Paylaş
Şöyle ifadeleri vardı:
“Hamile kadınların sokakta gezmesi estetik değil, doğru da değil.”
“Ben eş demem. Eş yoktur, eşitlik yoktur. Ben karımla, çocuğumla eşit değilim. Eşim değil, zevcem olur.”
Bunun üzerine RTÜK’e başvuruda bulunulmuş.
6112 sayılı Kanun’un, yayınların “toplumda cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden programlar içeremeyeceğine” ilişkin hükümleri göz önünde tutularak gerekli yaptırımın uygulanması istenmiş.
Başvuru üzerine bir RTÜK uzmanı yayınları incelemiş ve İnançer’in bu sözlerinin “yer yer felsefi derinliği bulunan görüşler” olduğuna karar vermiş!
Yazdığı raporda, “aile içi şiddet, karı-koca geçimsizliği, boşanma gibi toplumsal sorunların, özellikle geleneksel değer ve kazanımların modernlik karşısında erozyona uğramasının bir sonucu olduğu şeklindeki çıkarımlar perspektifinde yer yer felsefi derinliği bulunan bir yaklaşımın izleyiciye aktarıldığını” söylüyor.
“Uzman”, İnançer’in ortaya koyduğu evli kadın ve erkeğin eş olmadığı yönündeki yaklaşımın, “eş” ve bu kelimeden türeyen “eşitlik” kavramlarının mutlak olmadığına ilişkin genel geçer ancak felsefi derinliği olan bir vurgudan ibaret olduğunu belirtiyor.
Belli ki raporunu yazarken çok uğraşmış!
“Hamile kadınların sokağa çıkması estetik değil” sözündeki “felsefi derinliği” bizler anlayamıyoruz tabii.
Bu kadar felsefe kitabı okudum, derinliğin böylesine hiç rastlayamamıştım.
Bana öyle geliyor ki bu “derinlik” RTÜK uzmanını da etkilemiş. Raporunu bu “derinlik sarhoşluğu” içinde yazdığını tahmin ediyorum.
“İyi ki bu derinlikte boğulmamış” demekten kendimi alamıyorum!
AKP, 12 Eylül sisteminden mutlu
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, demokratikleşme paketini açıklarken, seçim sistemi ile ilgili üç öneri de getirmişti.
1– Yüzde on barajlı mevcut sistemde devam etmek.
2– Barajı yüzde 5’e çekip, beşli gruplandırmayla daraltılmış bölge seçim sistemi.
3– Ülke barajını tamamen kaldırarak, dar bölge seçim sistemi.
Nuray Babacan’ın Hürriyet’te yayımlanan haberine göre AKP seçim sisteminin eskisi gibi devamına karar vermiş.
Gerekçeleri de şu: Muhalefetin bir önerisi yok, bizim ortaya koyduğumuz alternatiflere de yanıt vermediler. Eski sistemle seçimlere gideceğiz!
AKP’nin politika yapma tarzının bir parçası da, olan şeyleri olmamış gibi göstermek.
Başbakan’ın demokratikleşme paketini açıklamasından çok önce, geçtiğimiz mayıs ayının sonunda CHP, seçim barajının yüzde üçe düşürülmesini öneren bir kanun teklifi vermişti.
Kanun teklifinin gündeme alınıp alınmaması ile ilgili olarak TBMM’de yapılan oylamada BDP de seçim barajının düşürülmesine olumlu yaklaştığını belirtmişti.
Teklif, AKP’nin oylarıyla gündeme alınmadan, kaldırılıp bir kenara atılmıştı.
Başbakan demokratikleşme paketini açıkladığında, MHP’li Oktay Vural da “seçim barajı için kendi önerilerini getireceklerini” söylemişti.
Hadi MHP daha açıklamadı diyelim ama ortaya konmuş, barajın düşürülmesini öneren bir teklif varken “Muhalefetin önerisi yok” görüşüne nasıl varılabiliyor, ilginç!
Bir kez daha ortaya çıkıyor ki AKP’nin barajı düşürmekle ilgili bir girişimi olmayacak.
Başbakan, yüzde onluk baraj için “Biz getirmedik ki” diyor, 12 Eylül rejiminin “iki buçuk partili demokrasi arayışına” bir itirazı yok.
Milli irade sözü dillerinden eksik olmuyor ama milli iradenin tam olarak sandığa yansımasını önleyen yüzde 10’luk barajı savunmaya devam ediyorlar.
Pazartesi: Sigarayı bırakma günü!
BU ilginç araştırmayı New York Times’da okudum.
2008 ve 2012 yılları arasında Google’da “sigarayı bırakma ile ilgili sorgulamalar” üzerine bir araştırma yapılmış.
Araştırma, İngilizce, Fransızca, Çince, Portekizce, Rusça ve İspanyolca lisanlarındaki sorgulamaları kapsıyor.
JAMA isimli tıp dergisinde yayımlanan araştırmaya göre İngilizcede sigarayı bırakma sorgulamalarının sayısı, pazartesi günleri cumaya göre yüzde 67 oranında daha fazla. Pazartesi sorgulamaları perşembeden yüzde 22, çarşambadan yüzde 11 daha büyük.
Salı günleri ise pazartesi gününe yakın çıkıyor ama yüzde 1 oranında daha az. Cumartesi ve pazar günleri ise aramalar pazartesi gününe kıyasla neredeyse üçte bir oranında.
Diğer dillerdeki aramalar da aynı sonucu veriyormuş, bir tek Rusça hariç.
Rusçada pazar günleri sorgulama daha fazla yapılıyormuş.
San Diego Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu’ndan Prof. John W. Ayers, pazartesi günlerinin sağlık açısından dikkat çekici olduğunu söylüyor. Pazartesi günleri, diğer günlere göre baş ağrısı, grip ve felç vakaları daha yüksek gerçekleşiyormuş.
Ayers, bunun hem biyolojik hem de sosyolojik nedenlerinin olabileceğini söylüyor.
Bu araştırmadan yola çıkarak, “sigara bıraktırmak ile ilgili kamu reklamlarının pazartesi gününe yoğunlaştırılmasının sonuç almak için daha etkili olacağını” belirtiyor.
Aranızda sigara tiryakileri varsa, bugün sigarayı bırakmak için iyi bir gün, haberiniz olsun istedim.
Paylaş