Pasaportumuz var ama işe yaramıyor!

BU yazıyı yazdıktan kısa bir süre sonra uçağa binip Hollanda’ya gideceğim.

Amsterdam Havaalanı’nda pasaport kontrolünde başıma neler geleceğini biliyorum.

Haberin Devamı

Artık vizeler nedeniyle kalın bir cilt haline gelen pasaportumdaki vizemin bilmem kaç yıllık olması, ne de pasaportumdaki giriş-çıkış damgaları sonucu değiştirebilecek.

Kısa bir sorguya tabi tutulacağım, polisi kızdırmamak için kibar yanıtlar vereceğim ve bir Avrupa ülkesine girebileceğim.

Avrupa Birliği İçişleri ve Adalet Bakanları’nın toplantısında, Sırbistan, Karadağ ve Makedonya vatandaşlarına uygulanan vizenin kaldırılacağı kararı alındığı dün açıklandı.

Türkiye şunca yıldır AB üyeliği yolunda ilerlemeye çalışıyor. Şu anda da hesapta “tam üyelik görüşmeleri” sürüyor. Türk vatandaşlarına uygulanan vizenin haksız olduğunu gösteren mahkeme kararları, uluslararası anlaşmalar var.

Haberin Devamı

Ama Sırbistan, Karadağ ve Makedonya vatandaşlarına tanınan haklar, Türk vatandaşlarına tanınmıyor.

Türkiye’de hükümet, vatandaşlarına yönelik bu haksızlığı kaldırmak için kılını bile kıpırdatmıyor.

Suriye ve Libya’ya vizesiz gidiş-gelişi sağlamak belli ki onlar için yeterli.

Bu konuda vatandaşlarca başlatılacak hukuki mücadelenin desteklenmesi, bu yola gitmek isteyenlere hukuki yardımın yapılması ile ilgili hiçbir faaliyet de yok.

Ve bizler pasaportuna hiç değer verilmeyen bir ülkenin vatandaşları olarak pasaport polislerinin karşısında kibarlık yapmaya devam edeceğiz.

 

‘Bağımsız yargı’nın durumu!

 

İsmailağa Cemaati ile ilgili bir soruşturma başlatan Erzincan Cumhuriyet Savcısı’nın başına neler geldiğini, ne tür soruşturmalardan geçirildiğini daha önce bu köşede yazmıştım.

Savcıya üç ayrı soruşturma açılmış, telefonları dinlenmişti.

Dünkü Radikal’de, “haberin devamı” vardı. Meğerse sadece o değil, soruşturmasına bilgi sağlayan askeri personelin de başına gelmeyen kalmamış.

İsmailağa Cemaati soruşturmasına bilgi ve belge sağlayan jandarma istihbarat görevlileri şimdi “irtica ile mücadele eylem planını uygulamak” suçundan tutuklanmış bulunuyorlar.

Haberin Devamı

Bir hukuki soruşturmada, savcıya bilgi vermenin cezası bu demek ki!

Bu olay hükümetin, yargı üzerinde nasıl bir baskı kurmayı amaçladığının açık bir örneği!

Hükümetin hoşuna gitmeyen soruşturmaları açan, davaları kabul edip, kararları veren savcı ve yargıçların başına gelmeyen kalmıyor.

Soruşturmalarda yasalara uymayan, keyfi dinleme kararları veren, insan hakları ihlallerine göz yumanlara bir şey olmuyor ama cemaatlere dokunursan yanıyorsun!

Ve hükümet böyle bir tabloda bile “bağımsız yargıdan” hâlâ şikâyet ediyor.

 

Irkçılıkta küçük bir delik mi açılıyor?

 

DÜN Hürriyet’te “üniversite dışında devlette görev alacak ilk Ermeni” ile ilgili bir haber vardı. Haberin başlığı “alacak” diyordu ama söz konusu Türk vatandaşının gireceği mülakatı geçip, geçemeyeceği de henüz belli değildi.

Haberin Devamı

Bu tür sınavlarda, mülakatların “istenmeyen tipleri” elemek için kullanıldığını herkes biliyor. Türk vatandaşı azınlık mensuplarının daha önceki tecrübelerinde yakından bilip yaşadıkları bir durum bu!

Sadece bu bile Türkiye’de azınlık haklarının nasıl “korunduğunu” gösteren bir örnek.

Herkes gibi vergisini veren, zamanı geldiğinde askerliğini yapan, seçimlerde oy kullanma hakkına sahip azınlıklara yapılan bu uygulamalar utanç verici.

Türkiye’de Rum, Ermeni, Yahudi olmak başlangıçtan itibaren “ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi olmak” demek!

İşlerini bile Dışişleri Bakanlığı takip ediyor!

Bugüne kadar “devlette” iş bulamamış olmaları Ermenilerin değişik zanaatlara, Rumların yeme-içme işine, Yahudilerin ticarete “genetik olarak daha yatkın olmalarından” değil, bu acımasız ayrımcılıktan kaynaklanıyor.

Haberin Devamı

Dışımızdaki ülkelerde Türklere karşı uygulanan ırkçı ayrımcılıklardan yakınırken, arada bir dönüp aynaya bakmamızda da yarar var!

Yazarın Tüm Yazıları