Paylaş
1. Marche d’Aligre, Paris
Bu muhteşem yiyecek-içecek pazarını ziyaret etmenin en iyi zamanı pazar. Afrika kokulu bir mekân... Her şey pazarlığa açık. Tezgâhlar kesinlikle ağız sulandırıcı. Av hayvanları, Fransa’nın dört bir yanından gelen peynirler, bakmaya doyum olmayan şarküteri ürünleri, seyretmesi bile heyecanlı olan kasaplar, kabuklu deniz hayvanları, neredeyse denizdeki tüm balıklar. Çoğunlukla Kuzey Afrikalıların çalıştığı manav tezgâhları sanki birer tablo. Blé Sucré’de tatlı yemeyi, Moisan’dan organik ekmek almayı, Café Aouba’da taze çekilmiş kahve içmeyi ihmal etmeyin.
2. KaDeWe- Berlin, Almanya
Lüks alış verişin en önemli adreslerinden biri olan KaDeWe 1907’de kapılarını açtı. İkinci Dünya Harbi sırasında bombardıman uçaklarının hedefi oldu. Binanın en üst katında yer alan yiyecek-içecek bölümü tahrik edici görüntülere sahip. Bütün dünyanın peynirlerini buradaki dükkânlarda bulmak mümkün. Egzotik meyveler, çay ve kahvenin her türlüsü, etin en lezzetlisi, tam 1200 çeşit sosis, bütün denizlerin balıkları, ağız sulandıran hamur işleri, ekmekler, pasta çeşitleri... Anlayacağınız yok yok. Bu dükkanların aralarına serpiştirilmiş 30 tane gurme barda lezzetli yiyeceklerle ziyafet çekmenizde mümkün.
3. Mercat de La Boqueria- Barselona, İspanya
Kentin en önemli caddelerinden biri olan La Rambla’nın üstündeki bu tarihi pazar yeri, yerli halktan çok turistlerin ziyaret merkezi. Katalan mutfağının bütün lezzetli ürünlerini bulmak mümkün. Özellikle mantar çeşitlerinin ve balıkların satıldığı bölümler çok ilginç. Jambonlar ve sosisler çok davetkâr. Pazarın etrafındaki küçük lokantalardan yayılan sarımsak kokuları insanın karnını acıktırıyor.
4. Harrods’un yiyecek katı- Londra, İngiltere
İngiltere’nin bu en lüks alışveriş merkezinin yiyecek-içecek katı, gurmelerin aklını başından alacak cinsten. Satılanları tek tek sıralamak olanaksız. Her yiyeceğin en iyisi ve lezzetlisini burada bulmak mümkün. Özellikle peynir reyonu insanı adeta büyülüyor. Ayrıca restoranda oturup suşi, sandviç, istiridye tapas, pizza veya tatlı yiyebilirsiniz.
5. Fauchon- Paris, Fransa
Sadece Fransa’nın değil tüm Avrupa’nın lezzet konusundaki merkezi. 1886 yılında kapılarını açan bu ağız sulandıran dükkânda her şey birinci sınıf ve her şey aşırı lezzetli. İnsan tezgâhların başından bir türlü ayrılmak istemiyor. Hele peynir, şarküteri, baharat, makarna reyonları mıknatıs gibi insanı kendisine çekiyor. Karnınız acıkırsa Brasserie Fauchon’da lezzetli yemeklerle karnınızı doyurabilirsiniz. Veya çay salonunda makaronların tadına bakabilirsiniz. Pazar günleri kapalı olduğunu unutmayın.
6. Mercado de San Miguel- Madrid, İspanya
1915’te kurulan yiyecek pazarı Mercado de San Miguel Madrid’in en önemli lezzet merkezi. Çatısı, dövme demir sütunların üstünde yükselen bu eski Pazar yeri, şimdi yeme-içme mekânına dönüştürülmüş. Binanın kenarlarına sıralanmış küçük dükkanlarda çeşitli tapaslar, hamonlar, içkiler satılıyor. Oradan tabaklarını alanlar, orta yerdeki masalarda veya yemeklerini yiyorlar. Öğle saatlerinde burada değil yemek yemek, içeri girmek bile olanaksızlaşıyor. Damağımı bayram yerine çevirmek isteyenler için en doğru adreslerden biri.
7. Salumeria Garibaldi- Parma, İtalya
Bu mekânı görünce insan Parma’da sürekli yaşamadığı için çok üzülüyor. Neler yok ki: Tabii ki gerçek Parma jambonu. Yine bu yörede yapılan dünyanın en önemli peyniri Parmesan. Yöre buğdaylarının unuyla yapılan ekşi mayalı ekmekler. Her biri damakta lezzet patlamalarına neden olan şarküteri ürünleri. Özellikle de yörenin ünlü Mortadella’sı. Av etleri, özel olarak mısırla beslenmiş yağlı tavuklar. Taze makarna çeşitleri. Burada hazır yemekler de var. Örneğin tavuk çevirme, enginar dolması, doldurulmuş tavşan, omlet çeşitleri. Buradan ayrılmak istemeyeceksiniz.
8. Yeliseevskiy Gastronom- Moskova, Rusya
Buraya “Oburların Tapınağı” dense yeridir. Önce bina insanı etkisi altına alıyor. Kristal avizeler, Barok usulü oymalı tavan, renkli camlarla kaplanmış pencereler. Dükkânlarda hem Rusya’nın yöresel yiyeceklerini hem de dünyanın lezzetlerini bulmak mümkün. Görüntüler büyüleyici: Bir tarafta canlı deniz mahsulleri, diğer tarafta et mamülleri, ülkenin dört bir yanından getirilmiş peynirler. Yer Moskova’da olurda votka olmaz mı? Yüzlerce çeşit votka raflarda sıra sıra dizilmiş. Sibirya’nın ünlü etli mantısı, Gürcülerin peynirli böreği, Ermenilerin konyakları, Hazar Denizi’nin havyarları. Özetlersek: Muhteşem bir yeme-içme tapınağı.
9. Tapas Cennetleri- Barselona, İspanya
Tapas, bizim mezeyle aynı anlamı taşıyor. Her şeyden tapas yapmak mümkün. Sucuk, hamon, zeytin, sardalye, karides, deniz salyangozu, mantar, biber dolması, ahtapot bacağı, omlet, kalamar... Saymakla bitmez. Gerçek tapasın yeneceği yerde Barselona’dır. Buradaki en lezzetli tapas barlarını şöyle sıralayabilirim: Taller de Tapas, Mosquito, Cal Pep, Bar Celta, Ciudad Condal, Cerveceria Catalana.
10. Books for Cooks- Londra, İngiltere
Hem yemeğe hem de kitaba düşkünseniz tam aradığınız adres. Kitapçı dükkânında tam 8 bin yemek kitabı sergileniyor. Aklınıza gelebilecek her konudaki kitabı burada bulmanız mümkün. Arka taraftaki küçük kahvede ise özellikle lezzetli yemekler sizi bekliyor. Yemek yemeniz şart değil. Kahve ve tatlı eşliğinde alacağınız kitaba göz atabilirsiniz. Üst katta ise yemek kursu var. Ünlü şeflerin hocalığında, kitaplardaki tariflerden oluşan yemekleri yapıp, tadına bakabilirsiniz. Başlı başına bir cennet.
Paylaş