Paylaş
Seneler önce “Belki biraz etkisi olur” hissiyle arka camıma “Arabada bebek var” çıkartması yapıştırmıştım. Beni sıkıştıran, tehlikeye sokan sürücülerin davranışları üzerinde bir etkisi olmadı...
Takım elbiseli ilk insanlar
Trafikte ilk insana dönme hallerimizin değişmemesinin, trafikteki davranışlarımızın hiç düzelmeyecek olmasının toplumun genelini korkutmaması, sosyolojik bir vaka. Düşünsenize, Türkiye’de ölüm sebebi olarak kazaların her yıl ilk 3’e oynaması bile değiştirmiyor trafikteki davranışımızı.
En “aklıbaşında” adam bile trafiğe çıktığında salyalarını akıtarak avını parçalamaya giden bir kurda dönüşüyor. İşte bu evrenin ilk etabını dün yaşadım, buyurunuz:
Ortaköy Dereboyu Caddesi, araçların sağlı solu park etmesi sebebiyle daralmış. Bir noktada trafik duruyor.
Bilirsiniz, bir trafik sıkışıklığı olduğunda kimse kavşaklarda akışı sağlayacak şekilde davranmaz. Herkes “önce ben geçeceğim” hırsıyla kavşağa yığılır, dört yönü de bloke eder ve o kördüğüm asla çözülmez.
Biz de, kimse birbirine yol vermediği için bekleşiyoruz... Bir dakika, iki dakika, üç dakika... Sinir düzeyi hızla artıyor... Derken arkamda duran aracın içinden bir adam çıkıyor. Önümde gidebileceğim en fazla yarım metre var ve tamponumu öndeki araca bitiştirirsem, bir değişiklik olmayacak. Üstelik trafiğin sebebi ben değilim!
Fakat arka araçtan fırlayıp otomobilimin yanına gelen takım elbiseli trafik kabadayısı ne yapıyor? Bana “Yürüseneöööğ, hâlâ duruyor ya, ulan yürüseneööö!!!” diye avaz avaz bağırıyor.
Takım elbiseli “medeni” ofis insanı adam, tanımadığı bir insanla “hayvan gütme” tonuyla konuşunca, boğazımdan kulaklarıma doğru bir sıcaklık yükseliyor sevgili trafikte medeni olmayı başarabilen Habitus okuru...
Valla, bazılarımız takım elbise giyiyor ama boşuna...
Olmayan medeniyetinizi cilalamanıza inanın hiç lüzum yok.
Paylaş