Fonksiyon mu estetik mi savaşında galip gelen taraf sürekli değişse de, özellikle insan bedenini doğrudan ilgilendiren oturma eylemi çevresinde tasarlanan ürünlerde ergonomi, konfor ve uyum gibi unsurlar giderek daha çok önem kazanıyor.
Uzayan çalışma saatleri ve artan TV tutkusu da, makine ile insan anatomisi arasındaki ilişkide daha sağlıklı çözüm yolları aranmasını gerektiriyor.
Ergonomiyi kısaca "fiziksel çevrenin insana uyumlaştırılması süreci" olarak tanımlayan tasarımcılar, günümüz endüstri çağında makine-insan arasındaki artan ilişkiyi, insan bedenine, ruhuna ve çevreye uyumlu birimlerle dengelemeye çalışıyorlar. Başta mühendislik, mimarlık, tıp, fizyoloji, anatomi, psikoloji, sosyoloji olmak üzere birçok bilimsel disiplinin ortak çalışma alanı olan ergonomi, insanın verimli ve motive olması açısından da önemli bir faktör.
Seçim süreci önemli
Doğru tasarlanmadığı takdirde bedenimizde pek çok olumsuz etki bırakabilecek oturma birimleri, özellikle çalışma koltuğu ve TV koltuğu gibi üzerinde uzun süre geçirilen işlevlere sahiplerse, çok dikkatli ve detaylı bir seçim süreci gerektiriyor. Kullanıcının rahatlığını olabilecek en yüksek düzeye çıkararak vücuda uyum sağlayan yeni nesil oturma birimleri arasında, bedeni kavrayışı ve belirli noktalarda destekleyişi ile doğru çözüm sunan modeller tercih ediliyor.
Sağlığı etkiliyor
Bir oturma elemanının formu, onun nerede ve ne amaçla kullanılacağından yola çıkarak düşünülüyor ve tasarlanıyor. Ergonomik bir koltuk tasarlanırken önce insan vücudunun o koltukta alması gereken pozisyonlar düşünülüp ona göre bir form ortaya çıkarılıyor. Yanlış düzenlenmiş mekánlar ve kişiye özel tercih edilmemiş koltuk, kanepe, sandalye ve ofis birimleri ise, çoğu zaman nedenini anlayamadığımız bir biçimde genel vücut yorgunluğu ve kronik ağrılara yol açabiliyor. Özellikle bel ve sırt ağrıları, sinir sıkışma hastalıkları, kas, tendon ve bağ rahatsızlıkları, en az baş ağrısı ve görme bozukluğu kadar sık görülmektedir. Ancak alınacak bir takım basit önlemler ve doğru yapılmış mobilya tercihleri ile çok daha sağlıklı ve ağrısız bir yaşam mümkün.
Çalışma koltuğu
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Tahsin Beyzadeoğlu, çalışma ortamının kişinin, vücuduyla orantılı olması gerektiğini vurguluyor: "Vücuda en az yükü bindirecek şekilde, uzuvların doğal duruş şeklinde hareketine imkán veren bir düzenek sağlanmalı. Vücutla orantısız bir çalışma düzeni; iskelet sisteminde aşırı gerilme, eğilme ve sarkmalara neden olabilir. Sandalye veya koltuklar özellikle bel eğimine uyum gösterecek, destekleyecek ve yükseklik ayarı yapılabilecek şekilde seçilmelidir. Çalışırken mutlaka arkaya yaslanılmalı ve uyluk bölgemiz, kalça ve dizlerimize hafif paralel olacak şekilde, ayaklarımız ise yer yüzeyine istirahat pozisyonunda uzatılmalıdır. Koltuğun oturulan bölgesinin önünde, aşağıya doğru minimal bir eğiminin olması son derece önemlidir. Yan kol destekleri mümkünse kullanılmalı ve omuzlar rahat bırakılmalıdır. Yere en az 5 noktada temas eden tekerlekli ayaklarının olması, denge ve hareket rahatlığı verecektir."
TV koltuğu
Televizyon karşısında geçirdiğimiz süre arttığı için, ekran karşısına yerleştirdiğimiz, üzerinde oturduğumuz ve hatta çoğu zaman uyuyakaldığımız koltuğun ergonomisi de çok önemli. Uzmanların TV koltukları için belirledikleri tasarım özellikleri ise şöyle: TV koltuğunun oturma bölgesinin genişliği vücut ölçülerine uyumlu olmalı; yüksekliği ayarlanabilmeli; koltuk arkalığının tasarımı insan omurgasına uygun, ayarlanabilir olmalı ve sırt kaslarını dinlendirmeli; seyir sırasında kalça kaslarına aşırı yük binmemeli ve bel bölgesi mutlaka desteklenmeli. Beli desteklemek çok önemli, çünkü tüm bel bölgesini destekleyen bir TV koltuğu arkalığı dik ve eğimli oturma pozisyonlarında bile basıncın büyük bir bölümünü absorbe ederek disklerdeki basıncı azaltıyor. Diğer bir önemli tasarım unsuru da, koltuk başlığının bulunması. Ayrıca koltukların kişinin ayak ve bacak kaslarını dinlendirir nitelikte olması (ayak platformlu) ve yan dirsek desteğinin bulunması da tercih sebebi.
Sağlıklı oturma önerileri
İnsan anotomisi uzun saatler oturmak üzere tasarlanmadığı için, tüm gün oturarak çalışanların ortak sorunu fiziksel ağrılardır. 35-50 yaş arasındaki çalışanların yaklaşık 3’te 1’inin kronik sırt ağrısı şikayetiyle 1 gün işe gelmemesinin parasal değeri ortalama 500 Euro. Bu şekilde baktığımızda, verimlilik bir anlamda vücudun duruşuna bağlı. İşte Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Mehmet Sururi Özkılıç’ın bu konudaki önerileri...
Sırtınızı koltuğun sırt fontuna tam olarak yaslayın. Ayaklarınızı yere düz olarak basın.
Vücut ağırlığınızı tek bir yana doğru vermeyin.
Eğer yerdeki bir nesneye uzanmanız gerekirse; sadece öne doğru eğilin. Otururken ayaklarınızı çapraz konumda bırakmayın. Aktif ve dinamik oturma egzersizleri yapın. Her zaman dik pozisyonda oturmayı alışkanlık edinin. Oturma pozisyonunuzu düzenli olarak değiştirin.