Paylaş
Nahif nağmelerin kulaklarımda yankılanmasını.
Sevginin, aşkın inceliklerinin kalbime nakışlanmasını.
Şarkıların usuldan ruhuma dokunmasını.
Duygularımın birebir okunmasını.
Melodilerin dinginliğini, sözlerin derinliğini.
Ayrıca sözlerdeki şiirselliği de…
Tüm bunlar usta bir yorumla hayat bulursa…
İşte o an hayatın farkına varıyorsunuz, yetişmeye çalıştığınız maratonda, soluklanmak için mola verdiğinizde.
Ve o duraklarda çiçek açıyorsunuz.
Hayatın kirli elbiselerini çıkarıp, sevgiyi giyiniyorsunuz, modelini ve desenini sanatın işlediği.
Kiminle yapıyorsunuz bunu?
Sevgili Bülent Ortaçgil ve şarkılarıyla.
Peki nerde?
Caddebostan Kültür Merkezi’nde…
En bilinen şarkılarından olan ‘Benimle Oynar mısın’la başlıyor sevginin derinliğine giden yolculuktaki ilk adımımız.
Sonra diğerleri…
Bu Su Hiç Durmaz, Pencere Önü Çiçeği, Bu Şarkılar Adam Olmaz, Teninle Konuşmak, Çiçekler Su İster, Mum, Eylül Akşamı…
Bunların ardından ‘Sen’ adını verdiği yeni çıkan albümünden; ‘Hiç Canım Yanmaz, Denize Doğru, Niçin, Ayrıntılar, Adalar, Sen Sorumlusun, Telefon, Acıtır, Sen / Ben’ şarkılarını da…
Şarkı aralarında, onu seven bizlerle kurduğu sıcak, samimi diyaloglar kurması konseri daha da keyifli hale getiriyor.
Ortaçgil her zamanki gibi gitar ve vokaliyle yer alırken usta müzisyenler Baki Duyarlar, Cem Aksel, Gürol Ağırbaş ve Barlas Tan Özemek enstrümanlarıyla sanatçıya eşlik etti.
Kalbimize ve ruhumuza dokunan şarkılarını dinledikten sonra bir şarkı arasında içimden geçen şu oluyor.
“Müzik dünyası ‘Sensiz Olmaz’ Bülent Ortaçgil!”
Sonra bilinen şarkılarından birini daha söylüyor.
‘Adı Yonca’
Şarkı bitince arkamda oturan bir genç kız ‘Benim adım da Yonca’ diyor.
Arkasından ben ‘Benim adım da Melike, n’olacak şimdi’ diyorum.
Çoğu kişi tebessüm ediyor.
‘O zaman istediğiniz şarkı şimdi sizin için olsun’ diyor Bülent Ortaçgil.
Fırsat kaçar mı?
Hemen ‘Kimseye Anlatmadım’ ya da ‘Sensiz Olmaz’ diyorum.
Gitarını çalmaya başlıyor.
Veeeeee…
Evet bildiniz, önce ‘Kimseye Anlatmadım’ şarkısı…
Ardından da…
‘Sensiz Olmaz’
Salondaki çoğu kişinin bu iki şarkıyı kendinden geçercesine söylemesi…
E, şarkıda aşk bu kadar inceliği ve derinliği ile anlatılırsa olacağı bu.
Heyecanlandıran, mutlu eden, kahkahalar attıran, uçuran, her şeyi yaptıran, onsuz olmayan, gözün hiçbir şeyi görmediği…
Onsuz hayatın tekdüze ve dümdüz olduğu…
Aşk…
Duyguların hız kesmediği…
Ama şu var ki; yaşamanın ve anlamanın, onu çözmeye yetmediği…
Yani?
Sadece yaşarken, yaşanırken, sevgiliyle paylaşılan her durumda, onunla yaşanan tüm anlarda üç harflik o kelime tam karşılığını buluyor.
***
Bir süre sonra da…
Duyguları örseleyen, hüzne beleyen, dibe vuran, gözyaşına boğan, süründüren, kalbe kepenkler indiren…
İlk başta yaşattığı güzelliklerin tam tersini yaşatarak…
Dengesizce…
E, Bülent Ortaçgil, boşuna demiyor şarkıda, ‘Aşk, dengesizlik işi!’ diye.
Evet, aşk dengesizlik işi hayat terazisinde.
Yaşamda denge ne peki?
Aşk dengesizlik işi, dengeye dönüşen de sevgi!
MELİKE BİRGÖLGE
Paylaş