Paylaş
Bir şehir düşünün, yolların yoğun olmadığı saatlerde bile ortalama bir Avrupa şehrinden yüzde 57 daha fazla oyalıyor sizi. Kar yağıyor, yolda kalan sürücüler, patinaj yapan yayalar, yoldan çıkan metrobüs, zincirleme birbirine girmiş araçlar, ekseni etrafında dönen otomobiller, şehrin en tanıdık manzarasını oluşturuyor.
Üstelik bu sefilliğin mimarı doğa değil, yağan kar hiç değil. Yöneticiler ve şehir sakinleri elbirliğiyle kendi çukurlarını itina ile kazıyorlar. Tüm uyarılara rağmen kar lastiği takmayan, yollara zincirsiz çıkan, bir gün aracının lüksünden ödün verip toplu taşıma kullanmayanlar sayesinde aşağıdaki görüntü oluştu İstanbul’da. Kar yağınca bu hale gelen bir şehirde doğal bir felaket olsa ne halt edeceğiz, işte en büyük merak konusu bu.
En tahammül edilmez konu da nedir biliyor musunuz? Hadi, siyasilerin başka zaman “Bir hatamız yoktur, her şeyi eksiksiz yaptık” beyanları çekiliyor ama şehrin birbirine girdiği böyle durumlarda yöneticilerin sanki ortalık süt liman, işler yolunda gitmiş gibi “hizmetlerinde bir eksiklik olmadığı” vurgusu yapmaları insanı deli ediyor.
Adeta insanın kendi saçlarını tel tel yolası, kendini duvardan duvara vurası, ağlama krizine girerek kendini yerlere atası geliyor.
İşte, bir şehir, insanlarını böyle çıldırtıyor.
Bu kış için, öneriyorum
Doğalgazdan vazgeçin: Isınmak için doğalgazdan vazgeçelim, evlerimizde varil yakmak, çadır kurup içine girerek sıcak su torbası ile ısınmak gibi yöntemleri kullanalım. Zira Enerji Bakanı’nın “Ben asla zam yapmayacağız dememiş gibi olsam da demişim gibi bir hissiyat içine girerek dediklerimin çarpıtılması sonucu dediklerimden farklı sonuçlar çıkarılmasın diye çalışıyorum” türü “söylediklerimi yutmak istemem ama bir açıklama da yapmak gerekli galiba” hissiyatıyla kurduğu cümleler açıkça gösteriyor ki, feci bir zam gelecek.
Yılbaşını evde kutlayın: Yine geçen yıl olduğu gibi meydanların dört bir yanını “piyangocu, simitçi kılığında polis” saracak, kadınları mıncıklayıp sıkıştırma potansiyeli gördüğü “aç”ları kıskıvrak yakalayacak ama konuya şöyle yaklaşmak lazım: Kadın açlığı ve kapkaç yüzünden bir metrekareye üç polisin düşmesini gerektiren “medeni” bir ortam içinde eğlenebilir misiniz? Bence eğlenemezsiniz.
Paylaş