Paylaş
Sohbeti bol kalabalık sofralar, romantik yemekler, keyifli arkadaşlar... İşte bunlar hep kilo!
Fransız filozof Jean Baudrillard yalnız yemek yemenin bir zavallılık ifadesi olduğunu söyler: “Eğer ruh bir çeşit mideyse, birlikte yemek yemekten daha güzel bir ayin olabilir mi?” Gerçekten de, düğün yemekleri, şölen yemekleri, taziye yemekleri, kutlama yemekleri insana insan olduğunu hatırlatan toplantılar değil midir? Bu yemeklerde yeni yaşamlar başlar, üzüntüler paylaşılır, dostluklar kurulur, hayat biçimlenir. Sofrada neşe vardır, coşku vardır, lezzet vardır.
Kimi toplumlarda bu yemekler coşku içinde yenir. İtalyan ailelerinin birlikte yediği yemeklerin görüntüleri, hangimizi kıskandırmaz ki! Çoğu aileler, böylesine coşkulu yemek yiyebilmek için bir araya gelmeye çalışırlar.
Bizde de aile yemekleri önemlidir ama sessiz, sedasız geçer. Konuşanlar ‘günahtır’ gerekçesiyle susturulur. Sofrada oyalanmak da pek hoş karşılanmaz. Ama hakkını yemeyelim: bizim aile yemekleri de birleştirici özellikler taşır. Özenli bir lezzet de vardır.
Son yapılan araştırmalar, birlikte yenen yemeklerin o kadar da masum olmadığını gösteriyor. İngiliz The Guardian’da yer alan bir araştırmaya göre, kalabalıklarla birlikte yenen yemekler insana kilo aldırıyor. ‘Appetite’ dergisinde yer alan Güney İllinois Üniversitesi’nden Mitsuru Shimizu başkanlığındaki yürütülen araştırmanın sonuçları iç açıcı değil: Eğer masa arkadaşınız kiloluysa, sofrada normalden yüzde 31.8 daha fazla makarna yiyorsunuz. Salata miktarıysa yüzde 43,5 oranında azalıyor.
Shimizu’ya göre, sağlıklı yemek yeme kararlılığınız, kilolu biriyle yemek yerken otomatik olarak devre dışı kalıyor. Yani, tamamen istem dışı olarak bir anda gözünüz dönüyor, şuursuzca yemek yemeye başlıyorsunuz. Bu tuzağın farkına vardığınızda, iş işten geçiyor, mideniz tıka basa dolmuş oluyor. Aynı araştırmada, arkadaşlarıyla birlikte sofraya oturanların, her zamankinden yüzde 44 daha fazla yemek yediklerini belirtiliyor.
Amerikalı psikolog John de Castro’nun araştırması işi daha da ileri götürüp, yenen yemek miktarının sofrada oturanların sayısına göre değiştiğini öne sürüyor. Örneğin masanızda bir kişi varsa yüzde 33, iki kişi varsa yüzde 47, üç kişi varsa yüzde 58, dört kişi varsa yüzde 69, beş kişi varsa yüzde 70, altı kişi varsa yüzde 72, yedi ve daha fazla kişi varsa yüzde 96 oranında fazla yemek yiyorsunuz.
Mum ışığında yemeklere dikkat!
Fazla yemek yemek, karşınızda oturan kişinin cinsiyetine göre de farklılık gösteriyor. Bir kadın gönül bağı olan bir erkekle masada oturuyorsa, tek başına yediği yemekten yüzde 13 daha fazla yiyor. Eğer karşısında oturan erkek kocasıysa, bu oran biraz daha artıp yüzde 22’ye yükseliyor. Masa arkadaşı masum bir arkadaşsa yüzde 14, yakın bir akrabasıysa yüzde 23 oranında daha fazla yemek yiyor. Yan siz siz olun akrabanız olan erkeklerle yemek yemeden kaçının. Samimi arkadaş gurubuyla birlikteyken yenen yemek miktarı artıyor. Aynı araştırmada, insanların aileleriyle birlikteyken daha hızlı, arkadaş grubuylaysa daha yavaş yemek yediği belirtiliyor.
Shimizu, insanların lokantada yemek ısmarlama alışkanlıklarını da araştırmış. Ona göre farklı bir kişiliğe sahip olduğunu göstermek isteyenler, masadaki arkadaşlarının ısmarlamadığı yemeyi yemeyi tercih ediyorlar. Ayrıca seçtiğiniz yemeği arkadaşınız eleştirirse siz inadına daha fazla yiyorsunuz. Sevmediğiniz yemek, başkaları tarafından göklere çıkartılırsa onu hiç yemek istemiyorsunuz.
Anlaşılıyor ki, bu kilo verme işi birçok parametreye bağlı. Diyetle, sporla çözülecek kadar basit değil. Birlikte yediğiniz kişinin kilosu, cinsiyeti, size olan yakınlığı, sayısı da kilonuzu etkiliyor. Onun kendinizi fazla zorlamayın, yakabileceğiniz kadar kalori alın.
Paylaş