Böyle adet olur mu?

Çocukların gelin arabalarının peşine takılarak para istemeleri adettendir ya hani.

Haberin Devamı

Derim ki, gelin siz şu adeti bir de Taksim’de yaşayın.

Bilmem oradaki çocuklarla hiç karşılaştınız mı. Yaşanan saçmalığı gördünüz mü.

Tabii Taksim’deki durum örf adet başlığı altında incelenebilir mi, onu da pek bilemiyorum.

Bu pazar mevzubahis çocuklar yine iş başındaydı. Bir gelin arabasını taciz ediyorlar, kaporta üstünde meydan turu atıyorlardı.

Manzara o kadar saçma ki, Japon turistinden yaşlı amcalara, trafikte seyreden araçlardan büfecilere, izleyen herkesin şaşkınlığını görmeniz lazım.

İşte, dün bu manzaranın aynısı Hürriyet Web TV’de karşıma çıktı.

Araçlar farklı, zaman farklı ama olay aynı. Artık durum, olayın düzenli olarak devam eden bir ölüm oyununa döndüğünü gösteriyor.

Taksim’de gelin arabalarına asılan böyle bir “çocuk ekibi” var. Çocuk dediğime bakmayın, hepsi daha o yaştan bıçkın; küfür dedin mi var, taciz dedin mi gırla...
Yani gözünüzün önüne “Gelin arabasından tatlı tatlı para isteyen çocuklar” filan gelmesin. Camlara vantuz gibi yapışıyor, pislik yapıyor, düğün gününde insanı ürkütüyorlar.

Üstelik para vermeniz de çare değil, verseniz dahi yapış yapış tacize devam ediyor, polis onları kovalayana kadar arabanın tepesine-arkasına çıkıp canlarını tehlikeye atmayı sürdürüyorlar.

Aracı kullanan da çocuklardan kurtulma derdinde, gaza bastıkça basıyor. Yani çocuk düşse, garanti ölecek. Düğün günü kana bulanacak.

Her iki tarafın da kabahati var elbette. Çocuklar bir defa ağır tacizde bulunuyor. Sinirlenen mağdur damat da çocuk araca asılıyken rallici kimliğine bürünüyor.
Böyle mi çözülmeli bu iş peki?

* * *

Arabaya çocuk mu asıldı? Durursun, çocuğa adetten iki kuruş verirsin, baktın gitmiyor, tacize başladı, polis çağıracağını söylersin...

Çocuklardan arabadan düşürme yöntemiyle kurtulmak nasıl bir kafanın ürünü?

Bir şey olsa, düşse, kolu kopsa, hadi daha da ileri gideyim, ölse, ne yapacaksın?

“Boşver yaa” deyip, aynen basıp gaza, nikah dairesine mi koşacaksın?

Haberin Devamı


Kedi katili yaratık...

Sadece insan öldürene “vahşi katil” damgası vuruyoruz ya, belki de “canlı” kavramıyla ilgili düştüğümüz en büyük yanlış bu...

İki gündür tüm haber sitelerinde karşılaştığınız “Kediyi tekmelemek suretiyle öldüren adam” bulunacak mı, bulunursa nasıl bir ceza alacak, (alacak mı, aslında onu sormak lazım) merak ediyorum.

Şu hayatta en çok kimlerden uzak durmak lazım biliyor musun sevgili yumuşak kalpli Habitus okuru? Hayvan sevgisi bilmeyenden. Hatta ona hayvan değil de, canlı diyelim istersen.

Hatırlarım, el kadar çocukken bile kedi, köpek, böcek, çiçek, hepsinin bir “can”ı olduğunu düşünür, can acıtacak hareketlerden kaçınırdım. Yani kedinin kuyruğuna teneke bağlamışlığım, sokak köpeğinin boğazına ip geçirmişliğim yok. Bunları yapabilen çocukları o zaman da anlamazdım, şimdi şu yetişkin halimle bile korkarım hayvana kötü davranan çocuktan... Sokakta karşılaştığım hayvan işkencecisi çocukların ve ergenlerin benden çok çekmişliği vardır, öyle bir sahne gördüğüm anda müdahale ederim mesela.

Bu aşırı hassasiyet değil, sadece “canlı seven” bir insanın normal davranışıdır bana kalırsa.

Ha, siz hayvanlara büyük bir sempati beslemeyebilirsiniz. Hatta sevmeyebilirsiniz.

Fakat hayvan tekmeleyen vahşi bir katile dönüşemezsiniz.

Allah aşkına, söyler misiniz, kediye tekme atarak öldürmek nedir, ne demektir?

Kedilerin dili yok, bunu yapan -insan demeye bile dilimin varmadığı- yaratıktan kim hesap soracak?

Yazarın Tüm Yazıları