Paylaş
Okumadıysanız ben söyleyeyim; kimi “stil olmuş” diyor, kimi “Marilyn Manson’a benzemiş” diyor, kimi sırf alkışlamak için, kimi de sırf eleştirmek için eleştiriyor.
Sırf eleştirmek için eleştirenlerde konuşulacak bir şey yok. Zira Bülent Ersoy ne yaparsa yapsın işin ne olduğuna, görüntüsüne bakmaksızın eleştirecek, dalgasını geçecek bir grup var, orası malum.
Ha bir de ne yapsa “İnanılmaazzzzzz olmuş, müthiş olmuş”cular var ki, onlar daha fena. Orada da mantık aynı aslında: Ne yaparsa yapsın zaten “süper olmuş” diyecek. Asla ama asla eleştirmeyecek, “şöyle mi yapsak acaba” diyemeyecek, “star”ın göremediğini ona göstermeyi beceremeyecek...
Her “star”ın yanında vardır bu tip insanlar, kimi “şakşakçılık sendromu”na sahiptir, kimiyse sanatçıdan korktuğu için susar. Ne yapsa alkışlar, sıradan iş olsa bile “Öyle inanılmaz ve süpersiniz ki ne diyeceğimi bilemiyorum, mükemmelsiniz” diye yerli yersiz övgüleri sıralar.
İşin fena tarafı şu; ünlü olan şahsın etrafında kendisine gerçek düşüncelerini söylemekten korkan insanlar varsa eğer, hiçbir zaman “Nasıl olmuş?” sorusuna samimi bir cevap alamaz.
Tabii bu sadece Bülent Ersoy’un sıkıntısı değil, “star”, “diva” mertebesine erişmiş herkesin muztarip olduğu ama çoğu zaman bunun farkına varamadığı bir durum.
“Şimdi beğendin mi beğenmedin mi, kısa kes Habitus” diyeceksiniz.
Ben beğendim, çünkü Bülent Ersoy’dan ‘Ivana Sert’imsi haller içine girmesini ya da prenses elbisesi giyip gözlerini kırpıştırmasını beklemiyorum.
Ersoy, olmadığı bir insan gibi davranmıyor, insanları kandırmıyor, 18 yaşında gibi görünmeye çalışmıyor mesela. Samimi ve dikkat çekici bir iş, ona şüphe yok.
Fakat fotoğrafları gördüğünde kimsenin Bülent Ersoy’a gidip “Bülent Hanım, şurayı şöyle mi yapsak acaba şurası olmamış gibi?” diyebildiğini de düşünmüyorum.
Güzel işler
Alpay Erdem’in stand-up show’u: Uykusuz çizeri (ve yazarı) Alpay Erdem, yaklaşık beş senedir stand-up gösterileri yapıyor. Bugüne dek Bursa’dan Adana’ya, Trabzon’dan Aydın’a Türkiye’nin her yerinde sahneye çıktı, çıkmaya da devam ediyor. İstanbul’da ise performanslarını uzun süredir perşembe günleri Old City Comedy Club’da sergiliyor. Sezon yeni başladı, geçen sene kaçırdıysanız bu sene mutlaka görün. Bu arada Old City Comedy Club yer değiştirdi, artık eski Indigo’nun yerinde, yani yeni adres Galatasaray Tomtom Mahallesi.
BBC Türkçe’nin internet sitesindeki arşivi: 1939’dan beri yayında BBC Türkçe. Dolayısıyla Türkiye’nin değişimine tanıklık etmiş bir medya organı. Şükür ki arşivini tozlu raflarda ve arşiv odalarının bilinmeyen derinliklerinde saklamıyor. www.bbc.co.uk/turkce’ye girin, arşiv bölümünü karıştırın, ta 40’lardan bugüne, eski radyo yayınları ve fotoğraflarla zaman yolculuğu yaparken bulacaksınız kendinizi. Arşivini böyle iyi koruduğu ve daha da önemlisi paylaşıma açtığı için de BBC Türkçe’yi alkışlıyorum. Bir benzer yaklaşımı TRT’den de bekliyoruz.
Paylaş