Paylaş
Bir Paris gezisinde, Teoman Hünal’la birlikte, Ritz Oteli’nin barına gitmiştik. Amacımız Hemingway’in favori içkilerini, onun içtiği barda içmekti. Kokteyl düşkünü Hemingway’in en sevdiği içkilerin başında Martini geliyordu. Zamanın Ritz genel müdürü Ömer Acar, bar tezgâhının arkasına geçmiş, ‘Hemingway usulü’ martinilerimizi kendi hazırlamıştı. Ünlü yazar, bu içkiye ‘Montgomery’ adını vermişti. Acar, tıpkı onun yaptığı gibi shaker’ın içine bol miktarda sert buz, iki ölçek cin ve birkaç damla Noilly Prat vermut koydu. Çalkalayıp soğutulmuş bardaklara dökmüş, içine de birer tane yeşil zeytin atmıştı. Bu içkinin uzmanları, bir kadehin makul olduğunu, ikinci kadehin çok fazla, üçüncü kadehinse filmi kopartacağını söylerler. Biz o akşam, tahmin edileceği gibi filmi koparmıştık.
KARIŞTIRSAK MI, ÇALKALASAK MI?
Martininin 19’uncu yüzyıl başlarında Kaliforniya’da doğduğu iddia edilir. İlk kokteylin tarifi şöyledir: Bir ölçek cin, iki ölçek dry martini, kiraz suyu ve bir limon dilimi. Daha sonra biri çıkıp, “Bunun içine daha çok cin koyarsak, kafayı daha hızlı buluruz” deyince, gerçek martini kokteyline doğru bir adım daha atılmış olunur. Aslında martini, cinle vermutun beraberliğidir. Klasik tarifi üç ölçek cinle bir ölçek sek vermutun karışımından ibaret olsa da bu oran son yıllarda cinin lehine iyice bozuldu. Tabii martini seven herkesin, cinle vermut oranları hakkında milimetrik ölçüleri vardır. Gerçek martiniyi yapacak barmen bulmaksa neredeyse imkânsız.
‘Karıştırmak’ ve ‘çalkalamak’ konusunda martini severler ikiye ayrılır. Örneğin James Bond’un peşinden gidenler, martinide cin yerine votka, normal vermut yerine de Kina Lillet kullanırlar, barmeni Bond’un yaptığı gibi “Karıştırma, çalkala” diye uyarırlar ve ince bir dilim limon eklenmesini isterler. İçlerinde, benim de bulunduğum, diğer grupsa martininin asla çalkalanmayacağı, sadece karıştırılması gerektiği konusunda ısrar eder, vermut olarak Noilly Prat’tan başkasını kullanmaz, bardaklarınaysa limon dilimi yerine yeşil zeytin veya kokteyl soğanı koydurur. Martini konusundaki bir başka anlaşmazlık da kokteyldeki vermutun ne kadar olacağı konusunda. Kimi bir ölçek, kimi yarım ölçek olmasını söyler. Bazıları, buzun bir miktar vermutla çalkalanmasının yeterli olacağında ısrar eder, bazıları da içine cin konmuş martini bardağının vermut şişesinin yanından geçirilmesinin kâfi olacağını söyler. Hemfikir olunan tek noktaysa buzun çok sert olması ve çalkalanma veya karıştırma sırasında su bırakmaması .
VERMUTU KOKLATSAK MI, İÇİNE DÖKSEK Mİ?
Martini, edebiyat, sanat ve sinema dünyası olduğu kadar, siyaset dünyasının da favori içkisi. ABD’nin efsane başkanı Franklin Roosevelt tam bir martini meraklısıdır mesela. Teoman Hünal’ın içki tarihi bilgisine göre, Roosevelt, martinisini, gümüş shaker’da, iki ölçek cin, bir ölçek vermut ve bir kaşık zeytin suyuyla hazırlar, kadehin kenarını limon kabuğuyla sildikten sonra, martinini içine bir zeytin yerleştirirdi. Bu, viski içmediği zamanlarda martiniyi sek sek yudumlamayı tercih eden Churchill için pek uygun bir tarif değil. İngiliz başbakanı, “Martini yaparken, buz gibi cin doldurulmuş kadehe, kapağı açık bir vermut şişesini uzaktan koklatmak yeterli” derdi. Bu yüzden Roosevelt ona martini ikram ettiğinde, özür dileyerek tuvalete gidip, martinisini lavaboya döker, elinde boş kadeh, ağzında zeytinle salona dönüp başkana, “Çok güzeldi ama ben şimdi bir viski alayım” derdi.
Sovyet lideri Nikita Kruşçev, martiniye olan hayranlığını, “Bence bu, ABD’nin en ölümcül silahı” diyerek belirtmiştir. John F. Kennedy, misafirlerine martini ikram etmekten hoşlandığı için, martini onun döneminde de Beyaz Saray’daki önemli yerini korumayı başarmıştı. Richard Nixon ise martinisini yediye bir oranında hazırlatırdı. Barmen ona martini hazırlarken, önce buz dolu shaker’e vermut koyup çalkalar, sonra vermutu süzer ve vermutla sıvanmış buzların içine cini koyardı. Yarın yılbaşı. Dostlarınızla bu entelektüel içkiyi içmeye ne dersiniz? Unutmayın: Birinci kadeh yeterli, ikinci kadeh çok fazla, üçüncü kadehse adamı masa altına yuvarlatır.
Paylaş