Yönetmen Dario Argento, uzun yıllar önce ıstanbul’a eşiyle tatile geldiğini, kızı Asia’nın anne karnına ilk burada düştüğünü, o nedenle kızına Asia ismini koyduğunu açıkladı Ömür Gedik’e. Ben de size bugün Asia Argento’nun ıstanbul’la olan bir diğer ilgisini anlatayım. Argento iki yıl önce ıstanbul Film Festivali’nin konuğu olarak ıstanbul’a gelmiş, “Whatever: Asia Argento DJ Set” partisinde DJ’lik hünerlerini göstermişti. Olayımız bu partide başlamış. Argento kendi gecesinde ıstanbullu bir yönetmenle tanışmış. IF takipçileri aslında bu isme gayet aşina: Adamımız, bu yıl IF’in kısa filmlerinden olan “Büyükannem”in genç yönetmeni Can Evrenol. Evrenol ve Argento kısa süreli bir aşk yaşamış, ıstanbul’daki bu geceden sonra hemen ıtalya’ya uçmuşlar, gezmişler, tozmuşlar. Fakat kızımız pek bir delişmen olduğu için pek uzun sürmemiş bu aşk... Artık cemiyet hayatında “ıstanbul’da aşk yaşayan selebriti’ler” diye bir kategorizasyon yapmak farz oldu. Depeche Mode’dan Martin Gore, The Apartment’tan David Caggiari, Danny Brillant, Asia Argento derken epey kalabalık bir listemiz oldu...
Garanti Bankası’na bravo
Nihayet kağıt israfı konusunda birileri harekete geçti. Bu durumdan feyzle halkla ilişkiler ajanslarının da aynı hassasiyeti göstermesini bekliyorum. Durumu şöyle açıklayayım; biz gazetecilere günde onlarca, yüzlerce (Türkiye’deki tüm gazete ve dergilerde çalışanları düşünecek olursanız) binlerce bülten gönderilir. Sadece email olarak değil postayla; zarf içinde basılı kağıda. Bazen zarfları açmadan çöpe atarız çünkü aynısı mail olarak gelmiştir. Size kağıt israfının boyutlarını anlatamam. Nedense herkes çevre meseleleriyle kafayı bozmuş gibi davranırken bu kağıt meselesi konusunda bu kadar pervasız olunması hanidir hep sinirime dokunur. Çünkü biz gazetecilerin (Sadece biz mi? Herkes!) artık bütün işi bilgisayarla. O özenle print edilip kağıda basılan bültenlerin hiçbir fonksiyonu yok. Bize vardığı anda çöpe gidiyor yani. Gazetede ya da dergide bültene yer vereceksek direkt word dosyasını alırız ekranda önümüze, oradan okur ya da alıntı yaparız. Eve gelen banka ekstreleri keza. Hiçbir işe yaramıyordu, kağıt israfı dışında. Nihayet Garanti Bankası, bunu düşünmüş ve hayata geçirmiş. Artık ana kart ekstrelerini sadece e-mail olarak geçecekmiş. Süper fikir bu. Bilgisayar kullanamayanlar da bankasına durumu bildirir, matbu ekstresini ister, bunda bir zorluk yok herhalde... Diyorum ki, biz gazeteci ve dergicilere kağıda basılı yazı bülten göndermesin artık kimse. Çünkü hayatımız matbu metinlerle, fotoğraflarla değil, Word’le jpeg, tiff’le geçiyor. Çevreyi koruyalım diye deliriyoruz ama en basit uygulamaya gelince görmezden geliyoruz...
Zero 7 geliyor
Onlar da kim demeyin, bir zahmet dinleyin. Sevenleri de zaten pek sevinecek bu habere. 20 Mart’ta Tamirane’ye DJ set’leriyle geliyorlar. Henüz hiç dinlemediyseniz kısaca anlatayım Zero 7’ı. Bu iki yakışıklı dinlerken huzura erdiren şarkılar yapar. Elektronik müziğin düşük tempolu, hayli melodik, pamuk gibi olan cinsinden. Henüz yaz gelmedi, festival, konser sezonu açılmadı, henüz kışın kasvetini atamamışken bu performans çok iyi gelecek, gidiniz, dinleyiniz.