Paylaş
Ve hatta benzer artışı büyük şirketlerden de beklediğimizi buradan bağırarak söyleyelim.
Hayatın her alanında eşit muamele, eşit koşullar şart.
Bir anda olacak işler değil, biliyorum, lakin, özgürlüklerimizi, haklarımızı istesek, “Bunların gerçekleşmesi için çalışın” desek, çok olmayız herhalde...
Mesela, kadının bir cinsel obje, bir “ürün”, bir makine, bir mal, ikinci sınıf vatandaş olmadığı, erkeğe hizmet için dünyaya gelmediği fikrine sahip olacak yetişkinler için, eğitim ana okul sıralarında başlasın.
Artık öyle bir noktaya geldik ki, aynen “Hayat bilgisi” gibi, “Kadın” diye ders olmalı müfredatta, zira hayli uzaklaştık kadın kavramının normalliğinden...
Öyle bir ders olsun ki bu, henüz erkek-dişi ayrımına yaş itibariye varamamış çocuklar erkenden öğrensinler meselenin çekirdeğini, sonra geldiğimiz hali...
Bir zamanlar onlar kadar olan insanlar büyüdüklerinde neler yapıyor, yapmış, okusunlar, ezberlesinler...
Biz bugüne kadar neler gördük, hepsini teker teker görsünler.
Doğan bebek erkek değilse üzülen babalar, 10 yaşında evlendirilen kızlar, kocalarının katlettiği kadınlar, ölene kadar çocuğuyla dayak yiyen ama çaresizliğinden gıkını çıkaramamış anneler...
“Namus” diye elini kana bulayan babalar, karılarını kum torbasına döndüren kocalar, çocuk tacizcileri, ensesti normal sananlar, canavara dönüşen adamlar...
Bunları daha kötülük görmemiş, yetişkinliğe adım atmamış ufaklıklara anlatmak lazım ki yaşayarak öğrenmesinler.
Halihazırdaki erkek egemen anlayışı benimsemesin, ailelerinden gördüklerini kendilerine uygulamasınlar.
Birileri tam tersini göstermeli ki erkenden aydınlansınlar...
İstiyoruz
Bu kadar değil tabii isteklerimiz.
- Hem iş dünyasında, hem de medyada ayrımcı söylemlerin sonu gelsin istiyoruz. Mesela Defne Joy Foster’ın arkasından “Su testisi su yolunda kırılır” minvalinde yorum yapan adamların yaptıklarının anormal, düşüncelerinin sağlıksız olduğunu hatırlatacak, cezasını verecek bir sistem olsun istiyoruz.
- Meclis’te görev yapacak tüm kadınlar Defne Devrimi’ne ortak olsun istiyoruz.
- Kadın üzerinden siyasete son vermek için harekete geçsinler istiyoruz. Sansüre karşı çıkana pornocu, muhafazakâr hayat tarzına sahip olmayanlara ahlaksız diyebilen adamlarla aynı çatı altında bulunmayı reddetsinler istiyoruz.
- Birtakım sağlıksız düşünceleri “karşıt görüş” kisvesi altında yutturmaya çalışan erkeklere kanmasınlar istiyoruz.
- Sığınma evi olmayan, aile içi şiddetin varlığını reddeden/farkında olmayan illerde ciddi çalışmalar istiyoruz.
Bravo Alişan
Seçimden girdik ama sevgili kardeşim Alişan’ın ayaklarına değinmeden de geçemeyeceğim bugün. Kelebek’ten Gülbahar Karakuş’a verdiği röportajda anlattıklarıyla benden 10 puanı aldı. Ona diyecek bir-iki
sözüm var:
Sevgili Alişan, seni kucaklıyor, tüm erkeklere örnek olmanı diliyorum. Sağlığını düşündüğün için mecbur olduğunu düşünerek yaptığın pedikür ile aslında bu tip bakımların “kadın işi” sayılmayacağını, vücut bakımının cinsiyeti bulunmadığını bize anlattığın için sana teşekkürü borç biliyorum.
Dilerim ki, her erkek senin gibi düşünsün. Düşünmekle kalmasın, uygulasın. Keşke ter kokusuyla ilgili de bir-iki laf edivereydin.
Kadınlarda ter kokusu savaşçısı olarak Beren Saat’imiz var, erkeklerde sen olaydın.
Yaz mevsiminde gaz maskesi ihtiyacı yaratan erkeklerden bizleri kurtarmak için bir adım da sen ataydın...
Paylaş