Paylaş
Nerden başlasam, nasıl anlatsam…
Meydan insan seli...
Ve inadına demokrasi örneği...
Canlar sıkkın, moraller bozuk ama gurur ve umut verici,
Her şeye rağmen insanların direnişi.
Nazım Hikmet’in dediği gibi ‘Bir ağaç kesildi, bir millet uyandı.’
Benim ülkem uyandı, bulutlar arasında.
Mutluluktan uçtukları bulutların değil, gaz bulutlarının arasında.
Ama ne uyanma.
Hem de ummadık bir zamanda…
Zorla değil hiçbir güç olmadan…
İçlerinden geldiği için caddelerde, meydanlara koşarak…
Ağaç gibi tek ve hür katılarak bir orman gibi…
Sloganlar atarak…
Zehirlenerek…
Yaralanarak…
Dayaklar, tekmeler yiyerek…
Aç kalarak…
Sığındıkları yerlerde kalabalık nedeniyle nefessiz kalarak…
Hayatlarını ortaya koyarak…
Arbedeleri, eziyetleri, ölümü göze alarak…
Yapılan sert müdahalelere rağmen ne olursa olsun vazgeçmeyerek…
Tam tersi daha da, sıkı sıkı kenetlenerek…
Israrla…
İnatla…
‘Provokatörler, çapulcular, marjinaller’ diye etiketlenmeyi kabul ederek…
Sosyal medya aracılığıyla birbirlerine ve en uzaktakilere bile yiyecek, doktor, avukat konularında destek vererek…
Zor durumda kalanlara yardım ederek…
Hem de birbirlerini tanımadan…
Bu nasıl bir güçtür?
Bu nasıl çığ gibi büyüyen birlikteliktir?
Hele de gençler…
Kaç gün geçmesine rağmen bu nasıl bir vazgeçmeyiştir?
Nasıl bir sevgidir?
Nasıl bir direniştir?
Anlaşılmaz, anlatılmaz bir histir bu.
Anlatılmayan ama yaşanan.
Mutlu eden…
Gözler yaşartan…
Gazdan değil, gururdan ağlatan…
Bir ağaçla başlayan bu direniş, bu diriliş,
Dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir.
***
DÜNYA SİZİ İZLİYOR, ASLA GERİ ADIM ATMAYIN!
Zaten işine gelmeyenlerin, yandaş medyanın ve bazı kuruluşların aksine doğa ve ülke sevgisi olan milyonlarca kişi olan bizler ve tüm dünya bunu görüyor.
Hem de o kadar bariz ve net görüyorlar ki…
Alman kanalları: "Türkler savaşırsa kazanır."
İtalyan kanalları: "Bir ağaç için bunu yapan Türkler'in neler başarabileceğini siz düşünün."
Londra kanalları: "Onlar Atatürk'ün çocukları ve onlar uyandılar!"
Kanada kanalları: "Onlar her savaşı kazanırlar."
Rusya kanalları: "Türkler inanılmaz, her şeyi başarıyorlar."
İngiltere kanalları: "Türkler harika, onların yaptığını şu ana kadar hiç bir yerde görmedik."
Norveç kanalları: "Dünya sizi izliyor, asla geri adım atmayın."
Türkiye kanalları: "Ahmet amca 45 yaşında, 2 evlilik yapmış” !
Doğa ve ülke uğruna bir araya gelen milyonlarca insanı görmeyenler gözü açık olup, görüp de gerçeği görmek istemeyenler.
Sırf bu sebeple;
İnsanlar gereksiz yere yaralanıyor, ölüyor.
Şiddet tırmanıyor.
Ama insanlar vazgeçmiyor.
Artık uyumak istemiyorlar.
Kolaya kaçmıyorlar.
Meydanlardan evlerine dönmüyorlar.
Çünkü direnenlere, yaralananlara ihanet etmek istemiyorlar.
Polisin çekilmesini bekliyorlar.
Bir de, gerçeğin görülmesini ve gerekenin yapılmasını…
Atatürk’ün ‘Dünyadaki en zor iki şey; birincisi Türk milletini ayağa kaldırmak, ikincisi ayağa kalkan Türk milletini durdurmak!’ dediği gibi…
Sabrı taşırdılar.
Sağolsunlar uyandırdılar.
Uyandık.
Yapılan sert müdahalelere şaşkınlıkla ya da mahmur gözlerle bakmak yerine sağduyuyla, kalp gözüyle bakarak…
Ayağa kalktık.
Durmuyoruz.
Oturmuyoruz.
Ne inatmış, ne sevgiymiş bizdeki.
Pes etmiyoruz.
Bu işi milyonların kazanacağını umut ediyor, bunu tüm kalbimizle diliyor ve o günün gelmesini bekliyoruz.
İşin bir başka düşündürücü yönü de;
Eskiden ‘Çimenlere basmayalım’ diye devlet parkları bizden koruyordu. Şimdi biz, ağaçları kesmesin diye parkları devletten koruyoruz!
Bu gördüğümüz demokrasi örneği,
Halkın nefesi!
Paylaş