Paylaş
İşte, buyurun, yeni “mucize”miz “Altın Çilek.”
Süpermarketlerde satılan meyve hali değil, “besin desteği” olarak satılan Altın Çilek haplarından bahsediyorum.
Üstelik bu palavrayı satmak için dönmeyen dolap yok.
Geçen gün telefonum çaldı. bilin bakalım arayan kim? Evet, Altın Çilek! Telefonun ucundaki ses, Altın Çilek’le ilgileniyorsam, 1’i tuşlamamı söylüyor.
Merak ettim, bakalım neler olacak diye tuşladım. Karşıma çıkan pazarlamacı, ürünün bakanlık onaylı olduğu konusunda çok ısrarcı, ürünün tokluk hissi verdiğini ve herhangi bir yan etkisi olmadığını anlattı. Ayrıca hemen aldığımda indirim de yapacakmış. Bak sen.
Hem bir saniye, olaya bakar mısınız, operatörler, numaralarımızı Altın Çilek gibi palavra ürünleri pazarlayacak şirketlere de servis etmeye başlamış! Hayırlı olsun!
Buna hakları var mı onu da sormak lazım.
Evvelki gün Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Altın Çilek’le ilgili açıklamasını yaptı, “besin takviyesi” olarak herhangi bir şekilde üretim izni verilmediğini söyledi.
Yani “ürünümüz bakanlık onaylıdır” diyen Altın Çilek pazarlayıcılarının foyası ortaya çıkmış oldu.
Tabii bu arada cebini dolduran doldurdu...
Kim bilir kaç yüz, kaç bin kişi bu ürünü satın aldı ve kullanıyor, “kilo vereceğim” diye umut ediyor...
İşin enteresanı, her sene başka bir ürün “mucize” diye çıkıyor ve her sene buna düzenli olarak biçimde inanıyoruz ya, buna “istikrarlı enayilik” denmez de ne denir, sen söyle sevgili zayıflamak için canını bile verecek olan Habitus okuru.
Altın Çilek palavrası!
Şimdi biliyorum, “Altın Çilek”e gönlünüzü kaptırdıysanız “Aay, işe yarıyormuş ama, bakanlık onaylı olan bir tane marka varmış ama...” dediğinizi duyar gibiyim.
Hayır efendim yok.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı İlaç ve Eczacılık Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Levent Altun ile konuştum, kendisi diyor ki, “Altın Çilek meyvesi ile ilgili Tarım ve Köyişleri veya Sağlık Bakanlığı’nın onayladığı herhangi bir ürün bulunmamaktadır. Bakanlık onaylı besin desteği olarak satılan tüm ürünlerle ilgili soruşturma başlatılacaktır.”
Şimdi diyeceksiniz ki, kimi ürünler Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan onay alabiliyor, peki bu nasıl oluyor. Sağlık Bakanlığı neden bu meseleye karışmıyor.
Aslında işin açıkçası, her iki kurum da çalışması gerektiği gibi çalışıyor, burada konu, cep doldurmak için uyanıklık peşinde olan “besin destek ürünü” pazarlamacılarının işgüzarlığı.
Sağlık Bakanlığı yerine Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na başvurmak kolaylarına geliyor.
Çünkü Tarım Bakanlığı, “besin takviyesi” olarak pazarlanacak ürünün içeriğine bakıp, bünyesindeki “Bitki Danışma Kurulu”nun elindeki bitki listesini referans olarak alarak, üretimine müsaade edebiliyor.
Elbette müsaade etmesi demek, ürünün “ilaç” sınıfına girmesi anlamına gelmez.
Tarım Bakalığı sadece söz konusu bitkinin sağlığa zararlı olmadığına dair onay veriyor. “Sizi iyileştirir, zayıflatır” demiyor yani. Böyle konularla ilgili Sağlık Bakanlığı’ndan onay gerekli.
Tabii, bitkisel zayıflama ürünlerinin Sağlık Bakanlığı’nın “ilaç” kriterlerini sağlayacak etkinlik, kalite, güvenilirlik altyapıları yok.
Ancak Tarım Bakanlığı’ndan “bu bitkinin sağlığa zararı görülmemiştir” onayını alabiliyorlar.
Bu da “Ürünü kullanacaksınız ve çok işe yarayacak” anlamına gelmiyor.
6 Ekim 2010’da yürürlüğe giren yeni bitkisel tıbbi ürünler yönetmeliğe göre, bu ürünleri pazarlayacak şahıslar Sağlık Bakanlığı üzerinden ruhsat almak durumunda, bunu da hatırlatmış bulunayım.
Bu kadar laftan sonra hâlâ “zayıflama mucizesi” meselelerine meylederseniz, eh ben artık ne diyeyim size...
Paylaş