Paylaş
Misal, evde sevgiliyle buluşmak için hazırlanıyorsundur. Geçersin aynanın karşısına, tam 45 dakika, saçınla oynarsın da oynarsın.
Düğün topuzu yapmış gibi görünmesin diye “öylesine toplanmış ama aslında dağılmış gibi de sanki” görünümü için uğraşırsın. Perçemini, lülesini doğru yerlerden çıkardığın ve mükemmel oranı yakaladığın anda “Hah” dersin, tamam...
Yataktan yeni kalkmış Angelina Jolie topuzu yapmış olmanın verdiği hoş hislerle aynanın karşısından ayrılırsın.
Tam salına salına yürümekte, kirpiklerini kırpıştırmakta iken adam der ki: “Saçını taramamışsın.”
Allah Allah!
Malum, mevsimlerden kış. Sarayda salınan haseki gibi gezemiyoruz evlerimizde. Bir eşofman altı, sonracığıma, belki bir tayt, üstüne bol bir kazak...
Ve hatta şu aralar bere ve atkı... Ha, “Nene patiği”ni de atlamayayım tabii. Bu havalarda nene patiği candır.
Bu defa dedim ki, şu krem rengi taytı giyeyim, üstüne de bol kazağımı. Nene patiklerimi çıkarayım, acuk havam yerine gelsin. Mahallenin delisi gibi pejmürde gezmeyeyim, ev halim de şöyle sitilli mitilli olsun. Peki eve gelir gelmez ilk laf nedir?
“Eheheheh içlik giymişsin?”
İçlik giymişsin?? Allah’ım çıldıracağım. Yani bana diyor ki, sen bırak seksi olmayı, dedeler gibi, amcalar gibi, kumaş pantolonun altında popo ve bacaklar üşümesin diye giyilen o çirkin, batan yünden yapılma içliği giymişsin.
Eh insan sinirleniyor tabii. Ben de tabii hemen açıklamamı yaptım; “Yahu içlik değil bu, tayt, tayt!”
Biz burada sana biraz güzel görünelim diye kasalım, sen gel, içlik de.
Eşofman altı giyersin, o zaman da yok diz yeri çıkmış yok poposu gevşemiş...
Sonunda toptan delirip, pofuduk terlikleri elime giyip timsah yürüyüşü yapacağım evde, o olacak.
Boyanmışsın
Daha bitmediiii.
Bu soğuk kış gününde azıcık suratımıza renk gelsin diye allık mallık sürüyoruz ya. Adam öyle bir laf eder ki kendini hoooop, bir anda palyaço gibi hissedersin:
“Boyanmışsın?”
Hayır yani bu öyle bir laf ki, karşındaki Bülent Ersoy olsa söylenmez. Ayrıca, evet boyandım arkadaşım.
Bir şey mi vardı. Keşke doğuştan al yanaklı, porselen ciltli olsaydık.
Hayır yani sürmesek “Hasta mısın?”, sürsek “Boyanmışsın.”
Üstelik tam “Ah, hah, haay, öyle bir dozunda sürdüm ki fondöteni-allığı, gören de hiç makyaj yapmadım sanacak” diye düşünürken bir anda yüzünde beş ton ağırlık hissedersin bu lafla.
Hakikaten şebek gibi boyansak ne diyecekler acaba.
Sonracığıma, elbiseni, topuklu çizmeleri giymiş, makyajını yapmış, saçını taramışsındır. Paltonu giymiş tam kapının eşiğinde son son aynaya bakarken erkek kişi gelir ve: “Böyle mi çıkacaksın?”
Hayır yani gören de Madonna’nın sadece memeleri açıkta bırakan kostümünü giydik ya da ergen yıllarından kalma okul eşofmanıyla sokağa çıkıyoruz sanacak.
Süslenmişiz burada saatlerce, tam çıkacağız, akıllara şüphe düşürmenin ne manası var şimdi arkadaşım. Tabii o noktadan sonra geri dönüş yoktur, kıyafet değiştirmeden sokağa çıkılmaz.
Sonra “Kadınlar çabuk hazırlanamıyor” dersiniz.
Valla, sevgili kadınlar, bakın söylüyorum, biz boşu boşuna uğraşıyoruz. Yok efendim evde de seksi olmalıymışız, kendimize bakmalıymışız...
Salıverin kendinizi gitsin! Aaaa!
KİM NE DEDİ
İsmail Tunçbilek, ayrıldığı sevgilisi Ece Gürsel’e Twitter’da kin kustu: “Depresyonun bile maskelisi varmış. Nasıl olmasın, ikiyüzlü, maskelerle gezen insanlar var. Bu film burada biter. Sen dostum, bende ve kalbimde engellisin artık!”
Ece Gürsel, İsmail Tunçbilek’in Twitter mesajını karşılıksız bırakmadı: “Şimdilik susuyorum ama Allah’ın bildiklerini kullardan saklamayacağım. Pişmanım, çok pişmanım! Yine inandım ve yine olan zamanıma oldu.”
Hande Ataizi, acıyı zevk eyledi: “Özel Hayatlar, çok eğlenceli bir oyun. Vücudum çürükler içinde kalıyor falan ama oynarken çok eğleniyorum. Keşke tiyatroya bu kadar ara vermeseymişim diye de kendime kızıyorum.”
Cem Özer, Nurgül Yeşilçay’ın Mithat Can Özer’le ilişkisi hakkında yaptığı sıcak yorumlarla taraftar topladı: “Şu an cemaat kuracak kadar takipçim var. Beni guru sanıyorlar. Ama ben bu durumu sömürmüyorum.”
Bade İşçil, kadın-erkek eşitliği tanımıyor: “Erkeğin benden daha güçlü olması gerektiğini düşünüyorum.”
Nurettin Özgenç (KOBİDER Başkanı), 8 Mart açıklamasıyla akıllara durgunluk verdi: “Kadın-erkek eşitliği safsatadır! Değişik seviyede insanlar aynı kalıba sokulur mu? Feministler kartala özenen papağanlar gibi. Hiç fiş, prize eşit olur mu!”
Şafak Sezer, eşinin Arzu Yanardağ ile sevişme sahneleri yüzünden “Kolpaçino Bomba” setini bastığı iddiasını yalanladı: “Olabilir mi öyle şey, evde kral benim! Ayrıca filmde öpüşme, sevişme muhabbeti yok. Bende ne vücut var ki sevişme sahnem olsun. Bacaklarım Ronaldinho’nunkinden kötü!”
Paylaş