Paylaş
Kadına zulmün dünya üzerinde çeşit çeşit türleri var.
Düşünce sisteminin kaynağına indiğimizde, yakın coğrafyada, uzaktan bakınca “arada çok fark var” dedirten ancak biraz yaklaştığınızda birbirinden farkı olmayan örnekler görebilirsiniz.
Suudi Arabistan’da kadınlara araç kullanmayı yasaklayan zihniyetle köprücük kemiğini gösteren kıyafeti tehlikeli bulan zihniyetin arasında fark yok.
Çıkış noktaları aynı yer.
* * *
Sapla samanı karıştırmamak lazım: Grammy Ödülleri’nde CBS’in, törene katılacak yıldızlardan “cinsel organlarınızı teşhir etmeyin” nitelikli uyarısı başka bir noktaya dikkat çekiyor.
Bunu basitçe, kadınlar üzerinden ahlâk bekçiliği yapmaktan ziyade, törenin gündeme geliş biçimini engellemeye yönelik bir düzenleme olarak görmeli.
“Köprücük kemiği” endişesi değil, teşhircilik yapanların önünü almak için yerinde bir uyarı.
CBS’in “Grammy uyarısı” ile TRT’nin kıyafet düzenlemelerini yan yana koyacak olursanız her konuğa “potansiyel teşhirci” muamelesi yapıldığını açıkça görmek mümkün.
Kurumun kocaman kadınlara, liseli kızları hizaya dizip etek boyu kontrolü yapan okul müdürüden farklı bir muamele yapmadığını anlıyoruz.
Bu konuyu “gündem çöplüğü”ne yollamadan TRT’ye soralım:
Yetişkin insanlara, 15-16 yaşında, hayata yeni adım atmakta olan bir ergene parmak sallar gibi ayar vermek nasıl bir anlayıştır?
Hayatının emekleme yıllarını geride bırakmış, bir çizgi belirlemiş, onun üzerinde yürüyen sanatçılara “ayarsız”, “teşhirci” muamelesi yapmak, kadınların açık iki düğmesinde aradığınız edepsizliğin ta kendisi değildir de nedir?
Bu tuhaf, çarpık anlayış sayesinde kendi bedenimize yabancılaştık.
Resmen köprücük kemiğinin erotik yönünü konuşuyoruz!?
Normali anormalleştiren, kadın bedeninin her santimetrekaresinin “tahrik edici” özelliği olduğunu iddia eden, üstelik bunu “kural” kılıfı içine sokan bir zihniyetten bahsediyoruz.
Uzuvlarımız bitti, iskelet sistemimize geldik.
“Bıçak kemiğe dayandı” desek herhalde yeridir.
Ahlâk bekçiliğinin de “yıldızı” Türkiye!
Kadın dediğimiz, Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar “cinsel obje” artık. İnsanlığından söz edemez olduk. Kadın, bin yıl öncesindeki “erkeği tahrik eden varlık” haline geldi.
Örterek bu “edepsizliğin” önünü almak şart.
Artık bu ilkellik gündelik hayatımızın bir parçası.
Birkaç sene önce şortumuzdan bir gram bacağımız göründüğünde, dizin bir karış üstünde etek giyip sokağa çıktığımızda rahatsızlıklarımızdan söz ederdik, şimdi “kemik”ten bahseder olduk.
Neredeyse “erkek doğsaymışım keşke” dedirtecekler bize.
Kadın üzerinden ahlâk bekçiliği yapan ülkelere bakın, bastırılmış insani duyguların toplumları nasıl tuhaf, şekilsiz ve gerici kalabalıklar haline getirdiğini görürsünüz.
Ha, bu arada o ülkeleri o kalabalıkları uzaklarda aramayın, Ortadoğu’daki komşularımıza bakmayın, artık siz de onlardan biri içinde yaşıyorsunuz.
Bu zihniyetle onların da “yıldızı” oluruz yakında.
Kadın bir cinsel obje Türkiye’de.
Başka da bir kimliği yok.
Paylaş