Paylaş
Elbette.
Nasıl peki?
Aslında bilinen ve direnilen bir yaklaşımla…
Katılımla, dahil oluşla…
Bir olayı, bir olguyu, bir konuyu anlamak için onu gerçekten kavramak gerekiyor.
Kavramak da o konu her neyse, ona katılmakla olur.
Manevi biriktirdiklerimizin, zamandan ve hayattan aldıklarımızı zihinsel potamızdaki bilgi, sezgi ve farkındalıklarımızı doğru aktarmamızla…
Ki bunu doğru yansıtabildiğimizde, işte o zaman hem kendimizi hem olayları hem de hayatı gerçekten anlama noktasına geliyoruz.
En soyut, en anlatılmayan olguları bile…
Hem anlıyor, hem anlatıyor, hem yaşıyor hem yaşatıyoruz.
Kimi yazarak kelimelerle, cümlelerle anlatır dünyayı.
Kimi notalara döker duygularını.
Kimi renklerle boyar hayallerini.
Kimi de sahnede, tozunu yutarak anlatır hayatı.
Kimi de taşı yontarak, kil – toprak – suyu harmanlayarak çıkarır görünmeyenin altındaki kutsalı.
Hepsinin ortak paydası ise anlatılmayanları yaşanır ve anlatılır – anlaşılır kılmak!
Resim yaparken de, yazı yazarken de, taşı yontarken de, notaları kulaklarda hayat buldururken de, kil, toprak ve suya avucumuzun içinde şekil verirken de aslında ilişkilerimizi sorgulayarak, sabrımızı sınayarak, duygularımızı eserlere yansıtarak, farkındalığımızı yaratarak, hayatımızı yeniden şekillendirdiğimizi, streslerimizi attığımızı da biliyoruz, yüklerimizden arındığımızı da…
İşte, Bodrum Yalıkavak’taki ismini; yaratıcılığın ilk örneği, annelik tanrıçası İsis’ten alan “İsis Sclupture & Design” sanat atölyesindeki ‘Büyük Hikayeler’ sergisinin açılışındaki heykellere bakarken yukardaki düşünceler geçti aklımdan.
Bilirsiniz büyük hikayeler yoğun tecrübelerin bir parçasıdır.
Çok sert değişikliklerle yeniden yazılma teşebbüslerine şiddetle karşı koyup, orijinal hallerini korurlar.
Her eserdeki orjinalliği gördüğüm anlarda o eserlerin ‘Büyük Hikayeler’ini de attım sanat paydasındaki yaratıcılık heybeme.
Oysa tatile gitmiştim Bodrum’a, uzun yıllardan sonra kaçamak yaparak. Gittiğim yerde de iş bulmadan durur muyum?
Söz konusu yaratıcılık ve sanat olursa…
Tutamazdı beni hiçbir şey.
O sanatsal eserleri gördüğüm o anlarda başlamıştı benim için tatil.
Bronzla camın buluştuğu eserlerdeki bakış açılarını gördükçe, bendeki yaratıcılıkları yenileyip, besleyip, renklendirerek…
Ayşin Öztürk İşeri, Emel Güneş, Evren Yemişen, Şebnem Tuncer, Hakime Erciyas ve Şefika Ünal’ın eserlerinin yer aldığı ‘Kadının Gücü’ teması dikkat çeken sergi; Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal - eşi, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, gazeteci Zeynep Oral, Nebil Özgentürk ve Yalçın Doğan, yapımcı Abdurrahman Keskiner ile cemiyetin ünlü simalarını bir araya getirdi.
Bu buluşmayı, usta tenor Hakan Aysev’in muhteşem sesi renklendirdi.
Yaz boyunca, Ekim sonuna kadar Bodrum – Yalıkavak’ta, İsis’te görebileceğiniz sergiden çıkarken, kendinizi bulduğunuz eserlerde aynı zamanda hayatınızdan bir kesitin de ruhunuza dokunduğunu göreceksiniz.
Ve belki de o an yeniden şekillendireceksiniz duygularınızı, hayatınızı.
Belli mi olur?
Belki de o an;
Yeniden doğacaksınız küllerinizden.
Ve de kendi ruhunuzun toprağınızdan!
İsis:
Çökertme caddesi – No:45
Marina Karşısı
Yalıkavak - Bodrum
Paylaş