ÇEKİMLERİ Şanlıurfa’da yapılan "Yaralı Yürek" isimli dizi, Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası’nın tepkisini çekti.
Milliyet’te yayımlanan habere göre bunun nedeni dizinin "Şanlıurfa’nın aile yapısını yansıtmaması, yöre insanının gelenek ve göreneklerini yanlış anlatması ve gerçeğe uymaması."
Bu nedenle oda, dizinin çekimi sırasında her türlü engeli çıkaracağını, lojistik ve altyapı konusundaki desteğini keseceğini söylüyor.
Açıklamada bir de şu cümle var: "Peygamberler Şehri’ne yakışır diziler görmek istiyoruz."
"Peygamberler Şehri’ne yakışır dizi" nasıl olur, çıkartamadım.
Herhalde sürekli dua edilen, dini metinlerin okunduğu bir dizi kastediliyor.
Halkımızın bir sanat akımı olarak "realizme" bu kadar tutkuyla bağlanmış olmasının ilginç bir durum olduğunu söylemeliyim.
Film ve dizilerde anlatılan hayal ile gerçek arasında böyle bir bağ kurulması mümkün olsaydı çok acayip filmler ve diziler çekilirdi.
Mesela hiçbir esnaf fiş, hiçbir işadamı vergi vermezdi. Bütün dizi kahramanları, belediyeden izin almadan balkonlarını kapatır, kaçak kat çıkar, evinin bodrumunu oyup oda yapardı.
Bazı öğretmenler çocuklara okulda öğretmedikleri dersler için, ek ders ücreti alarak kurs da düzenlerlerdi.
Katiller hapishane çıkışında kahraman gibi karşılanır, büyük otomobili olanlar trafikte herkesin üstünden geçer gider, arıza şeritleri milyonlarca mavi siren lambalı otomobille dolardı.
Herkesin belinde bir silah olurdu: Kiminde tabanca, kiminde bıçak! Bu kişiler onlarla ne isterlerse yapar, maçlara bile giderlerdi!
Sonra düşündüm: Yok canım, Türkiye böyle bir ülke değil! Gerçekçi olmak lazım, gerçekçi!
Sait Y.’nin serbest kalmasına hak verdim
BEŞ ayrı hırsızlık suçundan aranan Sait Y. isimli şahıs polis tarafından yakalandı.
Sait Y. hakkında İstanbul, Ankara, Tekirdağ, Balıkesir illerinde hırsızlık suçlarından bugüne kadar toplam 239 kez işlem yapıldığını belirlendi.
Sait Y. tutuksuz yargılanmak üzere yine serbest bırakıldı.
Hürriyet Muhabiri Ali Aksoyer’in bu haberini okurken geçen gün aldığım bir okuyucu e-postasını hatırladım.
Bir avukat okuyucum, bazı sanıkların tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmalarını eleştirdiğim yazım ile ilgili çok yararlandığım bir eleştiri yollamıştı.
Okuyucum, hakkında bir yargı kararı verilene kadar herkesin masum olarak kabul edilmesi gerektiğinin altını çiziyordu.
Bu görüşe katılmamak mümkün değil. Ayrıca insanların uzun süre yargılanmadan hapiste tutulmalarının yanlışlığı da su götürmeyecek bir gerçek.
Yazımı bu nedenle daha açık yazmalıydım: Hızlı ve adil bir yargılama yapılmasındaki engeller nedeniyle suç eğilimli kişiler aramızda dolaşıyor, sorunumuz bu aslında.
Okuyucum, bana kimlerin tutuklu yargılanabileceğine ilişkin yasa maddesini de göndermişti.
Buna göre "şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa" sanıklar tutuklanabiliyor.
Sait Y.’nin maceralarını okurken bu kanun maddesi aklıma geldi.
"Nasıl olsa nerede bulunacağı belli. Ya sizin evde, ya da komşunuzun evinde ortalığı karıştırıyor olacak" diye düşündüm.
Tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmesine hak verdim!