Paylaş
Yarı finale kalan ve umudunu son ana kadar kaybetmeyen kimi yarışmacılardan feyiz alan yeni potansiyel adaylar, bir sonraki yarışma için heyecanlanmaya başlamıştır diye tahmin ediyorum.
Sonra daha da detaylı konuşuruz ama hazır sezon yeni bitmişken bir sonraki sezonda “Yetenek Sizsiniz”e katılmayı planlayan genç ve hevesli kardeşlerime birtakım uyarılar yapmak isterim.
- Michael Jackson taklidi, hiç kimseyi eğlendirmiyor. Michael Jackson’a en benzeyen, bu konuda en yetenekli adam bile sıkıcı. Zaten Michael Jackson’ı en iyi taklit etmekten bir adım ötesi nedir? “Mükemmel bir MJ oldum” diyor ve kariyerini noktalıyor musun yani? Bu mudur tüm olay?
Mesele bu kadar açıkken niçin MJ taklidi kariyeri yapılır ben onu bilmem.
Hadi Las Vegas’ta filan yaşasan tamam da, hani ünlülerin taklitlerini yaparak geçin diyeceğim, Türkiye’de Michael Jackson’ı mükemmel yapacaksın da ne olacak?
Ayrıca tekrarlıyorum, izlemesi eğlenceli değil.
Bu arada sadece Michael Jackson değil tabii, Beyonce taklidi, Rihanna taklidi... Olmuyor bunlar işte, olmuyor.
- Sevgili yaşlı amcalar. Sizlere “Yetenek Sizsiniz”e girmeyi yasaklıyorum.
Bu sezon o fıldır fıldır tahtanın üzerinde bir sağa bir sola denge şovu yaparken, dedim “Amca, in oradan, ben öleceğim burada.”
Neyse, ona da, bana da bir şey olmadı lakin ne yaşlılar, ne çocuklar böyle programlara oluyor sevgili yarışmasever Habitus okuru.
Yanılıyor muyum?
- Duşta çok güzel şarkı söylüyor olabilirsiniz. Evde, ayna karşısında silindir fön fırçanızla mükemmel tınılar yakalıyor olabilirsiniz. Lakin yüzlerce seyirci önünde ve televizyondan bir sürü insanın sizi izlediğini bildiğiniz bir ortam içinde her şey değişiyor sevgili yetenekli yetişkin-gibi-ama-ergen Habitus okuru.
Profesyonel eğitim almamış ses, öyle bir yerde beklediğinin tam aksi sonuçlara götürebiliyor.
Ben uyarayım da, çıkıp sonra “rezil oldum” diye ağlama.
- Dünyada zaten halihazırda var olan bir karakterin yetenekli bir kopyası olabilirsiniz.
Nasılsa herkes öyle dünyayı pek takip etmediği için kendinizi “yeni, ilk” diye de yutturursunuz.
Fakat ne yazık ki artık Google, Youtube gibi çirkin icatlar var. Bilgiye çok kolay erişiliyor.
Mesela Criss Angel, sevdiğimiz bir kardeşimiz. Ama bir tane yeter.
Her şeyin taklidini yapıyoruz, bari bu kalsın.
- Sırf ekranda görünmek için gelmeyin kardeşim şu programa. Çok yetenekli buluyorsan kendini, yap bir video, internette dağılmasını sağla, bakalım tıklanıyor musun, hakikaten düşündüğün gibi misin?
İşte tam da bundan bahsediyordum!
Hatırlarsanız cumartesi günü “bugün yol verelim birbirimize” demiştim. Tabii, bu öneriyi yapan insan olarak başıma karakteristik bir örneğinin geleceği kesindi: Efendim, cumartesi günü Üsküdar-Koşuyolu civarları ana caddeye bağlanan bir sokaktan çıkıp sola sapacağım.
Sağa sapmaya kalksam zor, çünkü caddenin sağ şeridinde, ışıkların o an kırmızı olmasından ötürü yaşanan yoğun bir trafik var.
Caddenin sağ şeridinde birinin bana yol vermesi gerekiyor ki sola sapayım, aksi takdirde sokağın önünü kapatacak ve bekleşeceğiz.
?imdi bana yol verecek olan şoför, eğer yol verirse bir kayıp yaşamayacak. Sadece, benim önümde sokağı bloke ederek bekleyeceğine üç metre geride duracak, ben geçeceğim. Ama yook, yok arkadaş. İçinde karısı ve bebek arabasında çocuğu olan adam bana yol vermemek için hızla konvoyun sonuna bitişiyor. Dolayısıyla benim çıktığım sokağın önünü tıkıyor. Bir de yol verecek sandığım için burnumu hafif çıkardığımdan bana avazı çıktığı kadar bağırıp küfrediyor.
Ve bu stresli dakikaların sonunda kimse kazançlı çıkmıyor.
Şimdi bu hareketi neden yaptı bu adam? Bana yol vermediği için madalya mı verdiler? Caddede zaten trafik vardı, sokağın önünü tıkadığı için orada da trafik oldu, eee, sonuç?
Bağırtıya, küfürlere değdi mi? Gideceği yere çabuk erişti mi? Ne oldu Allah aşkına??
Paylaş