Paylaş
Yalnızlığın sularında seyirdeyken biri gelir kalbinizin kıyısına.
Öyle bir gelir ki, sizi ölü deniz durgunluğundan alıp fırtınalara sürükler.
İçine tutkular, mutluluklar yükler.
Diğer insanların fark edemediği içinizdeki gerçek sizi keşfeder.
Hem de içinizi okuyan, sıcak, samimi bir bakışla…
Kalbinizin etaminine renk renk duygularla işlediği ince nakışla…
Devamında da…
Ruhunuzun en çıplak hâlini görüp, gönlünüzün en kuytularına dokunur.
Gönlünüzdeki duygular, içinizdeki mutluluk gözlerinizden hatta gözbebeklerinizden okunur.
Sizi kendinize getirir, kalbinize nehirler misali coşarak geldiği o akışla.
İşte o zaman onunla beraber içinizdeki duygular nefes alır, kelebek olup uçar.
Yaşayıp daha da büyürken o duygu rüzgârlarında, onun sizdeki adı; tutkunun adresi, huzurun nefesi, ruhunuzun iç sesi, gönlünüzün sevgi kaşesi olur.
Mutlulukları kalbinize yaka çiçeği yapar.
Aşkın baladını size haykırır.
Sevdanın şiirini ruhunuza yazar.
Bir tek o okudukça derinleşir.
O size geldiğinde, aslında kendine de gelir!
Teninize en özel imzasını atar.
Öperek!
Öpücükle tene atılan imza…
Güneş sıcaklığı gibi…
Rüzgar fısıltısı gibi…
Yağmur damlası gibi…
Duyguların tendeki imzası olan öpücük neler neler barındırır içinde.
Tutku, sevgi, heyecan, mutluluk, şefkat…
Varoluş, yeniden doğuş, kendini buluş…
Sevdiğiniz o ki; içinizde çağlayan nehir, kalbinizde çözülmeyen sihir, sözlere sığmayan şiir…
Size en özel şiirleri yazan ve bunları kalbinize okuyan, okurken de kelimeleri teninizde soluyan…
Sizin de onun kalbinin her bir atışına şiir yazdığınız…
Aşk bu!
Yaşanırken, sevgi ve tutkuların konuşurken, sözlerin sustuğu…
İçinizde rengarenk çiçeklerin açtığı, duyguların bulutları bile geride bırakırcasına kelebekler misali uçtuğu…
Ruhunuzla öptüğünüz sevdiğinizin kalbine attığınız imzadan sonra başarı imzalarınıza gelir sıra.
İşte benim için de özel bir imza hatta imzalar atma günüm 18 Kasım Pazar 2012 14:00 – 17:00 arası.
Beylikdüzü’nde…
Tüyap Kitap Fuarı’nda…
5. kitabım ‘Güneşte Bir Gölge’nin ilk imza gününde…
Hepinizi bekliyoruuuummmm.
Uzak muzak anlamam.
Gelmeyeni vururuuuummmm.
Sevgimle tabii!
İmkanı, zamanı olanlar, koşup gelin diyorum.
Hem ‘Bir gölge’nin serinliğinde yazılarımla demlenin.
Hem sohbet edelim.
Hem de gülümsemelerimiz yaka çiçeği olsun yüzlere.
18 Kasım Pazar 2012 – 14:00 – 17:00 arası sizi kucaklamak üzere…
***
Salon 2 – 506 - Yakamoz Yayınevi
Paylaş