Paylaş
Önce Lizbon’un, daha sonra da Porto’nun daracık sokaklarında dolaşıp küçücük lokantalarında damağımı şenlendirdim. Portekiz’e giderken eklerin kaptanı Çınar Oskay, “Abi, gördüklerin senin olsun, yediklerini bize bildir” deyince her gittiğim yeri Çınar’a tweet’ledim. Bir de baktım ki bir yazı oluşturacak kadar çok mesaj atmışım...
Portekiz mutfağı, dağlardaki çiçek ve toprak kokulu bitkiler ve okyanus kokulu balık, böcek, kabuklulardan oluşmuş.
Bizden daha çok ekmek yediklerini söyleyebilirim. Yemeğin suyuna, balığın yağına, zeytinyağı tabağına bol bol ekmek banmadan karınları doymuyor.
Ama ekmekleri bizim ekmeklerden çok daha lezzetli. Çoğu ekşi mayalı. Görüntüsü ve kokusuyla iştah açıyor. Sadece ekmek yiyerek karnımı doyurabilirim.
Pirinç de Portekiz mutfağının başköşesinde oturuyor. Hemen hemen her yemeğin yanına pilav koyuyorlar. Pilavı da aynı bizim gibi pişiriyorlar.
En sevdikleri balık, tuzlanmış morina. ‘Bakalau’ dedikleri bu balıkla yaptıkları yemeği her öğünde yiyebiliyorlar. Bunu pişirmesini bilmeyen kadın koca bulamıyor.
En sevilen bakalau yemekleri şunlar: ‘Pasteis de bacalhau’, ‘bacalhau a bras’, ‘bacalhau gomes de sa’. En çok kızarmış patates ve çırpılmış yumurtayla yapılan ‘bras’ı sevdim
Bakalau’yu yerken yanında mutlaka bir-iki bardak yeşil şarap içmek gerekiyor. Hafif gazlı bu şarabı pek sevmedim.
Eğer 12 Haziran’da Portekiz’e gidecek olursanız, tüm ülkenin o gün sardalye ızgara koktuğunu ve gökyüzünün ızgara dumanıyla kaplandığını göreceksiniz.
12 Haziran’da Aziz Anthony Festivali düzenleniyor. O gün tüm mangallar sokaklara çıkarılıp Aziz Anthony’nin en sevdiği balık olan sardalye ızgarası yapılıyor.
Onların sardalyesi bizimkiler gibi parmak büyüklüğünde değil. Okyanusta yakalanan bu lezzetli balık uskumru kadar. Portekizliler bu balığa adeta tapıyor.
Sardalye, içi temizlenmeden sadece iri deniz tuzuyla tuzlanarak ızgaranın üstüne konuyor. Kızardıktan sonra iki kalın dilim ekmeğin üstünde servis ediliyor.
Sardalye yerken çatal bıçak pek kullanılmıyor. Balık, mızıka çalar gibi yeniyor. Balıkların yağını emen ekmek dilimleri de yanında katık oluyor.
Sardalyenin yanında, yine ızgaranın üstünde közlenen yeşil dolmalık biber, soğanla yapılan ve sarmısaklı zeytinyağıyla lezzetlendirilen salata yeniyor.
Yemek öncesi masaya küçük bir tabakta zeytinyağıyla zeytin ve bol ekmek konuyor. Masaya tuzluk konmuyor çünkü sağlığa zararlı olduğu için yasaklanmış.
Portekiz mutfağında etle deniz kabuklularının birlikte kullanıldığı yemek sayısı oldukça fazla. Mürekkepbalığı dolması yediğim en lezzetli yemeklerden.
Portekizliler tavuk etini de seviyorlar. Özel baharata buladıktan sonra mangalda kızartılan tavuk göğsüyle yapılan ‘piri piri frango’ en sevilen yemekler arasında.
Okyanusta yakalanan levrek de çok lezzetli. Midye, patates, domates, biber, soğan, bol sarmısak, beyaz şarapla yaptıkları levrek buğulama damak çatlatıyor.
Lizbon’da en lezzetli yemekleri yapan lokantalar, Chiado ve Bario Alto semtlerinde. Bu lokantalar genellikle dört-beş masalı küçük aile işletmeleri.
İkinci büyük kent Porto, ülkenin şarap deposu. Bu kentte en sevilen yemekse ‘tripa a moda do Porto’. Yani kuru fasulyeli işkembe.
14. yüzyılda Afrikalı kölelerin getirdiği bu işkembe yemeği sadece bu kentte yeniyor. Portolular işkembeyi balıktan daha çok seviyorlar.
Erimiş peynirle kaplanmış jambon ve sosisle yapılan, üstüne çok özel bir sos dökülen dev sandviç francesinha do Porto mutfağının önemli lezzeti.
Dere tepe üzüm bağlarıyla kaplı olan Douro Vadisi, ülkenin gastronomi merkezi. Burada en lezzetli yemekleri ve şarapları bulmak mümkün.
Yemeden dönmeyin: Lahana ve patatesle yapılan yeşil çorba ‘caldo verde’yi, balık yahnisi ‘caldeirada de peixe’yi, sosisli pilav ‘arroz de lirguiça’yı...
Yemeden dönmeyin: Ekmekli köpekbalığı çorbası ‘popa de cacao’yu, ızgara tonbalığı filetosu ‘bifes de atum’u, bütün ekmeğin içinde yapılan karides yahnisini...
Yemeden dönmeyin: Belem semtindeki tarihi pastanede, pastaneyle aynı adı taşıyan ülkenin milli tatlısı ‘pastel de nata’yı...
Paylaş