştırsaydınız ve hepsini güçlendirseydiniz?
Deprem bölgesinde bulunan her apartmana sağlamlık testi yapsaydınız?
Biliyoruz ki bir apartmanın sağlamlığını tayin etmek, inşa etmekten daha zor ve masraflı bir süreç. Türkiye’de bu kadar çok sayıda uyduruk bina, içinde insan barındırırken ve daire sahipleri çürük binalar içinde yaşadıklarından habersizken, siz bizim kendi hayatımızı kurtarmanız için ödediğimiz paralarla yol yapmışsınız, tebrik ediyorum.
Allah aşkına yardım et bana sevgili her siyasetçi beyanında saçını başını yolan Habitus okuru, memleket her depremde başımıza yıkılıyor, bunu bizi yönetenlere nasıl anlatmak lazım? Ne söylemek lazım?
Sizi bilmem, ben deprem konusunda, hatta hiçbir konuda siyasetçilerden daha fazla “ecek, acak” duymak istemiyorum.
Gelecek zaman kipine doydum!
Paylaş