Paylaş
Açıklamasında bir gün önce “esnaf adına açıklama yapanlar” ile ilgili şunu söyledi:
“Buradan esnaf adına söz söyleyenleri Beyoğlu’nda tanıyan bir esnafa bile rastlamadığımızı belirtmek isteriz. Beyoğlu esnafı olarak bugün odalara, birliklere, gruplara soruyoruz. Yıllardır neredeydiniz? Ne oldu da esnaf dostu oldunuz?”
Beyoğlu Belediyesi açıklamadan bir saat sonra Konar’ın sahibi olduğu Muaf Cafe’yi, Encümen kararıyla 3 gün kapattı, karar zabıta ekiplerince uygulandı.
Konar’ın hatası iki tane bistro masasının kafenin önüne konulmuş olması, Beyoğlu’nda sıkça rastlanan bir durum yani. Genellikle de 89 lira para cezası kesiliyor.
Konar’ın işletmesi kapatıldı, çünkü ileri demokrasi döneminde aklına geleni söylemenin tehlikeleri var tabii.
Kim kafasını kaldırırsa şu ya da bu şekilde cezalandırılacak ki “usta”nın mutlak iktidarına giden yolda engeller temizlensin.
Faşizm böyle gelişir çünkü. Sesini yükseltenleri buna pişman edeceksiniz ki başkaları da ondan kendine ders çıkarsın, muhalefeti, aykırı düşünmeyi aklına bile getirmesin.
Her şafak vakti Türkiye’nin değişik kentlerinde, polis ekipleri sayıları 50’den az olmayan insanları gözaltına alıyor, evlerinde aramalar yapıyor.
Türkiye bir cadı avı sahnesine dönüştürülmüş, uyduruk “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla insanlar cezalandırılıyor.
Beyoğlu’ndaki uygulama da bunun belediye eliyle yürütüleni, hepsi bu!
Ulaştırma Bakanı Yıldırım’ın yanıtları
ÜÇÜNCÜ Boğaz Köprüsü’nün çevre yollarında yapılan güzergâh değişikliğinin kamu maliyesine zarar verip vermeyeceğini, yüklenici firmaya özel bir avantaj sağlayıp sağlamayacağını sormuştum.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım aradı ve sorduğum soruların yanıtlarını verdi. Köprü ve çevre yollarını yapıp, işletecek şirketin sahibi İbrahim Çeçen ile de konuştum.
Aldığım yanıtları bilginize sunuyorum:
Bakan Yıldırım, kamulaştırma bedellerinin idareye ait olduğunu, güzergâh değişiklikleri nedeniyle kamulaştırma maliyetlerindeki azalmanın yüklenici şirkete değil, hazineye avantaj sağladığını belirtti. Aynı bilgi İbrahim Çeçen tarafından da bana iletildi.
Bakan Yıldırım, güzergâh değişiklikleri nedeniyle işletmeci şirketin maliyetlerinde artış olacağını belirtti, Çeçen de aynı şeyi söyledi.
Bakan Yıldırım’ın verdiği bilgiye göre yapılacak otoyolların boyunda bir değişiklik yok. 60 kilometre uzunluğunda otoyol yapılacak, bağlantı yollarıyla birlikte uzunluk 95 kilometre olacak.
Bakan Yıldırım’ın açıkladığına göre güzergâhın Avrupa yakasındaki en önemli değişiklik, yolun üçüncü havaalanı sınırları içinde kalması nedeniyle yapıldı. Bu nedenle yol güneye kaydırıldı, Mahmutbey bağlantısı nedeniyle büyük bir kavşak da inşa edilecek.
Güzergâhın Uskumruköy Şehitliği’ne denk gelmesi nedeniyle yol kuzeye kaydırıldı, bu nedenle kamulaştırma bedellerinde de tasarruf sağlandı.
Riva’da Abbasın Çayırı bölgesi göçmen kuşların konaklama alanı olduğu için yol güneye kaydırıldı, çayır daha önce projede olmayan bir viyadük ile geçilecek. Bu nedenle işletmeci şirketin üretim maliyetlerinde bir artış olacak.
Alemdağ–Çekmeköy bağlantısında yol Taşdelen suyu kaynaklarına rastladığı için 300 metre güneye kaydırıldı.
Bakan bütün bu değişikliklerin işe başlanmadan önce yapıldığını özellikle vurguluyor.
Bakan Binali Yıldırım projedeki viyadük sayısının gidiş–geliş birer adet arttığını, tünel sayısında bir değişiklik olmadığını da belirtiyor.
Köprü ve çevre yollarını yapıp, işletecek olan şirketin sahibi İbrahim Çeçen de “Biz müteahhit olarak bu işi yüklenmiş değiliz. Biz yatırımcı olarak köprü ve çevre yolları inşaatlarının finansman, yapım ve işletmesinden sorumluyuz” diyor.
Büyük ya da küçük fark etmez, kamuyu ilgilendiren her türlü projede şeffaflık ve hesap verilebilirlik, medeni bir demokrasinin olmaz ise olmaz kuralıdır.
Bu nedenle Yıldırım ve Çeçen’e açıklamaları için teşekkür ederim.
Uydur uydur yaz, kafalar karışsın!
DÜN, TMSF’nin yani devletin el koyup, başına da eski bir AKP milletvekilini genel yayın müdürü tayin ettiği Akşam gazetesinde bir haber yayımlandı.
Gazetenin birinci sayfasında dokuz sütunluk bir manşet! “Beykoz Konakları’nda sır toplantı” başlığı altında şöyle deniliyor:
“Türkiye, Gezi olayları ile Mısır’ı tartışırken, kulisler ilginç isimlerin bir araya geldiği zirvelerle çalkalanıyor. Aralarında Mustafa Koç, Aydın Doğan ve Mustafa Sarıgül’ün olduğu işadamı, siyasetçi ve medya patronlarının eski siyasetçi Hüsamettin Özkan’ın evinde bir araya geldiği iddia edildi”.
Akılları sıra uyanıklık yapıyorlar, “iddia edildi” diyerek uydurdukları haberi sanki bir istihbaratmış gibi sunmaya çabalıyorlar.
Tahmin edeceğiniz gibi böyle bir toplantının olmadığı, toplantıya katıldığı iddia edilen kişilerce yalanlandı.
Bu yalanlama yapıldığı sırada Ankara’nın belediye başkanı bir tweet attı ve “Toplantıda nelerin konuşulduğunu az sonra açıklayacağım” yazdı.
Olmayan bir toplantıda nelerin konuşulduğunu açıklayacakmış!
Sözü edilen kişilerin bu zatı arayarak neler konuşulduğunu anlatmaları mümkün değil, içlerinden bazıları zaten sokakta görse selam vermez.
Peki, nereden öğrenmiş olabilir? Evlere gizlice dinleme aletleri mi yerleştirdi, telefonları filan mı dinliyor?
AKP muazzam bir dezenformasyon ve karalama kampanyası ile insanları terörize etmeye çalışıyor.
Bunun için de yalanlar dahil her türlü yolu kullanıyorlar.
Üstelik bunu bir de ramazan günü oruç ağızla yapıyorlar! Allah ıslah etsin!
Paylaş