Paylaş
Dün bahsettiğimiz üzere babetli kızlar, kırmızı boxer’ı görünen erkekler piyasaya çıktı...
Şu noktada yanınızdan geçtiğinde bilincimizi kaybedeceğimiz kadar ağır parfüm sıkmış kızları da atlamamak lazım.
Bence bir insanın sabah sabah başına gelebilecek en tatsız hadise, bir toplu taşıma aracında yanına, sahneye çıkmak için hazırlanan bir Sibel Can haletiruhiyesiyle tepeden ayağa parfüm sıkmış kızın oturmasıdır.
Onlar, parfümü hoş kokmak için değil, kitle imha silahı olarak kullanmayı tercih ederler...
Bu yoğun koku ile başa çıkmak olanaksızdır.
Kızımız gittiği her yere bir koku bulutu içinde girer. Etrafa saldığı ağır koku yetmiyormuş gibi gün içinde takribi dört kere parfüm tazeler.
Ağır parfümlü kız, rahatsızlık vermek konusunda sabah sabah ter kokmayı başaran adamla yarışır.
Bir de “ağır parfümlü kız sarılması” vardır ki, dağlara taşlara. Öyle bir üstünüze bulaşır ki yıkansanız bile çıkmaz. Bütün gün etrafa asla kullanmayacağınız bir parfümün kokusunu saçmanıza neden olur.
Sevgili babetli, üzerinde muhakkak bir leopar detayı bulunduran kız.
Çok rica ediyorum parfümümüzü sabah evden çıkmadan bir kere sıkalım ve o şişeyi tuvalet masamızda bırakalım.
İstirham ediyorum.
Kendini mıncıklayıp etrafa dokunanlardan: Durmadan yüzündeki kılları çekiştiren, sakalını yuvarlayan, burnunu kaşıyan, sivilcesiyle oynayan, sürekli saçlarını sıvazlayan, sonra da elini yıkamadan insanlarla ve ortak kullanılan yerlerle temasa geçen herkesi selamlıyorum.
Bakın ensemize doğru öksüren, hapşıran ağzıyla elini kapatıp sonra o elle başkalarına dokunan insanlara, tuvaletten elini yıkamadan çıkanlara, tırnak etlerini yiyip sonra o salyalı parmaklarıyla etrafa dokunanlara girmiyorum bile. Hayır yani ben senin vücut salgınla haşır neşir olmak mecburiyetinde miyim?
Güzel hava trafiğinden: Yağmur trafiğini anlıyorum. Yağmur yağınca suya düşmüş cep telefonu misali devrelerimiz bozuluyor, bir anda otomobil kullanmayı unutuyoruz ve trafik sıkışıyor, buna alıştık artık.
Kar trafiğini de anlıyorum... Ona da “ben buzlu yolda araç kullanacak kadar ustayım” güveniyle yollara çıkıp yollarda savrulan cengaverlerin yaptığı kazalar neden oluyor...
Peki sorarım sana usta şoför Habitus okuru, “güzel hava trafiği” ne oluyor? Güzel havalarda en rezil kar trafiğinden de beter trafik sıkışıklığı yaratmayı nasıl beceriyoruz? Bu konuda nasıl bir mekanizma işliyor?
Çözebilen varsa çok rica ediyorum paylaşsın.
Benzin fiyatının artışından: Sizce benzine daha ne kadar zam yapılabilir? Bunun bir üst limiti var mıdır? Artık altın yerine benzin mi almalıdır? Düğünlerde damada benzin mi hediye etmelidir? Nasıl bir protesto yöntemine gidilmelidir? Benzin fiyatının artmadığı bir günü milli bayram ilan etmeyi öneriyorum.
Meşrulaştırılan adaletsizliklerden: Hazır İDO Topçular-Eskihisar feribotunda 20 lira verenlere öne geçme hakkı tanıyor, bu tip adaletsizlikleri tüm hayatımıza adapte edelim diyorum.
Misal, köprüden bir şerit her gün 20 lira verebilenlere ayrılsın. Bankalarda 50 lira veren herkes anında, sıra beklemeden işlem yaptırabilsin.
Madem “sıra sıkıntısını azaltalım” kisvesi altında kurumlar kendine ek gelir sağlayabiliyor, herkesi bu tip kurnazlıklara davet ediyorum.
Paylaş