Paylaş
Yemekle yakından ilgili olduğunuzu biliyoruz. Bu ilgi ne zaman başladı?
- Annemlerin evinde her gün ev yemeği yemeğe alışıktım. Üniversiteye başlamak için İzmir’den İstanbul’a taşındım. Yalnız yaşarken iki-üç hafta ev yemeği yiyemedim. Baktım bu böyle olmayacak, annemi aradım. Anneme ilk “Makarna nasıl yapılıyor” diye sordum. ılk iki ay tüm denemelerim inanılmaz başarısızdı. Çok azmettim ve iki ay sonra çok lezzetli makarnalar pişirmeye başladım.
Madem bu kadar meraklısınız en güzel yaptığınız yemekler hangileri ?
- Mesela etli yaprak sarmayı çok güzel yaparım. Anneannemden öğrendim bunu. Çok iyi bir aşçıydı, annemi de o yetiştirmiştir zaten. ızmir’in çok başarılı bir restoran zincirine ekmek yapmayı öğreten de odur. Herkes ona danışırdı. Sayesinde çocukken çok müthiş yemekler yedim. Gençliğimde de onları yiyebilmek için bari öğreneyim dedim. Yemek kitapları aldım ama çoğunu yapamıyorum, deli deli yemekler yapmışlar. Daha o noktaya gelmedim ama ilerleme niyetim var çünkü yemek yapmayı çok seviyorum.
Yemek tariflerini genelde kimden alıyorsunuz?
- Hâlâ anneannemden! Genelde yemeklik alışveriş yaparken ararım, “Şunu al, bunu al, eve gidince ara” der. Arıyorum, hemen küçük bir tarif veriyor. Yaptığımda ortaya muhteşem bir yemek çıkıyor.
Bu muhteşem yemekleri kime yapıyorsunuz?
- Kendime ama ara sıra arkadaşlarımı da çağırıyorum. Çoğu zaman da, “Bize yemek yapsana” talebi geliyor onlardan. Sipariş veriyorlar, arada gelip yiyorlar.
Sebze yemekleriyle aranız nasıl?
- Bayılırım hepsine, bir tek kapuska sevmem. Karnabahar ve brokoli pişerken kötü kokar ama onları severim. şu an buzdolabımda kıymalı karnabahar yemeği var. Yine dolapta türlü var, hepsini ben yaptım. Etli yapacaktım ama beceremem diye kıymalı yaptım, riske girmedim. Kıymalı kabak ve ıspanak yemeğini de güzel yaparım.
KARPUZA ŞAP ŞAP VURUYORUM AMA HEP KÖTÜ ÇIKIYOR
Çarşıda pazarda meyve seçmeyi bilir misiniz?
- Hiç anlamam, pazarcıdan isterim. Karpuzdan anlıyormuş gibi bazen böyle şap şap vuruyorum, şov yapıyorum. Sonra hep kötü çıkıyor!
İyi yemek yapan kişilerden etkilenir misiniz?
- Evet, hatta çok kıskanırım. Jamie Oliver gibi işi bir aşçı olmayı çok istedim ama başlangıç aşamasındayım. Ama bir kursa gidip öğrenmek niyetindeyim. Pasta, kek yapmayı bilmiyorum ama bir noktada öğreneceğim. Mutfak Sanatları Akademisi’nin kurslarına katılıp öğreneyim istiyorum, beni yetiştirsinler.
Ünlü olduktan sonra yemek alışkanlıklarınızda değişiklik oldu mu?
- Olmadı. Hiçbir zaman yemek seçen biri olmadım. 20 yıldır en sevdiğim yemek makarna. Gittiğim yerlerde de her zaman bonfile yerim, az pişmiş kanlı. Bizi lokantalarda pek tanımadıkları için torpil geçmiyorlar. Yani şöhret henüz lokantaya pek yansımadı.
Kimlerle yemek yemekten hoşlanmazsınız?
- Her sofranın adabı başka. Rakı sofrasında rakı adabını bilmeyen adamla sıkılırsın. Sarhoş olur, başına kalır. Kanatı elle yiyeceksin, çatal-bıçakla yiyenle masaya oturma. Zaten içinde bir gram et var, onu da çatalla didikleme bari.
Dünya mutfaklarıyla aranız nasıl?
- Japon mutfağını çok severim. Köri sevmem, onun için Hint mutfağıyla aram iyi değil. ıtalyan seviyorum ama en favorim Japon, Çin ve Tay. Ben de yapıyorum. Hele noodle’ı efsane yaparım. Sıkıntı şu ki, har ateş lazım ama evde öyle bir durum yok. O yüzden tam istediğim durumda değil ama olsa efsane olacak yani.
İKİNCİ KAŞIĞI BEKLEMEYECEK KADAR İŞTAHLIYDIM
Çocukluğunuzdan aklınızda hangi yemek tatları kaldı?
- Annem ayşefasulyeyi ayıklayıp kenara koyardı, ben de sohbet ederken küçük küçük tırtıklardım. Gıda boyasını ilk keşfettiğim zaman da çok heyecanlanmıştım. Bir doğum günümde anneannem, “Sana çok güzel kurabiyeler yapacağım. Hem de istediğin renkte...” demişti. Çok şaşırmıştım. Ben de “Mavi yap o zaman” dedim. Tabii sevinçten çıldırdım. “Nasıl oluyor” dediğimde, yenebilen bir boyayla yaptıklarını söylediler. Uzun süre renkli renkli kurabiyeler yedim.
Mızmız mı, iştahlı bir çocuk muydun?
- İlk defa size anlatacağım. İnanılmaz iştahlı bir çocuktum. Annem bana yemek yedirirken kaşığı ağzıma koyardı, ikinci kaşık ağzıma gelene kadar ağlardım. Onun üstüne annem biberonlu bir kaşık buldu, bastıkça kaşık mamayla doluyordu, yani ikinci kaşığı beklemeye gerek kalmıyordu.
Annenizin mutfağı nasıldı?
- Tahta kaşıkları, renkli tencereleri ve tarifleri vardı kendi yazdığı. Anne tarafım Sefarad, onun için mutfağımız çok zengindi. Onun annesinden, bunun teyzesinden kalma onlarca kitap vardı. Annem yemek hazırlarken ders çalışırmış gibi görünürdü. Her yerde kitap vardı. Onun için annem çok güzel yemek yapardı.
Mutfağın hakimi anneniz miydi?
- Bütün yemekleri annem yapardı. Akşam yemeğini bütün aile 17.30 gibi yerdik. Babam bence yemek yapma konusunda yeteneksiz. Babamın bir hikâyesi var... “Size çiğköfte yoğuracağım” diye eve misafir davet ediyor. Annem onun çiğköfte yuğuracağına asla inanmıyor. Babam daha önce kebapçıda hazırlattığı çiğköfteyi, misafirler gelmeden beş dakika önce tepsiye koyup, yoğuruyormuş gibi yapıyor, onlar gelince de,“Haaaa şimdi bitirdim”
diyor. Herkes babama övgüler yağdırarak çiğköfteleri kapışıyor.
Evde genelde Sefarad yemekleri mi pişerdi, o yemeklerle mi büyüdünüz?
- Tabii. Annem vefat etti ama anneannem halen yapar. Küçük top şeklinde sarılan kıymalı yaprak sarma kuru fasulyeyle birlikte pişiyor. İnanılmaz bir yemek. Yapmayı denemedim çünkü çok ince bir iş.
Tok olsanız da hayır diyemeyeceğiniz yiyecek?
- Mantı. Hele anneannem yaptıysa. Muska şeklinde üçken, içinde büyükçe kıyması ve çok ince ve çok yumuşak. Üzerine de sarımsak, biberli yoğurt dök, yanına da domates sosu. Tokluktan ölsem bile yerim yani, yapacak bir şey yok.
Favori mekanlarınız?
- Wagamama, Sunset ve Cihangir’deki Jash.
Paylaş