PaylaÅŸ
Ayırmaz, can almaz, benim bildiÄŸim barış.Â
Â
Din, dil, ırk, mezhep ayırmaksızın toplar herkesi çatısı altında yurdumun.
Â
Bu mu çözüm, kırılması mı yaşama umudumuzun?
Â
Süreç adı verilen seyredilen yollarda mayınlara rastlamak mı, barış?
Â
Yoksa yok olan insanlık ve topraklar mı, karış karış !
Â
Komşu toprakların kanı yetmedi, sıra geldi Türkiye’ye.
Â
200’den fazla vefat eden insan, onlarca yaralı.
Â
Tam da annelerimizin güzel gününe uyanacakken, içimiz yanıyor harlı, gönlümüz karalı.
Â
Pisi pisine, körü körüne ölen günahsız insanların kanıyla sulandı bu kez topraklarımız, sevgiyle ekilecek olan insanlık fidelerinin yerine.
Â
Doğru bilgileri aktarmak yerine basın yasaklanıyor.
Â
Hatta dahası…
Â
Bir süre sonra her şey normalmiş gibi olanlara alışılıyor!
Â
Ä°ÅŸte bu noktada;
Â
‘Hiçbir kutsal amaç, hiçbir ideoloji, hiçbir hak, hiçbir öfke, hiçbir öfke yetki doğrulamaz öldürmeyi!’ diyen Onat Kutlar’ın cümleleri aklıma…
Â
Ama bu cümleleri emperyalistler ve buna maşa olanlar anlamaz sanırım.
Â
Ya da anlamak iÅŸlerine gelmez diyelim.
Â
İşin asıl üzücü yanına gelirsek;
Â
Bu tür olaylarda maşa oluşumuzla, sınırdaki coğrafyada etnik ve mezhep temelinde yaşanan bölgesel çatışmaların başlayıp devamının gelmesiyle elimizde ne toprağımız kalır ne de yaşamımız, ne de nefes, aldığımız.
Â
Başkaları gelip vatanımıza kurulur.
Â
Ve tüm bunlar bize barış diye yutturulur!
Â
İşte o an hızla dönmeye devam eder dünya.
Â
Maşa olanlar atılır bir kenara.
Â
Sonrası…
Â
Düşünmek bile…
Â
***
Â
Sınır kapılarımızı açmakla, erzak, kömür dağıtmakla kurtulmuyor vatan, toprak ve insan.
Â
Neyin ne olduğunu anlayan insanlar artık sesini yükseltiyorlar, sınırdaki Reyhanlı’dan, caddelerden, maç oynanan stadyumlardan, şehirlerden ve yurdumun çoğu yerinden.
Â
Ne diyorlar?
Â
Ä°stifa, istifa!
Â
Onlar n’apıyor peki?
Â
Şifa dağıtıyorlar şifa!
PaylaÅŸ