Paylaş
Dürüstlük, onur, erdem…
Bu üç kelime ne demek?
Yabancı dil gibi değil mi?
İngilizce, Fransızca, Japonca gibi…
Son yıllarda nadir duyduğumuz, toplumumuzda unutulan kelimeler ve değerler…
Özellikle de günümüz çocuklarının, bu üç kelimenin anlamından ve taşıdıkları değerlerden bihaber olduğunu düşünmek zor değil.
Hem de hiç zor değil.
Onlara çok yabancı bu kelimeler.
O nedenle çocukların bu kelimeleri duyduklarındaki anlamsız bakışlarına şaşmamak gerek!
Çünkü günümüzde yetiştirilen çocuklara maalesef çok fazla aşılanmıyor bu kelimelerin taşıdığı değer ve özellikler. Bunların yerine öğretilen ve onların öğrendikleri çok başka şeyler…
O kadar başka şeyler ki…
Ne yazık ki…
Aile içinden başlarsak; beraber geçirilen zamanlar yerine çocuğun her istediğini yaparak, onlara her istediğini vererek, gerçekten sevgisini gösterdiğini sanan, sevgiyi bu şekilde ölçütleyen ebeveynlerin öğrettikleri…
İnsanların yüzüne gülüp arkalarından konuşmak, inceliklerin farkına varmamak, sahte bakışlar, duygusuz birliktelikler, yapmacık gülümsemeler, insanları aldatmak, yalan söylemek, bir şeyi oldu bittiye getirmek, karşısındakine gerçekten değer vermemek, insanları kullanmak, göstermelik davranışlar…
Bu listeyi uzatmak mümkün.
Ama bu sayılanların bizi götürdüğü sonuç insanın içini acıtıyor.
Bazıları bu durumu görmezden geliyor.
Bazıları da doğrunun bunlar olduğunu sanıyor.
Dolayısıyla da toplumumuzdaki yozlaşmanın yarattığı şeylerin doğru ve gerekenin bu olduğunu düşünerek rahatsız olmayan birçok kişi farkına varamıyor bazı olay ve olguların.
Neler mi mesela?
Birçok konuda bilgi sahibi gibi görünüp de, aslında hiçbir şey bilmeyenler…
Yani edindikleri kültür ve bilgi birikimine rağmen adam olamayan cahiller!
Bunlardır aslında toplumu bir parça daha kirletenler.
Sonra başka?
Bir işin eğitimini alarak çalıştığı sektörde tecrübeli olan kişi yerine tesadüfen o işe giren birine işini tutkuyla yapandan daha çok değer verilmesi…
Zor zamanlarınızda yanımızda olanların yerine yüzümüze gülenlerin hayatımızdaki doğru insanlar olduğunu sanmak…
Konservatuvarda okuyanların yerine gece kulüplerinde masa üstüne çıkıp oynayan ve üç tane şarkıyı ezberleyip üstelik onları bile okuyamayanlara şarkıcı denilmesi…
İnsanlık yerine paraya önem verenler…
Gerçekten sevmediği birini seviyor gibi davranmak…
Hayatta yol alırken; iyiliğin, pozitifliğin peşinden giden insanlar yerine olumsuz düşünen, kötü düşünenlerin bir yerlere varması…
Kendini yenileyerek, emek vererek, çalışarak para kazanmak yerine babasını veya kocasını cüzdan olarak gören kadınlar…
Birçok konuda kadınları kullanan erkekler…
Tiyatro, sahne, sanat dersleri alarak eğitimini tamamlayan oyuncuların yerine televizyondaki herhangi bir yarışmadan çıkanlara oyunculuk yaptırılması…
Hani nerde doğruluk, dürüstlük, gerçekçilik, yiğitlik, alçakgönüllülük?
Hani insanın ruhsal olgunluğu?
Üstelik bir şeyi gerçekten emek vererek yapanlar değil, o işin kolayına kaçarak, en kestirme yoldan gerçekleştirenlere paralar akıtılıyor, onlara değer veriliyor.
Milyonlar, milyarlar…
Yıldızlarla süslü cümlelerden oluşan iltifatlar…
Gerçek değerler yerine sahtelerine…
Bu şekilde değer verilenler o kadar çok ki…
Bunların çoğu dürüstlük, erdem ve onura değer vermeyen insanlardan çıkıyor.
Onlardan çok var ama o sahteliklerin gerçek ederi konusuna gelince işte orada duruyor insan!
Onlara milyonlar, dolarlar akıtılırken…
Sahi sizin ederiniz ne kadar?
Ruhunuzdaki dürüstlük, erdemin, onurun kilosu kaç para?
Paylaş