Paylaş
Görünen o ki, Anneler Günü’nü de “pırlanta ve küçük ev aleti alma günü”ne dönüştürmeyi başardık...
Pazar günü, alışveriş merkezlerinden internete, sokaklardan televizyona, gazetelere kafamızı nereye çevirsek birileri bize annemize hediye alıp almadığımızı sorguladı.
Sen ne yaptın bilmem ama ben şu hediye işini bir kenara koydum...
Annemin yanına koşup o hiç değişmeyen kokusunu içime çektim, öpücükler kondurdum...
Tatlı duyguları, çocukluğumu, annemle yapışık geçirdiğim o güzel yıllarımı hatırladım...
Bilirsiniz, senelerin bize annemizle ilgili olarak öğrettiği bir tane önemli konu vardır: Anneler, her koşulda haklıdır.
Söyledikleri her şey doğrudur, o anda doğru olmasa bile hayat, onun sözlerini doğru çıkaracak şekilde biçimlenir.
Hemen bir örnek: “Akşam üstüne doğru hava soğuyacak, üstünü giy, böyle üşütürsün çocum” derse, “Anne saçmalama yeea” demeden önce üç kere düşünmelisiniz.
Zira bir anne, on meteoroloji uzmanı gücündedir. O hava soğuyacak derse, soğur.
İsterse gündüz hava 20 derece olsun, isterse tüm meteoroloji siteleri, haberler “bugün güneş var, soyunun!” desin, mühim değil. O “akşama soğuyacak” dedi mi, o hava soğur.
İşte tam da bu nedenle, ağzından çıkacak her kelimeyi “mutlak doğru” olarak kabul edersen, senin için hayırlı olur...
Bizi büyüten kişiye dönüşüyoruz...
Peki, yıllar geçtikçe annenle zevklerinizin birbirine benzediğini fark ediyor musun sevgili anneci Habitus okuru? Henüz benzemiyorsa bile ben sana söyleyeyim: Benzeyecek.
Erken yaşlarda anneyle alışverişe gittiğinizde gösterdiği tüm kıyafetlere “Öfff istmyrm bu ne anne yeeea” tepkisi verirken, geçen senelerle birlikte giderek annenizin ikizi olmaya başladığınızı fark edeceksiniz.
Onun seçtiği kıyafetler cuk diye üzerinize oturacak, zevk konusunda birbirinizin karbon kopyasına dönüşeceksiniz. Alışveriş yaparken o an yanınızda değilse bile beğeni ölçü birimi “anne beğenisi” olacak...
Sonra bir gün aynaya bakacaksınız, anneniz olmuşsunuz... Hem görüntünüz, hem ruhunuz, düşünce biçiminiz, hayatı algılayışınız, sizi içinden çıkaran insana benzemiş...
İşte, insan kiminle büyürse ona benzer, ona öykünür ya... Ben de anneme benzedim.
Annemiz, babamız ya da bizi büyüten her kimse...
Gün geliyor, bir parçamızın bizi yetiştiren insana dönüştüğünü fark ediyoruz...
Biliyorum, annem de bana bakınca artık kendisini görüyor. Ve eminim bu durum onu çok, mutlu ediyor...
“Hediye, hediye” diye tutuşturdular ya bizi...
Bir anne için daha güzel bir Anneler Günü hediyesi olabilir mi?
Paylaş